29 Nisan 2016 Cuma

İŞÇİLER YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLAMA ORANLARI HER REFORMLA DEĞİŞTİ


İŞÇİLER YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLAMA ORANLARI HER REFORMLA DEĞİŞTİ  

Okurlarımız sıklıkla yaşlılık aylığını hesaplamasını soruyor.

Aslında araştırma yaparsalar bununla ilgili Genelgelerde yazılanlar var.

 2011/58 sayılı Genelge de ana hatları yazılmıştır.

 Tabi ki bu işin ehli üstatları bulursalar, bağlanan emekli aylıklarını kontrol ettirebilirler.

 Kısaca bu konu da kafa yoran usta kalemlerin yazılarına erişmeniz halinde doğruyu bulacaksınız.

 Arama motorlarına yazdığınızda o usta kalemleri ve eserlerini görebilirsiniz.

 2000 yılı öncesi kısmi aylığın (A1) hesabı

Bilindiği üzere, katsayı esasına dayalı gösterge sistemi 2000 yılı itibariyle kaldırıldığından, sigortalıların 2000 yılından önceki kısmi aylıklarına esas göstergelerinin tespitinde kamu ve özel sektör için düzenlenen gösterge ve üst gösterge tespit tabloları kullanılmakta idi. Göstergenin tespitinde sigortalının 2000 yılından önce primi ödenmiş son 10 yılın prime esas kazancının ortalaması esas alınarak önce üst gösterge tespit tablosundan gösterge tespiti yapılmakta, ortalama yıllık kazanca yakın göstergenin bulunamaması halinde, bu defa 5 yıllık prime esas kazançların ortalaması alınarak gösterge tespit tablosundan gösterge tespiti yapılmakta, ortalama yıllık kazancın tespitine esas son 10 veya 5 yıllık prime esas kazançların bulunmaması halinde mevcut yıl sayısı esas alınarak aynı şekilde gösterge tespiti yapılmakta idi.

Kanunun geçici 2. maddesinin ikinci fıkrasında 506 sayılı Kanunun geçici 82. maddesinin (a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmi aylıklara esas göstergenin, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısına göre hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tabloları esas alınarak belirleneceği öngörüldüğünden, göstergenin tespitine esas 1 ila 10 yıla ilişkin prime esas kazançlar için özel ve kamu sektörüne ait gösterge tespit tabloları tespit yapılır.

A1 aylığı: Gösterge x Katsayı x Aylık Bağlama Oranı formülüne göre hesaplanacaktır.

Aylık Bağlama Oranı (ABO)

Yaşlılık aylıkları için: Gösterge Tablosu'ndan hak kazanılan yaşlılık aylıklarının oranı % 60 tır. Üst Gösterge Tablosu'nun her kademesi için ayrı bir oran belirlenmiş olup, 10. derecenin 1. kademesinin karşılığı oran % 59.9, 1. derecenin 10. kademesinin karşılığı oran ise % 50 dir. Ara göstergelerin oranları ise en düşük göstergenin karşılığı olan % 59.9 oranı, izleyen her gösterge için binde bir azaltılarak belirlenmiştir.

Belirlenen oranlar;

Sigortalı kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurulan her tam yaş için ve 5000 günden fazla ödenen her 240 günlük prim için (1) er puan arttırılacak, 5000 günden eksik her 240 günlük prim için (1) er puan eksiltilecektir.

Özel koşullara göre Gösterge Tablosundan bağlanan aylığın oranı % 60 ın altında olmayacaktır. Özel koşullara göre aylığa hak kazananlar için indirim uygulanmayacaktır.

ABO hiçbir şekilde % 85 i geçmeyecektir.

2000-2008/Ekim (hariç) arası kısmi aylığın (A2) hesabı 

Ortalama yıllık kazanç (OYK)

2000 (dahil) yılından 2008 yılına kadar geçen her takvim yılına (2000, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005 ve 2006) ait prime esas kazanç, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren 2008 yılına kadar geçen her takvim yılı için önce Aralık ayına göre açıklanan TÜFE'deki artış oranı daha sonra GH kadar arttırılarak güncellenecektir. 2007 ve 2008/Ocak-Eylül (dahil) kazançlar, kendinden sonra geçen yıl olmaması ve güncel olması nedeniyle güncellenmeden olduğu gibi alınacaktır. Güncellenen kazançlar toplamının, 2000 yılı (dahil) ile 2008/Eylül (dahil) arasındaki prim ödeme gün sayısına bölümünün 360 katı ortalama yıllık kazancı vermektedir.

Aylık bağlama oranı (ABO)

Yaşlılık aylıkları için: Toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 günün her 360 günü için % 3,5, sonraki 5400 günün her 360 günü için % 2, daha sonraki her 360 gün için % 1,5 oranlarının toplamından oluşmaktadır. Özel koşullara göre hak kazanılan yaşlılık aylıklarında bu oran % 60 ın altında olamaz.

2008/Ekim (dahil) sonrası kısmi aylığın (B) hesabı 

Ortalama aylık kazanç (OAK) : 2008/Ekim (dahil) ve sonraki her yıla ait prime esas kazancın, ait olduğu yıldan itibaren aylık talep veya ölüm tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşecek güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, 2008/Ekim (dahil) daha sonraki prim ödeme gün sayısına bölünmek suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın 30 katıdır.

. Aylık bağlama oranı (ABO):

Yaşlılık aylıkları için: Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanacaktır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacaktır.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların yaşlılık aylığı bağlama oranının hesabında, sigortalının Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır. Ancak, bu hesaplama şekli 30.04.2008 (dahil) öncesi sigortalı olanlar için uygulanacaktır

Özel hükümlere göre aylık bağlananlardan;

Kanunun geçici 9. maddesinin altıncı fıkrası gereğince maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışan sigortalılara bağlanan aylıkların aylık bağlama oranı, 8100 gün üzerinden,

Kanunun geçici 10. maddesinin bir ve ikinci fıkralarına göre sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malul olan sigortalılar ile sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanan sigortalılara bağlanan aylıkların aylık bağlama oranı, 5400 gün üzerinden,

hesaplanan orandan az olmayacaktır. Aylık bağlama oranı % 90 ı geçmeyecektir. Vedat İlki

http://www.alitezel.com/index.php?sid=yazi&id=8341



Deniz Bektaş

(ik) ISE IADE DAVALARI ZIRVESI -Dört yönlü ( 11 Haziran 2016)


Sayın YÖNETİCİ,

Çıkmak için info@suyem.com boş mail atınız
Aşagıdaki linke tıklayarak web sayfasından kayıt yaptırabilirsiniz

http://www.suyem.com/ZirveTakvimDetay.aspx?Id=509


İŞE İADE DAVALARI ZİRVESİ
11 Haziran 2016 Cumartesi
ELİTE WORLD OTEL TAKSİM İSTANBUL
İçerik
İş Sözleşmesinin Feshi - İş Güvencesi
İşe İade Davalarında Sgk Uygulamaları
Yargıtay Kararları Işığında İşe İade Davalarının Sonuçları
İşe İade Davalarında Bordro İşlemleri ve Uygulamaları
Konuşmacılar
Nurşen Caniklioğlu /Akademisyen
Haluk Durmuşoğlu Yönetim Danışmanı
İsa Karakaş Sosyal Güvenlik Uzmanı
Mustafa Kılıçoğlu/Yargıtay 9.Hd. E. Başkanı
Soru-Cevap
Katılım Bedeli: 750TL + KDV(18)
Bilgi: 0212 212 82 73 info@suyem.com
Kariyer Yönetimi /Suyem
Su Yaşamboyu Eğitim Merkezi
Sürekli basarı için yasam boyu egitim


İŞE İADE DAVALARI

DETAY

1-İŞE İADE DAVALARINDA İŞ KANUNU UYGULAMALARI


İş sözleşmesinin feshi - iş güvencesi

İş sözleşmesinin feshi

İş sözleşmesinin işverence önelli feshi

İşverenin iş sözleşmesini geçerli nedenle feshi

Çalişma koşullarinda değişiklik ve sözleşmenin feshi

Toplu işçi çıkarma

İşverenin iş sözleşmesini önelsiz fesih halleri

İŞ GÜVENCESİ

Genel olarak

İş güvencesinden yararlanma koşulları

ÇALIŞMA HAYATINDA İŞ GÜVENCESİNE YÖNELİK MEVZUAT İLGİLİ HÜKÜMLER


2-İŞE İADE DAVALARINDA SGK UYGULAMALARI

Kısaca işe iade davası süreci

İşe iade davası sonrası tazminat ve ücretler

İşe iade davası sonrası SGK bildirimi

İşe iade davası sonucu için İPC uygulanır mı?

İşe iade davası sonucu için gecikme zammı/faizi uygulanır mı?


3-YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA İŞE İADE DAVALARININ SONUÇLARI ve KARAR İNCELEMELERİ

·İş Sözleşmesi İlişkisi

·Dava Açma Süresi

·Alti Aylik Kidem

·İşyerindeki İşçi Sayısı

·Belirli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi

·İşveren Vekili

·İş Güvencesi Hükümleri

·Fesih Bildirimi Ve Şekli

· Savunma Alinmasi

·Geçerli Veya Geçersiz Fesih Nedenleri

·Değişiklik Feshi

·Kötüniyet Tazminatı Sendikal Tazminat

·Toplu İşçi Çıkarma

·İşe İade Davasında Asıl İşveren Alt İşveren

·Tazminat Ve Boşta Geçen Süre Ücreti

·İşe Başlatma Ya Da Başlatmama

·İşe İade Davası Ve İhbarkıdem Tazminatı

·İşe İade Davasında Yargılama

·Özel Hakem

·İcra İle İlgili Kararlar

·4857 Sayili İş Kanunu


4-İŞE İADE DAVALARINDA BORDRO İŞLEMLERİ VE UYGULAMALARI

Ek Bordro Düzenlenecek Durumlar Neler?

Ek Bordro Düzenlenmesinde Dikkat Edilecek Konular

Hangi Ücretten Hesaplama Yapılacak?

İşe Başlatılmayan İşçi İçin Kıdem Tazminatı Bordrosu Düzenlenmesinde Dikkat Edilecek Hususlar Neler?


Çıkmak için info@suyem.com boş mail atınız


[[[denizbektas108.yuzsekiz@blogger.com]]]

28 Nisan 2016 Perşembe

Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 292

Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 292

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)'ndan:

Giriş

BİRİNCİ BÖLÜM

Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası 

Yasal düzenleme

MADDE 2 – (1) 6663 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanununun mülga mükerrer 20 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenerek 10/2/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

"Genç girişimcilerde kazanç istisnası:

MÜKERRER MADDE 20- Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.

  1. İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,
  1. Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),
  1. Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,
  1. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,
  1. Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

İstisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.

Bu istisnanın, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."

İstisnadan faydalanacaklar ve faydalanma şartları

MADDE 3 – (1) İstisnadan;

– Ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti nedeniyle adına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş,

-Mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış,

tam mükellef gerçek kişiler yararlanacaktır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen kişilerin istisnadan yararlanabilmeleri için aşağıda yazılı şartları taşımaları zorunludur:

a) İşe başlamayı kanuni süresi içinde bildirme;

  • Mükelleflerin söz konusu istisnadan faydalanabilmeleri için işe başlamayı kanuni süresi içerisinde bildirmeleri gerekmektedir. İşe başlamanın kanuni süresi içerisinde bildirilip bildirilmediği hususu, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde tespit edilecektir.
  • İşe başlama bildiriminin Vergi Usul Kanununda yer alan süre içerisinde yapılmaması durumunda, söz konusu istisna hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

b) İşte bilfiil çalışılması ya da işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi;

  • İstisnadan yararlanılabilmesi için mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması veya kendi işinde bilfiil çalışmadığı durumlarda ise işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekmektedir.
  • Bir şahsın kendi işinde bilfiil çalışması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmesidir.
  • İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafından işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin yürütülmesiyle ilgili kararların alınması, planlanması veya denetiminin yapılması gibi durumlarda da istisna şartı ihlal edilmemiş olacaktır.
  • Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi şartını sağlayan mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmayacaktır.
  • Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde fiilen işin başında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmayacaktır.

(3) Özellikli durumlar:

a) Faaliyetin ortaklık olarak yürütülmesi;

1) Adi ortaklık veya şahıs şirketi kurmak suretiyle faaliyette bulunan mükellefler de ayrı ayrı istisnadan yararlanabilecektir. Bu durumda mükelleflerin istisnadan yararlanabilmeleri için tüm ortakların istisna şartlarını ayrı ayrı taşımaları gerekmektedir.

Ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması halinde, diğer ortaklar da istisnadan faydalanamayacaktır.

Örnek 1: Bay (A), Bay (B) ve Bay (C), 17/2/2016 tarihinde adi ortaklık şeklinde lokanta işletmeciliği faaliyetine başlamış olup faaliyete başlanıldığı tarihte Bay (A) 27, Bay

(B) 29, Bay (C) ise 32 yaşındadır. Buna göre; Bay (C), 29 yaş şartını ihlal ettiğinden ortakların hiçbiri istisnadan faydalanamayacaktır.

b) İşletmenin devralınması;

1) Bir işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde, istisnadan yararlanılabilmesi için işletmenin ya da mesleki faaliyetin devralındığı kişinin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından olmaması gerekmektedir.

Örnek 2: Bay (D), 20/2/2016 tarihinde babasına ait oto yıkama işletmesini devralmak suretiyle ticari faaliyete başlamıştır. Bay (D)'nin, işi devraldığı babasının 1. derece kan hısımı olması nedeniyle, istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

2) Ölüm dolayısıyla eş ve çocuklar tarafından işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde, devralan eş veya çocuklar istisnaya ilişkin şartların tamamını taşımaları kaydıyla, ölen mükellefin istisnadan faydalanıp faydalanmadığına bakılmaksızın devralan eş veya çocuklar istisnadan üç vergilendirme dönemi boyunca yararlanacaktır.

Örnek 3: 4/4/2016 tarihinde kırtasiye işletmeciliği faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bay (C), söz konusu istisnadan bir yıl yararlandıktan sonra 3/2/2017 tarihinde vefat etmiştir. İşletmeyi devralan eş istisnaya ilişkin diğer şartları taşımaktadır.

Buna göre, 2017 yılına ilişkin istisna tutarından; Bay (C) adına mirasçılar tarafından 1/1/2017 – 3/2/2017 kıst dönemi için verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan kazanç dolayısıyla tam olarak yararlanılacaktır. Ayrıca, işletmeyi devralan eş de 4/2/2017-31/12/2017 döneminden itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca (2017, 2018, 2019 yıllarında) istisnadan tam olarak yararlanacaktır.

Örnek 4: 3/5/2003 tarihinden itibaren büfe işletmeciliği faaliyetinde bulunan Bay (S), 28/7/2016 tarihinde vefat etmiş olup faaliyeti Bay (S)'nin 20 yaşındaki oğlu (R) devralmıştır. Büfe işletmeciliğini devralan Bay (R) istisnaya ilişkin diğer şartları da taşımaktadır. Buna göre, Bay (R) 2016, 2017 ve 2018 yıllarında söz konusu istisnadan tam olarak yararlanacaktır.

c) Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunması;

  • Mükelleflerin mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olmaları durumunda istisnadan yararlanmaları söz konusu olmayacaktır.
  • Buna göre, mevcut işletmeye veya ortaklığa sonradan ortak olunması durumunda, diğer tüm şartları taşısalar dahi, ortakların hiçbiri bu istisnadan yararlanamayacaktır.

İstisna uygulaması

MADDE 4 – (1) İstisnadan, 6663 sayılı Kanunun Resmi Gazete'de yayımlandığı

10/2/2016 tarihinden itibaren ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanlardan Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar yararlanacaktır. Dolayısıyla bu tarihten önce işe başlayan mükelleflerin söz konusu istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

(2) İstisna şartlarını sağlayan mükelleflerce daha sonra herhangi bir nedenle faaliyetin terk edilmesi durumunda, terk tarihine kadar elde edilen kazançlar dolayısıyla istisnadan yararlanılacaktır. Faaliyet terk edildikten sonra istisna kapsamındaki söz konusu faaliyetlere tekrar başlanılması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu istisnadan yararlanılamayacaktır.

Örnek 5: Bayan (F), 21/5/2016 tarihinde mimarlık faaliyetine başlamış olup istisna şartlarının tamamını taşımaktadır. Bayan (F), bu faaliyetini 3/3/2017 tarihinde terk etmiş, 2/2/2018 tarihinde anılan faaliyetine yeniden başlamıştır.

Buna göre; Bayan (F), 2016 ve 2017 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla istisnadan yararlanacak ancak, 2/2/2018 tarihinde yeniden  işe başladığı faaliyeti için ilk defa işe başlama şartını ihlal etmesi nedeniyle, 2018 ve izleyen yıllar için söz konusu istisnadan yararlanamayacaktır.

Örnek 6: Bay (G), 18/4/2016 tarihinde harita mühendisliği faaliyetine başlamış olup istisna şartlarının tamamını taşımaktadır. Bay (G) ayrıca, 4/8/2017 tarihinde market işletmeciliği, 6/9/2018 tarihinde danışmanlık faaliyetlerine başlamıştır.

Buna göre, Bay (G) 2016, 2017 ve 2018 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla istisnadan tam olarak yararlanacaktır. Ancak, yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmayacağından, Bay (G) 2017 yılında başladığı market işletmeciliği faaliyeti için 2019 yılında, 2018 yılında başladığı danışmanlık faaliyeti için ise 2019 ve 2020 yıllarında istisnadan yararlanamayacaktır.

(3) İstisnadan yararlananların, yararlanma süresi içerisinde faaliyetlerini ticari, zirai ya da mesleki faaliyet olarak değiştirmesi veya faaliyet konusunda değişiklik yapmaları durumlarında, istisnadan kalan süre kadar yararlanmaları mümkün bulunmaktadır.

Yararlanılacak istisna tutarı

MADDE 5 – (1) İstisna, her vergilendirme döneminde yıllık 75.000 Türk lirası olarak uygulanacak olup bir vergilendirme döneminde istisna tutarının altında kazanç elde edilmesi durumunda ise istisnadan yararlanılmayan tutar ertesi yıla devredilemeyecektir.

Örnek 7: 1/10/2016 tarihinde kuaförlük faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan (B)'nin, 1/10/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği ticari kazancı 45.000 Türk lirasıdır. Bayan (B)'nin, 2016 yılında yararlanabileceği istisna tutarı 45.000 Türk lirası olup kalan tutar olan 30.000 Türk lirası ertesi yıla devredilemeyecektir.

(2) Takvim yılı içerisinde işe başlanılması veya işin terk edilmesi durumlarında; işe başlama tarihinden yıl sonuna kadar olan kıst dönem bir vergilendirme dönemi, takvim yılı başından işin terk edildiği tarihe kadar olan kıst dönem ise bir vergilendirme dönemi sayılacak olup bu dönemler için istisnadan tam olarak yararlanılacaktır.

Örnek 8: 1/3/2016 tarihinde avukatlık faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan (C)'nin 1/3/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 50.000 Türk lirasıdır. Bayan (C)'nin elde ettiği serbest meslek kazancının 50.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanılacak olup kalan 25.000 Türk liralık tutar ertesi yıla devredilemeyecektir.

Bayan (C), faaliyetini 31/10/2017 tarihinde terk etmiştir. Bayan (C)'nin 1/1/2017-31/10/2017 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 80.000 Türk lirasıdır.

Mükellef söz konusu kazancın 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan tutar olan 5.000 Türk liralık kazancı ise gelir vergisine tabi olacaktır.

(3) İstisna, ticari, zirai veya mesleki faaliyetten dolayı kazanç elde eden ve şartları sağlayan gerçek kişilere uygulandığından, istisna şartlarını taşıyan mükelleflerin bir vergilendirme döneminde anılan faaliyetlerden bir veya birkaçından kazanç elde etmeleri durumunda söz konusu istisna beyan edilen bu gelirlerin toplamına uygulanacaktır.

Örnek 9: İstisnanın tüm şartlarını taşıyan Bay (E), 20/2/2016 tarihi itibarıyla mimarlık, 1/7/2016 tarihi itibarıyla de inşaat faaliyetine başlamıştır. Bay (E)'nin 2016 takvim yılında inşaat faaliyetinden elde ettiği ticari kazancı 50.000 Türk lirası, mimarlık faaliyeti dolayısıyla elde ettiği serbest meslek kazancı ise 40.000 Türk lirasıdır.

Bay (E), elde ettiği toplam 90.000 Türk lirası kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanabilecek olup kalan tutar olan 15.000 Türk liralık kazanç ise gelir vergisine tabi olacaktır.

(4) İstisna, her durumda ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefiyetinin tesis olunduğu dönemden başlamak üzere üç vergilendirme dönemi ile sınırlı olup önceki faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmayacaktır.

Diğer hususlar

MADDE 6 – (1) Bu istisnanın, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunanlar tarafından, istisnadan yararlananlara tevkifat kapsamında ödeme yapılması durumunda, gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

(2) Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir." hükmü gereği, istisnaya konu kazancın elde edilmesi sırasında tevkif edilen vergilerin tamamının beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsubu mümkün bulunmaktadır.

Örnek 10: 1/4/2016 tarihinde faaliyete başlayan serbest meslek erbabı Bay (M), istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşımakta olup bu kişinin 1/4/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 120.000 Türk lirasıdır. Ayrıca, ilgili dönemde Bay (M)'ye söz konusu faaliyet dolayısıyla yapılan ödemeler üzerinden 24.000 Türk lirası gelir vergisi kesintisi yapılmıştır.

Bay (M), elde ettiği serbest meslek kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan 45.000 Türk liralık kazanç tutarını ise yıllık beyanname ile beyan edecektir. Bay (M) tarafından verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen 45.000 Türk lirası üzerinden hesaplanacak olan gelir vergisinden, yıl içinde tevkif yoluyla ödenen 24.000 Türk lirası tutarındaki verginin mahsubu mümkündür. Mahsup edilecek tutarın beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinden fazla olması nedeniyle mahsup yoluyla giderilemeyen tevkifat tutarı genel hükümler çerçevesinde red ve iade olunacaktır.

  • Mükellefler tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimi tablolarına istisna düşüldükten sonra kalan tutar yazılacaktır.
  • İstisnadan yararlanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının (basit usulde vergilendirilenler, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında kazanç elde edenler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) geçici verginin hesabında da söz konusu istisnayı dikkate alacakları tabiidir.

(6) Kazanç istisnasından yararlanan mükellefler beyana tabi başka bir gelirlerinin olması durumunda da ticari, zirai ve mesleki kazançları dolayısıyla istisnadan yararlanabileceklerdir.

Örnek 11: Bayan (F), istisna kapsamında 2016 yılında 60.000 Türk lirası serbest meslek kazancı ile 20.000 Türk lirası kira geliri elde etmiştir. Bayan (F), bu gelirleri nedeniyle verdiği yıllık gelir vergisi beyannamesinde sadece serbest meslek kazancına isabet eden 60.000 Türk liralık geliri için istisnadan yararlanabilecek olup 20.000 Türk liralık kira geliri nedeniyle istisnadan yararlanması söz konusu olmayacaktır.

İKİNCİ BÖLÜM

Basit Usule Tabi Mükelleflere Uygulanacak Kazanç İndirimi

Yasal düzenleme

MADDE 7 – (1) 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına 29/1/2016 tarihli ve 6663 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle aşağıdaki (15) numaralı bent eklenmiştir.

"15. Basit usulde tespit edilen ticari kazançların yıllık 8.000 Türk lirasına kadar olan kısmı (Bu Kanunun mükerrer 20 nci maddesinde yer alan kazanç istisnasından faydalananlar bu bent hükmünden yararlanamaz. Bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.)."

İndirimden faydalanacaklar

MADDE 8 – (1) 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (15) numaralı bent hükmü uyarınca, ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin beyan ettikleri ticari kazançlarına herhangi bir süre ile sınırlı olmaksızın 8.000 Türk liralık indirim uygulanacaktır.

  • İndirim, 1/1/2016 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanacaktır. Dolayısıyla, indirim 2016 yılına ait kazançlara ilişkin olarak 2017 yılında verilecek beyannamede dikkate alınacaktır.
  • Söz konusu indirim, basit usule tabi mükelleflerin sadece ticari kazançlarına uygulanacak olup beyana tabi diğer gelir unsurlarının da bulunması halinde bu gelirlere indirim uygulanmayacaktır. Ayrıca, vergilendirme döneminde kazanç elde edilmemesi veya 8.000 Türk lirasının altında kazanç elde edilmesi nedeniyle yararlanılamayan indirim tutarının ertesi yıllara devredilmesi mümkün bulunmamaktadır.
  • Ticari kazancı basit usulde vergilendirilen mükelleflerin genç girişimcilere ilişkin kazanç istisnası ile 8.000 Türk liralık indirimden birlikte yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
  • Ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerden genç girişimcilere ilişkin kazanç istisnası ile 8.000 Türk liralık indirime ilişkin şartları birlikte taşıyanlar, söz konusu istisna veya indirimin hangisinden faydalanacağını kendileri belirleyecektir.
  • Basit usule tabi mükelleflerin herhangi bir nedenle takvim yılı içerisinde gerçek usule geçmeleri durumunda, 8.000 Türk liralık indirimden yararlanmaları mümkün olmayacaktır. Ayrıca, gerçek usule geçen mükelleflerin genç girişimci istisnasına ait diğer şartları taşısalar dahi ilk defa mükellefiyet tesis edilme şartı ihlal edilmiş olduğundan, söz konusu istisnadan da yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
  • İndirim tutarı, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin (Beyana Tabi Geliri Sadece Basit Usulde Tespit Edilen Ticari Kazançlardan İbaret Olanlar İçin) "Gelir Bildirimi" bölümünün ilgili satırında gösterilecektir. Öte yandan, söz konusu indirim tutarı basit usulde tespit edilen ticari kazancın yanında beyana tabi başka bir gelir unsurunun bulunması halinde "Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Eki"nde yer alan "Basit Usulde Ticari Kazançlara İlişkin Bildirim" bölümünün ilgili satırında gösterilecektir.

Yürürlük

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ hükümleri;

a) Genç girişimcilerde kazanç istisnasına ilişkin olarak 10/2/2016 tarihinden geçerli olmak üzere,

b) Basit usule tabi mükelleflere uygulanacak kazanç indirimine ilişkin hükümleri 1/1/2016 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere,

yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

(*) Resmi Gazete'de Yayımlanmak Üzere Başbakanlığa Gönderildi.

RE: Kamu Alacağında Zaman Aşımı Düzenlemesi

Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 292

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)'ndan:

Giriş

BİRİNCİ BÖLÜM

Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası 

Yasal düzenleme

MADDE 2 – (1) 6663 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanununun mülga mükerrer 20 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenerek 10/2/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

"Genç girişimcilerde kazanç istisnası:

MÜKERRER MADDE 20- Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.

  1. İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,
  1. Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),
  1. Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,
  1. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,
  1. Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

İstisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.

Bu istisnanın, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."

İstisnadan faydalanacaklar ve faydalanma şartları

MADDE 3 – (1) İstisnadan;

– Ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti nedeniyle adına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş,

-Mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış,

tam mükellef gerçek kişiler yararlanacaktır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen kişilerin istisnadan yararlanabilmeleri için aşağıda yazılı şartları taşımaları zorunludur:

a) İşe başlamayı kanuni süresi içinde bildirme;

  • Mükelleflerin söz konusu istisnadan faydalanabilmeleri için işe başlamayı kanuni süresi içerisinde bildirmeleri gerekmektedir. İşe başlamanın kanuni süresi içerisinde bildirilip bildirilmediği hususu, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde tespit edilecektir.
  • İşe başlama bildiriminin Vergi Usul Kanununda yer alan süre içerisinde yapılmaması durumunda, söz konusu istisna hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

b) İşte bilfiil çalışılması ya da işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi;

  • İstisnadan yararlanılabilmesi için mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması veya kendi işinde bilfiil çalışmadığı durumlarda ise işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekmektedir.
  • Bir şahsın kendi işinde bilfiil çalışması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmesidir.
  • İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafından işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin yürütülmesiyle ilgili kararların alınması, planlanması veya denetiminin yapılması gibi durumlarda da istisna şartı ihlal edilmemiş olacaktır.
  • Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi şartını sağlayan mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmayacaktır.
  • Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde fiilen işin başında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmayacaktır.

(3) Özellikli durumlar:

a) Faaliyetin ortaklık olarak yürütülmesi;

1) Adi ortaklık veya şahıs şirketi kurmak suretiyle faaliyette bulunan mükellefler de ayrı ayrı istisnadan yararlanabilecektir. Bu durumda mükelleflerin istisnadan yararlanabilmeleri için tüm ortakların istisna şartlarını ayrı ayrı taşımaları gerekmektedir.

Ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması halinde, diğer ortaklar da istisnadan faydalanamayacaktır.

Örnek 1: Bay (A), Bay (B) ve Bay (C), 17/2/2016 tarihinde adi ortaklık şeklinde lokanta işletmeciliği faaliyetine başlamış olup faaliyete başlanıldığı tarihte Bay (A) 27, Bay

(B) 29, Bay (C) ise 32 yaşındadır. Buna göre; Bay (C), 29 yaş şartını ihlal ettiğinden ortakların hiçbiri istisnadan faydalanamayacaktır.

b) İşletmenin devralınması;

1) Bir işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde, istisnadan yararlanılabilmesi için işletmenin ya da mesleki faaliyetin devralındığı kişinin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından olmaması gerekmektedir.

Örnek 2: Bay (D), 20/2/2016 tarihinde babasına ait oto yıkama işletmesini devralmak suretiyle ticari faaliyete başlamıştır. Bay (D)'nin, işi devraldığı babasının 1. derece kan hısımı olması nedeniyle, istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

2) Ölüm dolayısıyla eş ve çocuklar tarafından işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde, devralan eş veya çocuklar istisnaya ilişkin şartların tamamını taşımaları kaydıyla, ölen mükellefin istisnadan faydalanıp faydalanmadığına bakılmaksızın devralan eş veya çocuklar istisnadan üç vergilendirme dönemi boyunca yararlanacaktır.

Örnek 3: 4/4/2016 tarihinde kırtasiye işletmeciliği faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bay (C), söz konusu istisnadan bir yıl yararlandıktan sonra 3/2/2017 tarihinde vefat etmiştir. İşletmeyi devralan eş istisnaya ilişkin diğer şartları taşımaktadır.

Buna göre, 2017 yılına ilişkin istisna tutarından; Bay (C) adına mirasçılar tarafından 1/1/2017 – 3/2/2017 kıst dönemi için verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan kazanç dolayısıyla tam olarak yararlanılacaktır. Ayrıca, işletmeyi devralan eş de 4/2/2017-31/12/2017 döneminden itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca (2017, 2018, 2019 yıllarında) istisnadan tam olarak yararlanacaktır.

Örnek 4: 3/5/2003 tarihinden itibaren büfe işletmeciliği faaliyetinde bulunan Bay (S), 28/7/2016 tarihinde vefat etmiş olup faaliyeti Bay (S)'nin 20 yaşındaki oğlu (R) devralmıştır. Büfe işletmeciliğini devralan Bay (R) istisnaya ilişkin diğer şartları da taşımaktadır. Buna göre, Bay (R) 2016, 2017 ve 2018 yıllarında söz konusu istisnadan tam olarak yararlanacaktır.

c) Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunması;

  • Mükelleflerin mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olmaları durumunda istisnadan yararlanmaları söz konusu olmayacaktır.
  • Buna göre, mevcut işletmeye veya ortaklığa sonradan ortak olunması durumunda, diğer tüm şartları taşısalar dahi, ortakların hiçbiri bu istisnadan yararlanamayacaktır.

İstisna uygulaması

MADDE 4 – (1) İstisnadan, 6663 sayılı Kanunun Resmi Gazete'de yayımlandığı

10/2/2016 tarihinden itibaren ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanlardan Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar yararlanacaktır. Dolayısıyla bu tarihten önce işe başlayan mükelleflerin söz konusu istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

(2) İstisna şartlarını sağlayan mükelleflerce daha sonra herhangi bir nedenle faaliyetin terk edilmesi durumunda, terk tarihine kadar elde edilen kazançlar dolayısıyla istisnadan yararlanılacaktır. Faaliyet terk edildikten sonra istisna kapsamındaki söz konusu faaliyetlere tekrar başlanılması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu istisnadan yararlanılamayacaktır.

Örnek 5: Bayan (F), 21/5/2016 tarihinde mimarlık faaliyetine başlamış olup istisna şartlarının tamamını taşımaktadır. Bayan (F), bu faaliyetini 3/3/2017 tarihinde terk etmiş, 2/2/2018 tarihinde anılan faaliyetine yeniden başlamıştır.

Buna göre; Bayan (F), 2016 ve 2017 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla istisnadan yararlanacak ancak, 2/2/2018 tarihinde yeniden  işe başladığı faaliyeti için ilk defa işe başlama şartını ihlal etmesi nedeniyle, 2018 ve izleyen yıllar için söz konusu istisnadan yararlanamayacaktır.

Örnek 6: Bay (G), 18/4/2016 tarihinde harita mühendisliği faaliyetine başlamış olup istisna şartlarının tamamını taşımaktadır. Bay (G) ayrıca, 4/8/2017 tarihinde market işletmeciliği, 6/9/2018 tarihinde danışmanlık faaliyetlerine başlamıştır.

Buna göre, Bay (G) 2016, 2017 ve 2018 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla istisnadan tam olarak yararlanacaktır. Ancak, yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmayacağından, Bay (G) 2017 yılında başladığı market işletmeciliği faaliyeti için 2019 yılında, 2018 yılında başladığı danışmanlık faaliyeti için ise 2019 ve 2020 yıllarında istisnadan yararlanamayacaktır.

(3) İstisnadan yararlananların, yararlanma süresi içerisinde faaliyetlerini ticari, zirai ya da mesleki faaliyet olarak değiştirmesi veya faaliyet konusunda değişiklik yapmaları durumlarında, istisnadan kalan süre kadar yararlanmaları mümkün bulunmaktadır.

Yararlanılacak istisna tutarı

MADDE 5 – (1) İstisna, her vergilendirme döneminde yıllık 75.000 Türk lirası olarak uygulanacak olup bir vergilendirme döneminde istisna tutarının altında kazanç elde edilmesi durumunda ise istisnadan yararlanılmayan tutar ertesi yıla devredilemeyecektir.

Örnek 7: 1/10/2016 tarihinde kuaförlük faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan (B)'nin, 1/10/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği ticari kazancı 45.000 Türk lirasıdır. Bayan (B)'nin, 2016 yılında yararlanabileceği istisna tutarı 45.000 Türk lirası olup kalan tutar olan 30.000 Türk lirası ertesi yıla devredilemeyecektir.

(2) Takvim yılı içerisinde işe başlanılması veya işin terk edilmesi durumlarında; işe başlama tarihinden yıl sonuna kadar olan kıst dönem bir vergilendirme dönemi, takvim yılı başından işin terk edildiği tarihe kadar olan kıst dönem ise bir vergilendirme dönemi sayılacak olup bu dönemler için istisnadan tam olarak yararlanılacaktır.

Örnek 8: 1/3/2016 tarihinde avukatlık faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan (C)'nin 1/3/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 50.000 Türk lirasıdır. Bayan (C)'nin elde ettiği serbest meslek kazancının 50.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanılacak olup kalan 25.000 Türk liralık tutar ertesi yıla devredilemeyecektir.

Bayan (C), faaliyetini 31/10/2017 tarihinde terk etmiştir. Bayan (C)'nin 1/1/2017-31/10/2017 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 80.000 Türk lirasıdır.

Mükellef söz konusu kazancın 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan tutar olan 5.000 Türk liralık kazancı ise gelir vergisine tabi olacaktır.

(3) İstisna, ticari, zirai veya mesleki faaliyetten dolayı kazanç elde eden ve şartları sağlayan gerçek kişilere uygulandığından, istisna şartlarını taşıyan mükelleflerin bir vergilendirme döneminde anılan faaliyetlerden bir veya birkaçından kazanç elde etmeleri durumunda söz konusu istisna beyan edilen bu gelirlerin toplamına uygulanacaktır.

Örnek 9: İstisnanın tüm şartlarını taşıyan Bay (E), 20/2/2016 tarihi itibarıyla mimarlık, 1/7/2016 tarihi itibarıyla de inşaat faaliyetine başlamıştır. Bay (E)'nin 2016 takvim yılında inşaat faaliyetinden elde ettiği ticari kazancı 50.000 Türk lirası, mimarlık faaliyeti dolayısıyla elde ettiği serbest meslek kazancı ise 40.000 Türk lirasıdır.

Bay (E), elde ettiği toplam 90.000 Türk lirası kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanabilecek olup kalan tutar olan 15.000 Türk liralık kazanç ise gelir vergisine tabi olacaktır.

(4) İstisna, her durumda ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefiyetinin tesis olunduğu dönemden başlamak üzere üç vergilendirme dönemi ile sınırlı olup önceki faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmayacaktır.

Diğer hususlar

MADDE 6 – (1) Bu istisnanın, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunanlar tarafından, istisnadan yararlananlara tevkifat kapsamında ödeme yapılması durumunda, gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

(2) Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir." hükmü gereği, istisnaya konu kazancın elde edilmesi sırasında tevkif edilen vergilerin tamamının beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsubu mümkün bulunmaktadır.

Örnek 10: 1/4/2016 tarihinde faaliyete başlayan serbest meslek erbabı Bay (M), istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşımakta olup bu kişinin 1/4/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 120.000 Türk lirasıdır. Ayrıca, ilgili dönemde Bay (M)'ye söz konusu faaliyet dolayısıyla yapılan ödemeler üzerinden 24.000 Türk lirası gelir vergisi kesintisi yapılmıştır.

Bay (M), elde ettiği serbest meslek kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan 45.000 Türk liralık kazanç tutarını ise yıllık beyanname ile beyan edecektir. Bay (M) tarafından verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen 45.000 Türk lirası üzerinden hesaplanacak olan gelir vergisinden, yıl içinde tevkif yoluyla ödenen 24.000 Türk lirası tutarındaki verginin mahsubu mümkündür. Mahsup edilecek tutarın beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinden fazla olması nedeniyle mahsup yoluyla giderilemeyen tevkifat tutarı genel hükümler çerçevesinde red ve iade olunacaktır.

  • Mükellefler tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimi tablolarına istisna düşüldükten sonra kalan tutar yazılacaktır.
  • İstisnadan yararlanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının (basit usulde vergilendirilenler, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında kazanç elde edenler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) geçici verginin hesabında da söz konusu istisnayı dikkate alacakları tabiidir.

(6) Kazanç istisnasından yararlanan mükellefler beyana tabi başka bir gelirlerinin olması durumunda da ticari, zirai ve mesleki kazançları dolayısıyla istisnadan yararlanabileceklerdir.

Örnek 11: Bayan (F), istisna kapsamında 2016 yılında 60.000 Türk lirası serbest meslek kazancı ile 20.000 Türk lirası kira geliri elde etmiştir. Bayan (F), bu gelirleri nedeniyle verdiği yıllık gelir vergisi beyannamesinde sadece serbest meslek kazancına isabet eden 60.000 Türk liralık geliri için istisnadan yararlanabilecek olup 20.000 Türk liralık kira geliri nedeniyle istisnadan yararlanması söz konusu olmayacaktır.

İKİNCİ BÖLÜM

Basit Usule Tabi Mükelleflere Uygulanacak Kazanç İndirimi

Yasal düzenleme

MADDE 7 – (1) 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına 29/1/2016 tarihli ve 6663 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle aşağıdaki (15) numaralı bent eklenmiştir.

"15. Basit usulde tespit edilen ticari kazançların yıllık 8.000 Türk lirasına kadar olan kısmı (Bu Kanunun mükerrer 20 nci maddesinde yer alan kazanç istisnasından faydalananlar bu bent hükmünden yararlanamaz. Bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.)."

İndirimden faydalanacaklar

MADDE 8 – (1) 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (15) numaralı bent hükmü uyarınca, ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin beyan ettikleri ticari kazançlarına herhangi bir süre ile sınırlı olmaksızın 8.000 Türk liralık indirim uygulanacaktır.

  • İndirim, 1/1/2016 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanacaktır. Dolayısıyla, indirim 2016 yılına ait kazançlara ilişkin olarak 2017 yılında verilecek beyannamede dikkate alınacaktır.
  • Söz konusu indirim, basit usule tabi mükelleflerin sadece ticari kazançlarına uygulanacak olup beyana tabi diğer gelir unsurlarının da bulunması halinde bu gelirlere indirim uygulanmayacaktır. Ayrıca, vergilendirme döneminde kazanç elde edilmemesi veya 8.000 Türk lirasının altında kazanç elde edilmesi nedeniyle yararlanılamayan indirim tutarının ertesi yıllara devredilmesi mümkün bulunmamaktadır.
  • Ticari kazancı basit usulde vergilendirilen mükelleflerin genç girişimcilere ilişkin kazanç istisnası ile 8.000 Türk liralık indirimden birlikte yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
  • Ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerden genç girişimcilere ilişkin kazanç istisnası ile 8.000 Türk liralık indirime ilişkin şartları birlikte taşıyanlar, söz konusu istisna veya indirimin hangisinden faydalanacağını kendileri belirleyecektir.
  • Basit usule tabi mükelleflerin herhangi bir nedenle takvim yılı içerisinde gerçek usule geçmeleri durumunda, 8.000 Türk liralık indirimden yararlanmaları mümkün olmayacaktır. Ayrıca, gerçek usule geçen mükelleflerin genç girişimci istisnasına ait diğer şartları taşısalar dahi ilk defa mükellefiyet tesis edilme şartı ihlal edilmiş olduğundan, söz konusu istisnadan da yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
  • İndirim tutarı, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin (Beyana Tabi Geliri Sadece Basit Usulde Tespit Edilen Ticari Kazançlardan İbaret Olanlar İçin) "Gelir Bildirimi" bölümünün ilgili satırında gösterilecektir. Öte yandan, söz konusu indirim tutarı basit usulde tespit edilen ticari kazancın yanında beyana tabi başka bir gelir unsurunun bulunması halinde "Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Eki"nde yer alan "Basit Usulde Ticari Kazançlara İlişkin Bildirim" bölümünün ilgili satırında gösterilecektir.

Yürürlük

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ hükümleri;

a) Genç girişimcilerde kazanç istisnasına ilişkin olarak 10/2/2016 tarihinden geçerli olmak üzere,

b) Basit usule tabi mükelleflere uygulanacak kazanç indirimine ilişkin hükümleri 1/1/2016 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere,

yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

(*) Resmi Gazete'de Yayımlanmak Üzere Başbakanlığa Gönderildi.

Meyan Kökü ve Faydaları

Meyan Kökü ve Faydaları 

Meyan kökü , insanların günlük yaşamlarına veya belirli zamanlarda en çok kullandıkları bitki türleri arasında yer almaktadır. Bu mükemmel bitki, gerek sağladığı faydalar gerekse piyasada ki uygun fiyatları ile insanların ilgisini cezbetmeyi başarmıştır.

Antik tıp tarihinin bilinen en geniş kullanımlı bitkisi meyan kökü. Botanik ismi 'glycyrrhiza glabra' olsa da birçok ülke tıbbında 'likoris'adı altında kullanılır. Latince karşılığı 'tatlı kök'demektir ve ağırlık baz alındığında gram başına tatlandırma gücü normal sofra şekerinden 50 kat daha güçlüdür. Bu yüzden olsa gerek kolalı içeceklerde kullanımı oldukça yaygındır.

Çin ve Asya tıbbında M.Ö. 2000 yıllarından beri kullanıldığına dair kayıtlar mevcuttur ve Mısır firavun mezarlarından da çokça çıkarılmıştır. Çin tarihinde önemli bir yere sahiptir ve yüzyıllar boyunca Çin imparatorlarının bu maddenin ekstresini 'canlandırıcı tonik ' olarak senenin belirli dönemlerinde rutin olarak kullanmışlardır. Çin tıbbında ve mutfağında halen aktif olarak kullanılır, toksinlerden arındırdığına inanılır ve enerji içeceği olarak tüketilir. En sık kullanıldığı ve yetiştirildiği bölgelerden olan Pontefrakt'ta her yıl 'Likoris Festivalleri' düzenlenmektedir.

       Binlerce Yıldır Biliniyor Ve Kullanılıyor...

Meyan, sağlık açısından birçok özelliği olan çok özel bir bitkidir. Gençleştirici ve beslenme ile ilgili özellikleriyle her yerde, herkes tarafından en çok tüketilen şifalı otlardan biridir. Yaygın olarak, doğuda ve batıdaki herbalizmde (bitkisel şifa) ve pratisyen hekimler tarafından kullanılır. Kayıtlara göre tarihin en eski dönemlerinden beri, meyanın bir afrodizyak olarak değerlendirildiği, güzelleştirici etkisi olduğu, canlılık kazandırma açısından kullanıldığı ve uzun ömürlülük sağladığı belirtilmiştir. Meyan'a hep hayat iksiri (ab-ı hayat) denilirdi.

Çok eskiden Mezopotamya'da kil tabletler olarak bulunmuştu ve meyan "her derde dava iksir" olarak anlatılır. Öksürük ve göğüs hastalıkları ilacı olarak en eski ve en çok bilinen ilaçlardan biridir. Mısır'da firavun zamanlarından bu yana meyan suyu popüler ve tatlı bir içecektir.

Meyan'a bir kurtuluş besini de denilebilir. Yalnızca bu da değil iyi de bereketi, bolluğu vardır. Sayesinde şeker niyetine de meyanı kullanabiliyoruz. Serinletici bir şerbet olarak kullanılır ve susuzluğu giderir, açlığı bastırır ve direnme, dayanıklılık gücü verme gibi faydaları vardır. 

Tarihte Yunanlılar, Mısırlılar, Çinliler ve Hintliler gibi birçok toplum tarafından da kullanılmış olan meyan kökü, Güney ve Orta Avrupa'da  doğada kendiliğinden yetişmektedir; Rusya, İspanya, İran ve Hindistan'da ise özel olarak yetiştirilmektedir. Türkiye'nin iç Anadolu bölgesinde, güneyinde, doğusunda ve güneydoğusunda doğal olarak bolca yetişir.Meyan kökü geleneksel Çin doktorluğunda sıkça kullanılan bir bitkidir. Çinliler diğer bitkilerle karıştırarak meyan kökünün canlılık vermesini sağlarlar. Bu nedenle Çin tıbbının vazgeçilmez bir ilacıdır meyan kökü.

Meyan'nın 15'in üzerinde çeşidi vardır. Fakat bunların hepsi tatlı olarak tıp alanında genel kabul görmüş değildir ya da ticari anlamda uygun değildir.   

Meyanın Tarihçesi

Meyan otu köklerinin tıpta kullanılmasının çok eski geçmişi vardır. Çin'de M.Ö. 2800 yıllarından bu yana kullanılırken, Sümer ve Hintliler tarafından da tanınmaklaydı. Ebu Ali İbni Sina'nın eserlerinde bu köke ait birçok bilgiler bulunmakla beraber, Ortaçağ'da yazılan hemen hemen bütün tıp eserlerinde bununla ilgili bilgiler bulmak mümkündür. 
Eski Mısır'lıların Meyan köklerinden mide hastalıklarının tedavisinde kullandıkları, ayni zamanda insana canlılık ve dinçlik veren « Maısus » adı verilen bir içki yaptıkları hiyerogliflerden (Resim Yazı) anlaşılmaktadır. 

M.Ö. 400 yıllarında Theophrastus Meyan köklerinin öksürük ve göğüs hastalıklarının tedavisinde etken olduğunu belirtmiştir. 

Aristoteles Meyan kökünün astım, sıtma, öksürük ve göğüs hastalıklarında etken bir ilâç olduğunu belirtmiştir. 

Galen isimli araştırıcı Meyan kökünden hazırlanan içkinin tatlı olmasına rağmen susuzluğa yol açmadığını, bunun yanında teskin edici bir özelliği de olduğunu rapor etmiştir. Galen tedavide kullandığı Meyan kökünü Gllycyrrhiza (Tatlı kök) olarak adlandırmıştır. 

M.S. 6. yüzyılda yaşamış Roma'lı bir doktor olan Alexandr Trallıanus tıb'da en çok kullanılan bir maddenin Succus liquiritiae (Meyan balı) olduğunu bildirmiştir. 

Sümerler'e  ve  Hititler'e ait tabletlerde, meyan kökünün değişik amaçlar için kullanıldığı kayıtlıdır. Her derde deva ve bilhassa panzehir olarak uzun yıllar Çinliler tarafından kullanılmış ve halen de kullanılmakta olan ilaçların terkibine giren Droglardan (Biyolojik asıllı İlaç hammaddesi) biridir. Askeri amaçlarla Roma imparatoru Büyük İskender'in yaptığı seferlerde, askerin susuzluğunu gidermek için kullanılmıştır.
  
Evliya Çelebi ise seyahatnamesinde meyan kökü hülasası hakkında şöyle demektedir "Bu edviye değirmenlerde öğüdülüp bir gece suda yatırıp şerbetini çıkarırlar. Sabah akşam birer kâse nûş ederler. Cemi ehl-i Mısır bundan deva ve şifa bulup ismine "ırkıssus" derler. Vücud-i insanda olan cümle ahlatı ve sevdayı ve safrayı ve balgamı ve malihulyayı ve sadırda (göğüste) olan zıykunnefesi vesairi def eder.

Roma ordusu uzun ve çok yorucu olan seferlerinde meyanı zaruri bir yiyecek olarak düşündüler. Askerler sefere çıktıkları 10 gün, yiyecek ve içecek olmaksızın sadece meyandaki özellikler yardımıyla kuvvet ve enerji topladıklarını, susuzluk ve açlıklarını bastırdıklarını söylediler. 

1305 yılında, King Edward; " Meyan satışıyla ilgili bir görev için yerleştirilmiştim. Kazandıklarımla Londra Köprüsünün onarım masraflarını karşılamaya yardım ettim." dedi. 

Eski Hindular süt ve şekerle alındığı zaman meyanın cinsel gücü arttırdığına inanırlardı. 

Antik Tıpta Meyan Kökü 

Bu bitkinin kökleri, dört bin yılı aşkın süre öncesinde var olan Babil temsilciliği tarafından, kuvvetlendirici olarak bilinirdi. Meyan köklerinden hazırlanan şurup, antik Mısırlılar tarafından çok beğenilmişti.

1923'te Tutankhamen (Eski Mısır Kralı)'in mezarı keşfedildiğinde, aynı zamanda meyan kökleri de orada bulunmuş oldu. Eski Mısırlı doktorlar meyan kökünü keskin ilaçlarla karıştırdığını gizleyerek sakıncalı testler yaptılar. Ve bu ilaçla karaciğer ve bağırsak hastalıklarını tedavi ettiler.

Yunanlı doktor Theocritus ; susuzlukla savaşmak, kuru öksürükler ve astım tedavileri için meyan kökü ilacını verdi.

Meyan Kökünün yararları aynı zamanda Arap doktorları  tarafından da bilinirdi ve onlar da yiyecek ve ilaç olarak, meyan kökünü reçetelerine yazarlardı. Bir Arap doktoru ve filozofu olan Avicenna (İbni Sina) der ki : Meyan Kökü demlendiğinde, ses tellerine iyi gelir, nefes borusunu temizler, diyetler ve hastalıklar açısından çok faydalıdır.

Yöresel adları : Biyam, Boyam, Piyam, Tatlıkök'tür.

Ortak isimleri:  Licorice, Gan Cao, Iriqsus , Kan T'sao, Kan Ts'Ao, Liquirita, liquorice, Madhuka, Meyan kökü, Mi Ts'Ao, Sus Maikik.

Birleşimleri: Uçucu yağlar, birleşik yağlar, linolenik  ve linolenik asit, ağaç sakızları, coumarinler, alkaloidler, mazı oyu (tanenler), tryptamine, indolo, pyrazine, pyrrolidine, fenoller, salicylic asit, asparagine, betaine, chelite, glycyrrhizin, acılık, isoflavonlar, östrojen benzeri steroitler, bitkilerden elde edilen zamk, lecithin, protein 

Meyanın rizom kökü, normal şekere göre elli kat daha tatlı olan glisirizin  ile flavon  (Liquiritin, liquiritigenin vs.),steroller,  saponin ve kumarin adı verilen maddeleri; tadı acı uçucu yağları, nişasta ve yapışkan bitki sıvısını içerir.

Vitaminler : A, B1, B2, B5, B6, B9, E 

Mineraller : Kalsiyum, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum, sodyum, krom, kobalt, selenyum, silisyum, çinko' dur.  

İçeriğindeki benzersiz bir cevher olan glycyrrhizinin; saf şekerden 50 kat daha şekerli olduğu analizlerde tespit edilmiştir. Meyan, eğer yalnızca 1 damlasına 15.000 damla saf su eklenirse, nefis olur. Glycyrrhizinde kalori yoktur, fakat doğal meyan kökü az bir miktarda kalori içerir ve gereken şekilde çok küçük bir miktarda üzüm şekeri (% 1.4) ve sukroz (% 3.2) içermektedir. Bu şekersiz tatlandırıcı madde, şeker hastalıklarında da kullanılabilir. Tatlılığının ve lezzetlendirici özelliğinin yanı sıra acılığı olan ilaçların tadını daha leziz bir hale getirmek için de kullanılır.  

Etkileri: Balgam söktürücü, mukoza koruyucu, antiseptik, böbreküstü bezlerini etkileyici, kramp çözücü, müshil.

Kullanıldığı Yerler : Bu kökler ilaç ve bira endüstrilerinde, kolalı içeceklerin yapımında kullanılır. Anadolu'da bu kökten şerbet yapılarak içilir. Üç yıllık köklerinden elde edilen meyan balı, koyu renkli toz, çubuk ya da dörtgen şeklindeki parçalar halinde satılır ve ilaç olarak kullanılır.Daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde tüketilen meyan kökü şerbeti, özellikle Ramazan aylarında şerbetçiler tarafından satılmaktadır. Meyan kökü şerbeti faydaları arasında, hazmettirici, serinletici, böbreklere iyi gelmesi ve bağışıklık sistemini güçlendirmesi yer almaktadır.

Tadı Kadar Etkisi De Mükemmel ; Meyan Kökü…

Kimyasal bileşiminde glikrizin, glikiretinik asit, asparajin ve flavonoidler var ki flavonoidler bilinen en güçlü antioksidanlardandır. Şifalı etkisini yüksek antioksidan özelliğinden almıyor, tıbbi olarak önemli 'yangı giderici', kortizona benzer bir etkisi saptanmış ancak kortizonun yan etkilerine sahip değildir. Tüm dünyada, bir grup hekim bu bitkiyi ve ondan elde edilen bitkisel drogları, kan şekeri düşüklüklerinde, eklem iltihaplarında, romatizmada, astımda, alerjilerde, sedef, vitiligo, liken gibi kronik cilt hastalıklarındave birçok kronik yangısal durumda, destek tedavisi olarak kullanmaktadır.

Mide-barsak ve bronş yüzeyinde mukus dediğimiz koruyucu salgıyı artırıcı etkisinden dolayı gastritlerde, kolitlerde, mide-barsak ülserlerinde, kronik bronşit ve farenjitlerdede oldukça etkilidir. Safra yollarındaki salgıları da artırdığı için safra yolları hastalıklarında ve kolesterol düşürmede yardımcıdır. Hafif 'laksatif', yani dışkı yumuşatıcı bir etkisi var ki bu özelliği ile de kabızlık ve basurda faydalıdır.

Mikrobik hastalıklara karşı da çok önemli olumlu etkileri mevcut. Vücudumuzda, virüslere ve birçok mikrobik ajana karşı en en önemli savunma mekanizmalarından biri, bu gibi durumlarda salgıladığımız 'interferon'denen bir madde ki meyan kökü ve ondan elde edilen bitkisel drogların, kandaki ve dokulardaki interferon düzeyini artırdığına dair çok önemli bilimsel yayınlar ve araştırmalar mevcuttur. Zaten antik tıp tarihinde yüzyıllardır hepatitte ve verem gibi mikrobik hastalıklarda başarıyla kullanılmış. Hepatitte halen destek tedavisi olarak kıymetini yitirmiş değildir.
Birçok doğal madde gibi meyan kökünün de fazla alımı zararlı olabilir. Tansiyon ve şeker hastaları ve kanda potasyum düzeyi düşük hastalar bu maddeden elde edilmiş ürünleri kullanmamalıdır. Doktor kontrolünde kullanılması gereken bir bitkisel destektir.

Bir Ecza Deposu Olarak "Meyan Kökü"

Meyan kökü dünyada biyolojik olarak en aktif olan bitkilerden biridir. Örneğin Meyan kökü bir magnezyum ve silisyum kaynağıdır. 

Meyan kökü, mideyle ilgili sağlık problemlerinde son derece etkilidir. İçerdiği glisirutenik asid (GLA), deglisirine meyan kökü (DGL) ve karbenoksolen sodyum (CS) maddeleri, bilinen en etkili anti-ülser ilaçlarındandır. 

Meyan kökü ayrıca cilt problemlerine de iyi gelir. Meyan kökü tüketimi ciltte oluşan aknelerin tedavisinde etkilidir. 

Meyan kökü, ateş düşürücü özelliğinin yanı sıra, karaciğerin toksik maddelerisüzmesinde de yardımcıdır. Hepatit, siroz gibi karaciğer hastalıklarının tedavisinde meyan kökünde bulunan GLA'nın detoksifian etkisi kanıtlanmıştır. Bitkinin göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici özellikleri de vardır. Mide hastalıklarında, özellikle gastritte de son derece yararlıdır. 

Meyan kökü eczacılıkta toz halinde, hapların hazırlanmasında şekil vermede kullanılır. Ayrıca taze veya kuru köklerinin kaynar su ile karıştırılması ve sonra alçak basınçta yoğunlaştırılması suretiyle meyan balı elde edilir. Meyan balındaki glisirrizin miktarı daha fazladır. Meyan kökü, piyasada toz veya kalıplar halinde bulunur. Parlak siyah renkli, tatlı lezzetlidir. Suda kolaylıkla erir. Meyan kökünün su ile birleştirilmesi sonucunda elde edilen karışıma ise meyan şerbeti denir. Koyu esmer renkli ve tatlı lezzetli, göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici ve serinletici özellikte olan bu şerbet daha çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde elde edilir ve kullanılır.  

Kullanım alanları: Meyan kökü, iç salgı sistemini (endokrin sistem) etkileyebilen bitkiler sınıfına dahildir. Bitkinin içerdiği glikozitler, yapılarına göre, bedenin doğal steroit hormonlarına benzerlik gösterirler. İç salgı sistemi bölümünde bu maddenin işlevlerine değinmiştik. Meyan kökünün böbreküstü bezi problemlerine, örneğin Addison hastalığına(bir böbreküstü bezi yetmezliği) karşı görülen olumlu etkisi, onun bu konudaki etkinliğinin belirgin bir kanıtı olarak kabul edilir.

Meyan kökü ayrıca, tüm öksürüklere ve bronşiyal hastalıklara karşı da başarıyla kullanılabilir. Tıp tarafından mide ülseritedavisinde kullanıldığı gibi, geleneksel tıpta da meyan kökü, mide mukoza iltihabına ve mide ülserine ve kabızlığa karşı kullanılır. Ayrıca, kramp çözücü etkisi de unutulmamalıdır.

Kullanım biçimleri: Bir çay kaşığı ince kıyılmış meyan kökü, bir bardak soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, üstü kapalı olarak 10-15 dakika hafif ısıda kaynatılır ve süzülür. Yemeklerden sonra 1 bardak olmak üzere, günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay içilir. 

Uyarı: Önerilen dozajlara uymak kaydıyla, tedavi kürleri 4-5 haftayı aşmamalıdır. Aksi halde, eklemlerde ve yüzde ödemler oluşabilir; dışkılanan sodyum miktarı azalır ve potasyum miktarı artar. Uygulanan tedavi süresince, örneğin muz ve kuru kayısı gibi potasyum açısından zengin olan besinlerintüketilmesi doğru olur.

Beraberinde Muz Yiyin !

Ancak meyan kökünün yan etkileri de bulunmaktadır. Bu yüzden de doktor gözetiminde kullanmak gerekmektedir. Bitki; potasyum eksikliği (hipokalemi), vücutta sodyum tutulması, hipertansiyon ve erkeklerde libido azalmasına neden olmaktadır. Meyan kökü kullananlarda potasyum kaybı olacağından muz ve kayısının tüketimi önem taşımaktadır.

Böbrek ve mesanede taş ve kum olmasından korumak için ise; şu ilaç tecrübe edilmiş bir şifalı devadır :35 gram meyan kökü, 35 gram hatmi kökü, 35 gram ebe gömeci kökü, 17 gram deniz mercimeciği ile 17 gram muşmula çekirdeğini ezdikten sonra üzerine 1250 gram su döküp yarısı kalıncaya kadar kaynatıp süzerek haftada iki defa sabahları aç karına içilmelidir.

Meyan Kökünün Yan Etkileri ve Zararları

Meyan kökünün faydaları meyan kökünün kullanımının bilinçli şekilde uygulanmasından geçiyor.

Sürekli ve yüksek miktarda alımından kaçınılmalıdır. Altı haftadan daha uzun bir süre yüksek miktarda alımı toksik etkiye neden olabilir. Kullandıktan sonra 3 hafta ara verilmesi tavsiye edilmektedir.
Günlük en yüksek doz -600 mg glisirizin- aşılmamalıdır!

Yüksek tansiyona sebep olabilir. Tansiyon ilacı kullananlar aynı anda meyan kökü kullanmamalıdır.Kalp hastalarının kullandığı ilaç olan Digoxin alanlar meyan otu kullanmamalıdır.
Vücutta sıvı birikmesine yol açabilir.
Böbrek rahatsızlığı bulunanlar kullanmamalıdır.

Helsinki Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada hamilelik dönemi boyunca meyan kökünden üretilen besinleri tüketen kadınlarla, hamileliğinde hiç meyan kökü tüketmeyen kadınların çocukları yedi yaşına kadar izlenmiştir. Anne karnında meyan kökü alan çocuklarda kortizol hormonu düzeyi diğerlerinden 3 kat daha yüksek çıkmıştır. Uzmanlar, meyan kökü nedeniyle kortizol hormonu fazla olan çocukların ilerki yaşlarda bağışıklık sisteminin zayıflığı sebebiyle diyabet, yüksek tansiyon gibi hastalıklara yakalanma olasılığının bulunduğunu ifade etmişlerdir.

Genel anlamda da ifade edilecek olursa herhangi bir rahatsızlığı olan tedavi gören kişiler doktorunun haberi olmadan bitkisel ilaç kullanmamalıdır. Bazı durumlarda bitkisel ilaçlar diğer ilaçlarla etkileşebilir ve sağlık için daha olumsuz bir durum ortaya çıkabilir. 

İşte Meyan Kökünün Faydaları…

1-Bağışıklık sistemini sürekli güçlü tuttuğu için tüm hastalıklara karşı etkin koruma sağlamaktadır. Bu durum tıbben kanıtlanmıştır.Yılda iki aylık bir meyan kürü sizi gripten kanser türlerine kadar korumaya büyük ölçüde yardımcı olur.Hem organik, hem zararsız bir doğal ilaçtır.

2-Bağışıklık sisteminin bozulmasından doğan tüm hastalıkların tedavisinde (Behçet, sedef, vitiligo, lupus türleri,pernisiöz anemi, hashimoto vs.gibi) sorunlarda diğer tıbbi ve bitkisel tedavilerle birlikte uygulanmaktadır. Bağışıklık sisteminin depresyon nedenli olduğu bilimsel olarak açıklandığı için, meyan kökünün depresif Sinirsel) hastalıklara karşı da iyi bir ilaç olarak kullanılabileceği görülmüştür.

3-Mikro dolaşımı temizleyip hızlandırıcı etkileri tespit edildiği için, başta beyinsel sorunlar olmak üzere tüm damar tıkanıklıklarında olağan üstü tedavi edici etkileri görülmektedir.

4-En bilinen tedavileri akciğer ve karaciğer hastalıkları üzerinedir. Bileşimindeki etken maddeler, bu iki organı 2 ayda temizlemekte ve hayat kurtarmaktadır.Akciğer ve karaciğerin diğer sorunları yanında bu iki organdaki kanserlerin tedavisinde en güçlü ilaçlardan daha etkili olduğu görülmüştür.Meyan'ın pektoral (göğüse ait) ve yumuşatıcı,acı dindirici etkileri vardır.  İyi bilinen ve yaygın olarak kullanılan bu ilaç, genellikle öksürükler ve göğüs hastalıkları için tüketilmekle beraber özellikle de en çok bronşitler için kullanılır. Yaygın olarak öksürük ve ağrı kesici olarak  kullanılan meyan kökünün karışımındaki neredeyse tüm maddelerin her biri bir ilaçtır. 

5-Addison hastalığının tedavi edici ilacı olarak kabul edilmiştir. Addison,adrenal bezlerdeki bir fonksiyon bozukluğuna bağlı ciddi bir hastalıktır. Halen meyan dışında kalıcı bir tedavisi ve ilacı yoktur. Addison (*3 :birincil adrenal yetersizlik. En sık suçlanan neden otoimmünitedir. Adrenal bezin her üç tabakası da etkilenmiştir. Halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık, hipotansiyon, hiponatremi, hiperpotasemi en sık bulgulardır. Kronik olduğunda hiperpigmentasyon görülür. Ömür boyu sürecek kortikosteroit ile yerine koyma tedavisi, belirtileri kontrol altına alır. Genellikle glukokortikoit " kortizon veya hidrokortizon" ve mineralokortikoit "fludrokortizon" kombinasyonu verilir ve ayrıca Addison hastalığı; böbreküstü bezlerden aldesteron ve kortizol üretiminde azalma sonucu oluşan zafiyet, hipotansiyon, anemi, hipoglisemi ve elektrolit bozukluklarıyla karakterize, seyrek görülen hormonal bir hastalıktır) hastalığının belirtilerinden kurtarmaya yardımcı olduğu bulunmuştur. Kortizol yetersizliği, steroit hormonu ve arasındaki diğer etkenler Addison hastalığına neden olur.

6-Meyan, idrar tutulmasını ve tansiyonu düzenler. Eski herbalistler meyanın bu hastalığı tedavi ettiğini bilirlerdi. 1960 lara kadar hipertansiyon araştırmacıları olan Christopher R. Edwards ve Paul M. Stewart meyanı bilmiyorlardı. Sonra Genel Batı Hastanesi, Edinburgh, İskoçya ve diğerleri meyanın, sorunları çözen bir lütuf, bir nimet olduğunu düşünmeye başladılar.

7- Kanser ve lösemi tedavilerinde bitkisel destek olarak kullanılır. Diğer yüzlerce faydaları yanında aynı zamanda iyi bir anti-oksidant, yani kanser önleyici olduğu da bilinir.Kanserden korunmak için yılda iki ay, günde bir tatlı kaşığı meyan ekstresi kullanılmalıdır.

8-  Meyan şekerlidir ve içeriğindeki glisurutenik asit, şekerden elli kat daha şekerdir. Beyin zarından(korteks) salgılanan hormonları uyarır, faaliyete geçirir ve bezeleri iyileştirmeye yardımcı olur.Aynı zamanda hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda 
östrojen hormonunu  faaliyete geçirdiği ve "hap" şeklinde kullanımında adet dönemiyle ilgili dengeleri sağlayabildiği görüldü. Meyan kökü, dalak ve ciğerler için de mükemmeldir. Öksürükler,boğaz ağrısı,astım,mide ve on iki parmak bağırsağına ait ülserler,hepatitler,duyu bozuklukları(türlü ruh karışıklıkları;çırpınma, kasılmalar ve inlemeler ile kendini gösteren sinir bozuklukları) ve yiyecekten zehirlenmeler için kullanılmaktadır. 
Aynı zamanda iyi bir anti-oksidant,yani kanser önleyici olduğu da bilinir.

9-Tıbbi Etkisi ve Kullanımı :  Meyan'ın pektoral(göğse ait) ve yumuşatıcı,acı dindirici etkileri vardır.  İyi bilinen ve yaygın olarak kullanılan bu ilaç, genellikle öksürükler ve göğüs hastalıkları için tüketilmekle beraber özellikle de en çok bronşitler için kullanılır. Yaygın olarak öksürük ve ağrı kesici olarak  kullanılan meyan kökünün karışımındaki neredeyse tüm maddelerin her biri bir ilaçtır.  Anodyne(Ağrı Kesici), Antioksidant, Antipasmodic, Anti-inflamatuar, mukoza koruyucu, Depurative, idrar söktürücü, Yumuşatıcı ve Acıyı Dindirici, Estrogenic,balgam söktürücü, Pectoral(pektoral) dir.

10-Hipoglisemi,bronşitler,kolitler(kalın bağırsak iltihabı),gastritler, stres,soğuk algınlığı (nezle),mide bulantısı, ve iltihaplanmalar için çok yararlıdır.Kolonların temizlenmesini 
sağlar, ileri derecede olan beze rahatsızlıklarını, kas zayıflıkları ya da iskelete ait 
spazmları tedavi eder.Bronşitler ve ciğerlerde oluşan balgamı akışkan hale getirerek söktürmeyi sağlar. Meyan'ın içeriğindeki östrojen benzeri hormon, sesi değiştirir. Araştırmalarda kan hücrelerinin salgıladığı protein üretiminin meyan kökü aracılığıyla 
teşvik edildiği görülmüştür.

11-Meyan kökünün içerdiği glisirizin,sıkroz şekerinden 50 kere daha şekerlidir,örneğin hidrokortizon hormonlarının ürettikleri gibidir. Buradan da anlaşıldığı üzere, rahatsızlıkları giderici etkisinin yanı sıra, aynı zamanda steroid tedavisinin ardından beyin zarı ile ilgili uyarılarda da büyük rol oynar. Meyan kökü, gastrit ve ülseri iyileştirebildiği gibi aynı zamanda etkili bir kuvvetlendiricidir.

Etkileri : Yatıştırıcı, anti-artrit(mafsal yani eklem iltihabını giderir),korteks(beyin zarı) için kuvvet verici bir ilaçtır, kolestrolü düşürür, müköz zarlarındaki gastriti hafifletir,yatıştırır;balgam söktürücüdür, alerjik durumlara karşı ferahlık sağlayabilir.

12-Endokrin sistemi üzerindeki belirgin etkisiyle de meyan kökü, bir grup bitkilerden bir tanesidir. Meyan Kökü, Addision hastalığında olduğu gibi, bezelerle ilgili problemleri de tedavi eden faydalı bir bitkidir. Meyan kökünün Cattarh hastalığı gibi bronşlarla ilgili problemler,bronşitler ve genelde öksürükler olmak üzere geniş bir kullanım alanı vardır. Geleneksel Çin tıbbında da büyük bir yeri olan meyan, bitkisel bir şifa aracı olarak bilinir.

13-Genellikle, bilhassa ısıtıldığında dalak yetersizliği durumlarında kullanılır.Aynı zamanda Qi yetersizliği veya kansızlıkla düzensizleşen kesik kesik olan nabız atışı yada çarpıntılar için kullanılır. Ciğerleri nemlendirir ve öksürük keser; hırıltı ve öksürükler için kullanılır. Meyanın nötr bir tabiatı olduğu gibi, ciğerlerdeki sıcaklık yada soğukluk için de kullanılabilir. Ham meyan; çıbanlar, ağrılar yada boğaz ağrısından meydana gelen ateşli zehirlenmeler için kullanılır. Spazmları yatıştırır : karın ve bacaklardaki ağrılı spazmlar için kullanılır. Aynı zamanda lokal ve dahili olarak türlü zehirli maddelere karşın bir panzehir olarak kullanılır.

14-Doğu ve Batı kültürlerinde birkaç bin yıla dayalıdır. 
Esasen balgam söktürücü,mukoza koruyucu ve hafif laksatif olarak kullanılırdı. Geleneksel olarak kullanımında; hazmı kolaylaştırıcı, astım,yutak iltihabı(farenjit), sıtma(malarya),karın ağrısı,uykusuzluk ve enfeksiyonlar yer alır. 
 Meyan kökünün, birçok farmakolojikal (ilaç bilimsel)  etkileri olduğu bilinir. İçerdiği östrojenik, endokrine benzer; göğüs rahatsızlığı gidericidir (kortizol gibi) ; anti alerjik; bakteri giderici, virüs giderici,antiTrichomonas; antihepatotoxic; çırpınmaları gidercici; fitoterapik; kansere karşı; balgam söktürücü ve antitussive  etkilerini sergiler. İlaç biliminin çok odağında olan glisirizin ve glisurutenik asit, flavonoidler gibi meyanın birleşiminde bulunan diğer maddeler de farmolojide önemli etkiler sağlar.

15-Meyan kökü, genç ve yaşlı,hem kadın hem erkek,sağlıklı yada hasta olmak üzere herkes için tavsiye edilebilir.Yazarların görüşlerine göre meyan, dünyanın en muhteşem toniğidir. Bu nedenle, iskelet sisteminin korunmasında önemli bir tonik olduğunu tavsiye ettim.Meyan Kökü'nün göğüs hastalıklarını, vücudun içi ve dışı olmak üzere tüm bölgelerini iyileştirici etkisi insanı hayrete düşürüyor. Meyan Kökü yalnızca deriye değil, müköz zarlarındaki rahatsızlıklara da iyi gelir ve bağırsak sistemini düzenlemeye yardımcı olur.

16-Bu bitki, patojen mikrobunun çeşitlerinden hiçbirinin yaklaşmasına izin vermeyecek kadar vücudu güçlendirme yetisine sahiptir.Bu nedenle meyan kökü,iskelet sistemi için bir tonik olarak kullanılmalıdır.                                    

Genel bir spektrumda bakıldığında görülüyor ki, koruyucu tonik olması, sağlığı koruması ve yara iyileştirici olması gibi  özellikleriyle  meyan kökünden daha iyi bir şifalı bitki yoktur. Beyin damarlarını açarak ve tıkanıklıkları temizleyerek tüm beyinsel hastalıkların tedavisinde bile başarı ile kullanılabilmektedir.

17- Ciltte mikro dolaşımı hızlandırarak cildin hücrelerinin yenilenmesini sağlar.Cildi güzelleştirir ve zayıf saçları gürleştirir.   

 ETNOGRAFYA BOTANİĞİ : 
MEYAN,DÜNYADA HANGİ HASTALIKLARDA KULLANILIYOR?
A.B.D Kanser türlerinin iyileştirilmesinde ve AİDS tedavisinde kullanıyor.


ÇİN               
Ağrı kesici, panzehir, yanık, kanser(yemek borusu), rahim kanseri, öksürük, idrar söktürücü, solunum sıkıntısı, balgam söktürücü, ateş, canlandırma, gençleştirme, ağrı ve yaralar, kuvvet verici ilaç(tonik) ve SARS hastalığında ilaç olarak kullanıyor.
 

AVRUPA
Tümör (Kanser) tedavisinde ve hastalıklardan koruyucu olarak,ayrıca karaciğer hastalıklarında kullanıyor.
 

JAPONYA
Balgam söktürücü, panzehir, spazm çözücü olarak kullanıyor.Japonya'da pek çok ilacın bileşiminde vardır.
TÜRKİYE
İdrar söktürücü, göğüs yumuşatıcı,balgam söktürücü, serinletici şerbet olarak, hepatit virüslerinde, zayıflık ve güçsüzlüklerde, pek çok hastalıkların tedavisinde, kuvvet macunlarının yapımında ve çoğunlukla erkek ve bayanda sesi güzelleştirici olarak kullanıyor.
 


DEĞİŞİK ÜLKELERDE
 
Addison hastalığı, bakteri öldürücü, candidia mantarı, öksürük, balgam sökümünde koku giderici, mantar öldürücü ilaç, laksatif, pektoral (göğse ait rahatsızlıklar), hap, yanık, ağrı,tümör,ürogenital yol tedavisinde kullanıyor.

SARS Hastalığına Karşı "Meyan Kökü" 

Dünya geçtiğimiz yıl içinde Sars'la tanıştı. Bilim adamları bu hastalığı yenecek antikorlar geliştirmeye çalışırlarken, geçtiğimiz günlerde Sars'ın çözümünün doğada bulunduğu açıklandı. Alman virologlar, meyan kökünden elde edilen bir maddenin, Sars'a karşı kullanılan ribavirin maddesinden çok daha etkili olduğunu kaydettiler. 

The Lancet dergisinde yayımlanan habere göre, Frankfurt Üniversitesi'nin kliniğinde görevli virologlar, meyan kökünden elde edilen ve HIV-1 (AIDS virüsü) ve Hepatit C virüsüne karşı başarıyla kullanılan glisirizin maddesinin, laboratuvar ortamında Sars virüsünün çoğalmasını engellediğini açıkladılar. Meyan kökünün özünün etkinliği Sars koronavirüsü tarafından enfeksiyona uğramış maymun hücreleri üzerinde de test edildi. 

Prof. Prakash Chandra, kullanılan ribavirin maddesinin toksik etkisine dikkat çekerek, glisirizin maddesinin yüksek konsantrasyona rağmen yan etkisinin çok az olduğunu, uzun dönem araştırmalarının yapıldığını, bu maddenin ucuz olduğunu ve zehirli olmadığını belirtti. Meyan kökündeki bu madde, yüksek dozda kullanıldığında SARS virüsünün üremesini tamamen durduruyor. Bu bitki, virüsün, enfeksiyona yol açan hücrelere bağlanmasını zorlaştırarak üremesini engelliyor. 

Karaciğer Kanseri İçin "Meyan Kökü" 

Meyan'ın birleşiminde kanser ilacı etkisi yönünde bulgular vardır. 

Chemistry&Industry (Kimya&Endüstri) dergisinin bir raporuna göre, meyan karışımlarında olan önemli bir bileşen karaciğer kanseri tedavisi için etkilidir. Karaciğer kanseri, İngiltere'de her yıl 2,800'ün üstünde insanı etkiliyor ve bunun yanında  İngiltere Kanser Araştırmalarının söylediğine göre 2,700 kişi de ölüyor. Karaciğer kanserinin tedavisi ve karaciğer için olan ilaçların bu hastalığı iyileştirmesi oldukça zordur. 

Fareler üzerinde yapılan çalışmaların gösterdiğine göre meyan karışımındaki glycerrhetinic asit ve glycerrhizic asit, karaciğerde çoğalır. Bu demektir ki taşıyıcı kanser tedavisindeki ilaçların etkisi doğrudan karaciğerdeki tümör içindir.  

Çin'de Nankai Üniversitesi araştırmacılarının lideri olan Zhi Yuan, genellikle glycerrhizic asidin kullanımının antikorlara göre onlarca binlerce defa daha ucuz ve kolay kullanıldığını söyler.

Bu tetkik sonuçları, Tim Meyer, Londra'daki Royal Free Hastanesinde Tıbbi Onkolojist Rehberliği tarafından kabul edilmiştir. Dokuyu tedavi edici ilaçların potansiyel olarak tedavide daha etkili olduğu bulunmuştur. Çünkü, bu ilaçların daha yüksek olan yoğunluğu tümörden kurtuluş için daha etkilidir. Dozu gerekli ölçüde azaltılır ve vücudun diğer kısımlarındaki zehirli maddelerin neden olduğu etkileri önemli ölçüde azaltır.

Mide Rahatsızlıklarında "Meyan Kökü"

Yeni üretimi yapılan Meyan Kökü Ektresi'nin vücudu çevik ve canlı tutmak ve bu çağda vücudun yaşlanmasını engellemek isteyenler için tavsiye edilebilir bir şifa aracı. Dünyanın en muhteşem şifa bitkisi. Meyanın içinde bulunan 10 farklı bioflavonoidler, bağışıklık sistemini desteklemek, kanser hücreleriyle savaşmak ve kanserden korunmak için etkili.
Aynı zamanda mide ülserlerini tedavi eden ve mide asidini ortadan kaldıran ilaçlarla eş. Son yıllarda mide ağrısını daha fazla insan yaşıyor. Spazmlar, yanma, mide ekşimesi ya da mideden ses gelmesi gibi belirtiler veriyor bu tür rahatsızlıklar. Meyan kökü ektresi, yeterince endişe veren tüm ağrıların üstesinden gelmek için... Mide, 12 parmak bağırsağı ülseri ve gastrit tedavisinde yardımcı bir bitki.. İltihap giderici,  bakteri öldürücü.

Yara İyileştirici "Meyan Kökü"

Meyan kökü ektresi, antik dönemlerden bu yana şifa dağıtan bir bitki. Dünya üzerinde birçok halk yüzyıllardır ülser, artirit, bronşit ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı meyan kökünü doğal ilaç olarak kullanıyordu. Meyan kökü ekstresi, metabolizmaya etki ederek güneş lekelerinden korunmayı sağlıyor, akne yaralarının iyileşmesini hızlandırıyor. İçeriğindeki bir çok madde kanalıyla güzel ve canlı olmayı sağlaması özelliği ile eski Çin'de onlarca yıldır kullanıldığı biliniyor. Sigaranın zararlı etkilerinden korunmanın doğal yolu meyan ektresi kullanmaktan geçiyor. Özellikle sigara dumanı nedeniyle tahriş olan boğaz yolu hastalıklarında şifa gücüne sahip. Göğsü yumuşatmaya, balgamı söktürmeye, ateşi düşür meye ve öksürüğü kesmeye yardımcı oluyor.

Vücudun güç kaynağı "Meyan Kökü"

Latince karşılığı 'tatlı kök' anlamına gelen meyan kökü,  M.Ö. 2000 yıllarından beri kullanılan bir bitki. Geçmişte, Çin tıbbı ve Hipokrat tarafından "hayat iksiri" anılıyor. Roma ordusu uzun ve çok yorucu olan seferlerinde meyanı zaruri bir yiyecek  olarak düşündüler. Roma askerleri sefere çıktıkları 10 gün, yiyecek ve içecek olmaksızın sadece meyan kökündeki güçlü besinler yardımıyla kuvvet ve enerji topladıkları eski kaynaklarda yer alıyor. Yüzyıllar boyunca Çin imparatorlarının meyan kökü ekstresini 'canlandırıcı tonik' olarak kullandıkları  biliniyor. Yunanlılar ve Romalılar astım ve mide ülseri tedavisinde meyan kökü suyu kullanıyordu. Eski zamanlarda  yaraları sarmak ve öksürük yatıştırma amaçlı da tüketiyordu.

Meyan kökü beyin hücrelerini koruyor…

ABD'nin Güney Carolina üniversitesi, meyan kökünün alzheimer veya parkinson gibi beyin hastalıklarında beyin hücreleri ölümlerinin önlenmesinde işe yaradığını tespit etti. Meyan kökünün ise özünde östrojenik etkiye sahip maddeler olduğuna dikkat çeken uzmanlar "Alzheimer'a tam koruma sağladığına inandığımız bir meyan kökü çeşidi üzerinde çalışıyoruz" dedi. 

Zonaya Meyan Kökü Şerbetiyle Tedavi

Zona vücudun sırt ve boyun bölgesinde görülen döküntülü bir hastalıktır. Bir sinir ucu iltihabıdır. Nadiren: baş, bel ve boyun bölgesinde de görülür. Çok ağrılı geçen bu hastalıktan vücudun direncini arttıracak iyi bir tedaviyle kurtulmak mümkündür. Alternatif tedavi olarak şu bitkisel kürden yararlanabiliriz.

Kullanımı:6 hafta boyunca sabah akşam meyan kökü şerbeti: 1 çay bardağı içilmeli.

Not: Meyan kökü taşıdığı mineraller sayesinde zona ve uçuğa neden olan virüsler üzerinde antiviral etki göstermektedir. Böbrek yetmezliği olanlar kullanmamalı, Uzman bir doktora danışarak alınmalıdır. 

Bronşit Hastaları İçin "Meyan Kökü"

Bronşite iyi gelen bitkiler arasından en üst sıralarda gelen meyan kökü, göğsü yumuşatıcı ve balgam söktürücü özelliği vardır.

Gribal enfeksiyonların yaygın olduğu bu aylarda, özellikle meyan kökü çayı tavsiye edilmektedir. Meyan kökü bitkisinin öksürüğü geçirici etkisi mevcuttur. Soğuk algınlığı gibi kış hastalıklarında etkilidir.

Meyan kökü güçlü bir antioksidan deposudur. Meyan kökü çayı hazırlanırken; yarım kahve kaşığı meyan köküne, 1 fincan sıcak su eklenerek demlenir. Süzüldükten sonra içilir.

İyileşmeyen Yaralar (Ülserler) Meyan Kökü İle İyileşsin…

Bilim insanları stresin ülsere neden olmakla beraber asıl nedenin, genellikle enfeksiyonlara neden olan helicobakter pylori adındaki bakteri olduğunu belirtmişlerdir.

Sisteminizde H. Pylori bulunması ülser olacaksınız anlamına gelmez. Bununla birlikte peptik ülserli kişilerin % 75'inde H. Pylori vardır. Erkekler ülserlere kadınlara nazaran 4 kat daha hassastır ve yaşlandıkça risk artmaktadır.

Teknik olarak, her türlü yara ülserdir. Fakat birisi ülserim diyorsa, büyük ihtimalle on iki parmak bağırsağı ya da midesindeki bir yaradan bahsediyordur. Bu tür ülserlere aynı zamanda peptik ülser de denir. Çünkü, sindirim enzimi pepsizin maruz kaldığı yerlerde görülürler.

Bitkisel alternatifler üzerinde araştırma yapan bir grup Alman doktor meyan kökünün  ülser tedavisinde kullanılabileceğini onaylamıştır.Meyan kökü, glycyrrhizic asit gibi bazı anti ülser bileşikler içerir. 

Meyan kökü ve özütleri (günde 3 fincan çay gibi) makul miktarlarda kullanılırsa zararsızdır. Uzun süreli kullanımı ya da aşırı miktarda alınması halinde baş ağrısı, uyuşukluk, vücutta sodyum ve su tutulması, aşırı potasyum kaybı ve yüksek tansiyona neden olabilir.

Bu yan etkiler,bitkinin hafifçe işlenmiş hali olan deglisrinizated meyan kökü (DGMK) kullanılarak büyük oranda elimine edilebilir. Yapılan araştırmalar DGMK'nün ülser tedavisini en az yeni kuşak farmasotik ilaçlar kadar hızlandırdığını ortaya koymuştur.

Eğer ülserden korunmak için zaman zaman meyan kökü kullanmayı düşünürseniz, herhangi bir çay yaptığınızda içine bir parça meyan kökü atın. Meyan kökünün kendisinden de çay yapılabilir ve bu çayı diğer çaylarla karıştırırsanız tatlandırıcı görevi yapar.

Ülserlere ( Duadenal ve Gastrik ) Meyan Köküyle Tedavi

Meyan kökünü hem ülser hem de gastrik ülser tedavisinde kullandığımızda çok etkilidir.

Her iki ülser tipide besin, antasidler ya da kusma ile hafifler. Karında hassasiyet olur. Ülserler genellikle mide ya da duodenumu saran koruyucu  etkenlerin zarar görmesiyle  oluşur.

Meyan kökü tarih boyunca peptik ülserin tedavisinde kullanılan etkili bir ilaç olarak bilinmektedir. Yıllardır yapılan bir çok araştırmada DGM'nin etkili bir ülser önleyici olduğunu göstermiştir.

Kullanımı; Yarım  kahve kaşığı  kıyılmış meyan kökü üstüne bir fincan kaynar su döküldükten sonra 5 dakika demlenir ve süzülerek içilir.

Özofajit  (Mide ekşimesi)  İçin Meyan Kökü

Özofajit, yemek borusunun mideye açılan kapakçığının normal çalışmaması nedeniyle ortaya çıkar.

Kapak görevi yapan bu kas grubunun (ÖS) açılarak besin maddelerinin mideye geçmesini sağlamak ve sonra da kapanarak mide asitlerinin yemek borusuna geçmesini önlemektir. Özofajitde ÖS tamamen kapanmaz ve göğüste bir yanma meydana gelir. Bu yanma, aslında mide asidinin yemek borusunu tahriş etmesinden kaynaklanır.

Özofajitten korunmak için, yemeklerinizi sakin bir ortamda yavaş yavaş çiğneyerek yiyin. Kızarmış yiyeceklerden uzak durun. Sebze, meyve ve işlenmemiş tahıl tüketmek de özofajitten korunmaya yardımcı olur.

Meyan kökü (Glycyrrhiza glabra): Meyan kökü; özofajiti, mide ve yemek borusu ülserlerini son derece başarılı bir şekilde tedavi etmektedir. Yapılan çok sayıda araştırma, meyan kökünüm spazm giderici olduğunu ve midenin asit üretimini sınırlayıcı özellikleri olduğunu, bu sayede de özofajit riskini azalttığını ispatlamıştır.

Meyan kökü günde üç fincan kadar kullanıldığında son derece güvenli bir bitkidir. Altı haftadan daha fazla devamlı kullanılmamalıdır. Arada sırada içilecek bir fincan meyan kökü çayı, özofajitinizi tedavi etmede yardımcı olacaktır.

AİDS ve HIV Enfeksiyonuna Karşı: Meyan Kökü

HIV pozitif tedavinin amacı HIV'den AIDS'e geçişi yavaşlatmaktır. Bu da besin durumunun uygun düzeye getirilmesi, sağlıklı bir yaşam tarzının izlenmesi ve bağışıklık işlevini güçlendirmek için alınacak önlemlerle tamamlanır. 

Meyan kökünün öncel aktif bileşeni glisirizindir. Meyan kökünün içinde bulunan glisirizin denilen bileşen, HIV virüsünün hasta olmayan hücrelere yerleşerek genetik yapısını bozar, viral çoğalmayı engeller.

AIDS virüsüne meyan kökü çayı iyi gelir. HIV virüsünün artmasını engellediğini yapılan testler sonucu gözlemlenmiştir.

Kullanımı; meyan kökünü ağzınızda çiğneyerek ya da çay olarak demleyip tüketebilirsiniz.

Egzamayı Dert Etmeyin…

Toplumun yüzde ikisi ile yedisini etkileyen; kronik kaşıntılı, iltihaplı, kızarık, pullu kuru deri olan egzamaya meyan kökü derman oluyor.

Egzamanın ana nedeni besin alerjileridir. Çocukluk çağındaki egzama olgularının yaklaşık yüzde seksen biri süt, yumurta ve yerfıstığı alerjisinden kaynaklanır. Omega-3 yağları (balık yağları ve keten tohumu yağı) tedavide etkilidir.

Etkili tedavi, besin alerjilerinin saptanıp elenerek bağışıklık sistemine destek olunup aynı zamanda deride histamin salınımının ve diğer alerjik unsurların bastırılmasını gerektirir.

Egzamanın tedavisinde bitkisel ilaç kullanımı, içeriden ve dışarıdan olmak üzere iki gruba ayrılır. Meyan kökünün her iki uygulamada da yararlı olduğu görülmektedir. İçeriden kullanıldığında önemli iltihap önleyici ve antialerjik etkiler yaratabilmektedir.

Önerilen dozajı günde üç defa alınız:

Toz halinde meyan kökü: 1-2 gr

Sıvı ekstre (1:1) : 2-4 mg

Katı(toz halinde) ekstre (4:1): 250-500 mg

Lokal kullanıma gelince en iyi sonuç saf glisiretinik asit içeren ticari preparatların kullanılmasıdır.

Meyan kökü içeriğinde bulunan, saponin, glisirizin, flamorait, kumarin, izoflovan gibi ilaç sanayiinde kullanılan yararlı maddeler vardır.

Depresyona Karşı Meyan Kökü

Derin bir keder hali, büyük bir savunmasızlık ve mutsuzluk hissi, konsantrasyon eksikliği, dengesiz beslenme, uyku düzensizliği ve normalde zevk aldığı şeylerden hoşlanmama gibi belirtileriniz varsa, depresyona karşı bir şeyler yapmanın zamanı gelmiştir.

Herkes zaman zaman efkarlanır, fakat depresyon şiddetini hiçbir şekilde yitirmeyen ciddi bir bozukluktur. Eğer depresyon haliniz sürekliyse, tedavisi için bir doktora başvurulmalıdır. Bu arada, size yararı olacak bitkiler de mevcuttur.

Meyan kökü (Glycyrrhiza glabra): Meyan kökünün içerdiği bileşiklerden en az sekiz tanesi, güçlü antidepresan özellikler gösteren MAO inhibitörlerindendir.

Eğer depresyonla baş etmek için meyan kökünden faydalanmak isterseniz, bitki çaylarının herhangi birine biraz meyan kökü eklemeniz kafi olacaktır. Meyan kökü ve özütleri (günde üç bardağa kadar) makul miktarda alındığı takdirde güvenliyse de, uzun süreli kullanımı ya da belirtilenden fazla alımı baş ağrısı, uyuşukluk, vücutta aşırı tuz ve su tutulması,aşırı potasyum kaybı ve yüksek tansiyona neden olabilir.

Cildinizdeki Lekeleri Silmenin En Doğal Çözümü: Meyan Kökü

Çoğumuzun en büyük sorunlarından biridir cilt lekeleri.. Ya güneşe karşı hassas bir cildimiz olması ya gebelik sonrası ya yaşlılık ya da doğal olarak var olan çillerimiz… Nedeni de derimize renk veren melanosit adlı hücreler tarafından melanin pigmenti üretiminin aşırı artmasıdır.Peki Melanosit hücreler hangi durumlarda melanin pigmentinin aşırı derecede üretilmesine sebep olur? 

Bu aşırı üretime neden olan en önemli faktör güneşten yansıyan zararlı ışınlar olan UV ışınlarıdır. Bunun dışında görülen diğer bir faktör de gebelik durumunda hormonel değişiklikler sonucu melanin pigmentinin aşırı salgılanmasıdır.

Aynaya her baktığımızda bizi rahatsız eden ve giderilmesi ile ilgili herhangi bir müdahale de kalıcı hale gelen cilt lekelerimizi doğal yoldan cildimize herhangi bir zarar oluşturmadan yok etmenin bir yolu var mı?  

Cilt lekelerini gidermenin ve oluşumu önlemenin en önemli yolları;

1-    Ciltte melanosit hücrelerinin melanin pigmentini aşırı salgıladığı bölgelerde bu salgılamayı dengeleyen

2-    Cilt lekelerinin oluştuğu bölgelerdeki  derinin soyulmasını sağlayan yardımcı bitkileri kullanarak bu problemle mücadele etmek mümkün.. 

Doğada cilt lekelerinin giderilmesinde ve oluşumunu önlemede etkili bir çok bitki bulunmaktadır. Bu bitkilerden en etkili olanlarından biri Meyan köküdür.  Meyan kökü içeriğinde bulunan Glabradin adlı etken madde sayesinde  melanin üretimini baskılayarak hem oluşmuş cilt lekelerinin renginin açılmasını hem de yeni cilt lekelerinin oluşumunun engellenmesine yardımcı olur. 

Meyan kökünü dilediğimiz gibi cildimizdeki lekeleri gidermede uygulayabilir miyiz?

Meyan kökü sadece cilt lekelerinde değil bir çok hastalıkta faydalı etkileri bulunmakta ancak bu etkilerini de içeriğinde bulunan farklı etken maddeleri sayesinde gerçekleştirmektedir. Meyan kökünün cilt lekelerinde etkili olan etken maddesi Glabradin olup , bu maddeyi istenilen dozda meyan kökünden ayırarak hazırlanılan preperatlar kullanılmalıdır. Aksi takdirde bilinçsiz şekilde uygulanması durumunda ya istenilen sonuçlar alınmayabilir ya da cilde uygulandığı için cilt pH sına uygun olmaması durumunda ciltte tahrişlere sebebiyet verebilir.

Her Türlü Öksürükte " Meyan Kökü"

Her türlü öksürükte meyan kökü çok etkilidir. 50 gram kadar meyan kökünü 1 litre suya atıp 10 dakika kadar kaynatın. Bu çayı akşamdan yapın ve bir gece bekletin. Gün boyunca aç veya tok karnına iki üç bardak içebilirsiniz.

Ayrıca meyan kökü çayı

Bu çayla yapılan gargara ağız içi yaralarını iyileştirir.

Nezleyi tedavi edici özelliği vardır.

Balgam söktürür.

Güzel bir sese sahip olunmasını sağlar. (özellikle mesleğinde sesini kullananlar bu çayı sabahları içmelidirler )

Mide ve on iki parmak ülserinde ve gastritte faydalıdır. (Bu durumda yemeklerden sonra içine bir parça tarçın katılmış meyan kökü çayı içilmelidir.) 

Meyan kökü tozu

Yemekten sonra alınacak bir çay kaşığı meyan kökü tozu bağırsakları rahatlatır.

Yine aynı miktar meyan kökü tozu idrar söktürücü vazifesi görür.

Meyan kökü balı (Meyan kökü ekstresi)

Meyan kökü bitkisinin köklerinin kaynar suda işlenip meyanlı suyun yoğunlaştırılmasıyla elde edilen özüttür. Piyasada toz, silindir çubuk ya da dört köşe parçalar halinde bulunur. Parlak siyah renkli, özgül tatlı bir kütledir. Suda kolaylıkla erir. Bileşimi meyan köküyle aynıdır, ama glisirizin oranı daha yüksektir (%20). Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, mukozaları koruyucu ve yara iyileştirici etkisi vardır. Bu nedenle bazı pastillerin bileşimine girer. Mide hastalıklarında da kullanılır.

Meyan kökü bitkisinden elde edilen bu bal suda kolayca çözülür ve özellikleri meyan kökü ile aynıdır.Koyu pekmez kıvamındadır.Meyanın kullanılması gereken en önemli şekli olan özüdür.İlaç halını almış durumudur. Bir su bardağı suya bir çay kaşığı ekstre karıştırılarak içilir.

Genel Kullanımı  

Kök ya da ekstrakt meyankökü tadının bir kaynağı olarak kullanılır. Ekstrakttan elde edilen likör toz haline gelecek şekilde işlenir ya da daha konsantre katı bir forma getirilir.

Meyan kökü/ekstraktı gıda endüstrisinde sıklıkla tatlandırıcı olarak ya da içecek, şeker ve sakızda aroma verici katkı maddesi olarak kullanılır. Tedavi edici özelliklerinden dolayı, hem geleneksel hem de bitkisel ilaçlarda kullanılır, örneğin farmasötikal endüstride meyankökü reçetesiz satılan ilaçlar ve öksürük şuruplarında kullanılır.

Raporlanmış Tütün Endüstrisi Kullanımı

Tütün mamulü üreticileri, meyankökünü, üretimin farklı aşamalarında tütüne lezzetlendirmek ve dumanı tatlılaştırmak için kullandıklarını raporlamışlardır. Meyankökü, dumana olgun, tatlı ve odunsu tat katar.Sigaraya eklenen meyankökü miktarı bir sigarada kullanılan tütün ağırlığının %4'ü kadarına denk gelir. Meyankökü ayrıca puro ve çiğneme tütünü gibi diğer tütün mamullerinde tatlandırıcı olarak kullanılır.

Sağlığa Zararlı Etkileri 

Meyankökü, gıda ve kozmetik kullanımında genellikle güvenli olarak addedilmiştir. Ancak, bu sigara içilirken dumanının çekilmesinin de güvenli olduğu anlamına gelmez. Meyankökü ekstraktı yandığında, bazılarının insanda kansere yol açtığı bilinen (örneğin, benzen) ya da kansere sebep olması mümkün (örneğin asetaldehid) gibi çok sayıda toksik madde açığa çıkar. Oluşan diğer toksik maddeler arasında sağlığa zararlı etkileri bulunan toluen, fenol gibi kimyasallar bulunmaktadır.

Ekstraktta bulunan şekerler de sigara dumanındaki nikotinin beyne ulaşmasını zorlaştıran asidik bileşikler oluşturabilir. Bu, sigara içicilerini, kendi nikotin dozlarına ulaşmaları için,  dumanı daha fazla çekmeye ve hatta daha fazla sigara tüketmeye zorlar. Ayrıca, meyankökü kullanımı, nikotinin potansiyelini arttırarak sigarayı daha çok bağımlılık yapıcı hale getiren aldehid (örneğin asetaldehid) gibi bileşiklerin oluşturması yüzünden insana dolaylı olarak zarar verebilir. Aldehidler çok reaktiftir ve ruh hali iyileştirici etkisi dolayısıyla sigarayı daha da bağımlılık yapıcı hale getiren harman gibi diğer bileşikleri üretirler. 

Meyankökü ekstraktı eklemek, birçok yolla, örneğin tütünün nemli kalmasına yardım ederek, sigaranın bütün aromasını dengeleyerek ve ağızda ve boğazda kuruluğu azaltarak, dumanı daha keyif verici hale getirmektedir.

Ayrıca, meyankökü ekstraktında bulunan şekerin yanmasıyla oluşan karamel aroması sigara dumanının çekiciliğini ve lezzetini arttırmaya yardımcı olur. Üstelik içinde bulunan glycyrhizzin solunum yollarını açabilir ve diğer katkı maddeleri ile birleştiğinde sigara içenlerin dumanı daha derine çekebilmesine böylelikle nikotin dozlarını daha kolay alabilmelerine yol açabilir.

Bu sebeple, sigaraya meyankökü gibi daha tercih edilebilir aromalı katkı maddelerini ekleyerek, tütün mamulü üreticileri sigara içimini daha keyifli hale getirme başarısı göstermektedirler. Bu husus, sigara içme alışkanlığını desteklemekle kalmayıp, netice itibariyle sigara içicilerinin sigara dumanındaki toksik maddelere daha çok maruz kalmasına neden olan sigaraya daha da bağımlı hale gelmesini kolaylaştırmaktadır.

Sanayide Kullanımı 

Meyankökü bitkisinin kök ve rizomlarından eriyen maddelerin kısmen veya bütünüyle alınmasıyla elde edilen meyan özü, sanayi alanında kolalı meşrubat imalatında kişnişle karıştırılıp katkı maddesi olarak; bira üretiminde ise köpük oluşturucu olarak kullanılmaktadır. Ayrıca doğal boyamacılıkta ve tahin helvası üretiminde yer almaktadır. Sigara üretiminde ise belli oranlarda tütüne karıştırılarak nikotinin etkisini azaltıcı olarak da kullanılmaktadır. 

Pazarı ve İhracatı 

Meyankökü Türkiye'nin önemli ihraç ürünlerinden biridir. Dünya ticaret alanında geniş yeri vardır. Özellikle Amerika, Avrupa ve Japonya gibi ülkeler, meyankökünün pazarıdır. Ülkemizde yetişen meyankökünün az bir kısmı tüketilmekte, geri kalanı ise ihraç edilmektedir. Eskiden kök üretimi Ege bölgesinde yapılırdı, ticaret merkezi ise İzmir idi. Günümüzde daha çok Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde toplanmaktadır.

Gaziantep, Muş, Siirt ve İzmir'de kurulmuş fabrikalarda meyankökü, çeşitli sanayi kollarında kullanılmak üzere işlenmekte, ayrıca birçok ülkeye ihracatı yapılmaktadır. Şanlıurfa'da da bir yatırım sektörü olarak düşünülebilir.

Meyan Şerbeti

Özellikle Adana'da çok yaygın olan bu şerbetin diğer bir (yöresel) ismi de "Aşlama" ("Haşlama") olup; hafif şekerli ve kendine has (colalı içecekleri anımsatan) tadı ile, bölgede özellikle yazın çok revaçta olan, sağlık açısından da etkileri kanıtlanmış bir içecektir.

Malzeme:
1 kök meyan kökü (1 avuç dolusu) , 5 litre su

Yapılışı: 1 avuç dolusu ezilmiş meyan kökü alınır. Derin bir tencereye konur. Üzerine bol su eklenir (Yaklaşık 1 avuç dolusu meyan kökü için 5 litre) Bir kaç saat, - tortusu dibe çöküp meyan kökü, kendine has koyu rengini ve tadını suya bırakana kadar- bekletilir. 

Dikkatlice tel süzgeçten geçirilir. Meyan şerbetinin berrak ve tortusuz olması için, tekrar bir süre daha dinlendirilir. Temiz bir (çift kat) tülbentten süzülerek bir sürahiye ya da şişeye konulur. Şerbetin tadı mutlaka kontrol edilir. Gerekiyorsa, tekrar süzülerek, bir kaptan diğerine boşaltılır ve eğer kıvamı da yoğun ise, acılığını gidermek ve tadını ayarlamak için, yeteri kadar su ilave edilir.

(Dikkat edilmesi gereken önemli nokta; meyan şerbetinin dibine tortular birikeceği için, şerbetin dibindeki kısmı, (yaklaşık 2 parmak kadar) bırakılmalıdır. Aksi halde şerbet bulanık olur. (Şerbetin dibindeki tortulu kısmı ve ıslanmış meyan kökü atılır.)

Soğutularak servis yapılır.(Arzuya göre bir kaç karanfil, çubuk tarçın eklenebilir ise de, orijinal meyan şerbeti sade olarak hazırlanır.)

Şanlıurfa'da Şerbetçilik 

Meyankökünden yapılan Şerbet satıcılığı Urfa'da bir meslek dalı olmuştur. Birçok şerbetçi bu mesleği çocuklarına da öğretir ve ailece bu mesleği icra ederler. Şerbetçilerimiz sıcak yaz günlerinde genelde tarihi çarşılarımızın bulunduğu mekânlarda (Sarayönü ile Balıklıgöl arasında kalan bölgede) dolaşıp halk tarafından çok ilgi duyulan bu güzel içeceği sırtlarında taşıyarak satarlar. Meyan şerbetine Şanlıurfa'da "Biyan balı" da denmektedir. Bölgemizde; Gaziantep, Diyarbakır ve Mardin'de de içecek olarak kullanılmaktadır.

Meyan Şerbeti (Biyan Balı)'nin Yapılışı 

Meyankökü topraktan söküldükten sonra üstündeki toprak, çamur gibi tabii kirler temizlenerek ortalama 20 cm uzunluğunda kesilerek güneşte veya sıcak bir yerde kurutularak saklanır. Bu köklerin tatlı ve güzel bir kokusu vardır. Daha sonra bu çubuklar tokmakla dövülüp elyaflar haline getirilir. Sonra "teşt"e (bir tür büyük leğen) konur, üstüne bir miktar su serpilir. Elyaf bu az miktardaki su ile birlikte elle karıştırılır, 1 kg elyafın içine 1 çay kaşığı karbonat olacak şekilde yeteri kadar karbonat eklenir ve hamur gibi yoğurulur. Elyaf, serpilen suyu çekince tekrar su verilerek karıştırılmaya devam edilir. Bu işlem birkaç kez tekrarlanır. Daha sonra kitle yeterli oranda ıslanınca tahtadan yapılmış bir teknenin içine konulur. Birkaç saat sonra teknenin ön tarafındaki delikten, ıslak olan meyankökü elyafından şerbet süzülmeye başlar. "Teşt"te birikmeye başlayan şerbet özüne belli bir oranda su katılır. Teşt içindeki şerbet, tasla bir müddet karıştırılır. Bu arada köpükler oluşur ve bu köpükler tas ile alınarak teknedeki meyankökü elyafının üzerine dökülür. Köpükler, elyafın özündeki maddenin daha iyi çözülmesiyle şerbetin berrak ve lezzetli olmasını sağlar. Teştte biriken koyu kıvamdaki şerbet güğüme konulur, belli bir oranda su ilave edilip karıştırılır ve buz parçaları da konularak satışa çıkarılır. Usta şerbetçiler buz parçalarını, krom sacdan yapılmış ince uzun ve ağzı kapalı bir termosa koyarak güğümün içine bırakır. Bu şekildeki soğutmada eriyen buzun suları şerbete karışmaz.

Çok eskiden buz yapan makinalar olmadığından kışın "karlıklar"da biriktirilen karlardan konulurmuş. Kentin güney batısında yeralan dağlardaki mağaraların zeminlerine oyulmuş, ağız çapları 6-10 m, taban çapları 4-6 m, derinlikleri 8-15 m arasında değişen "karlıklar"ın içi kışın kar doldurulup üzeri samanla kapatıldıktan sonra yazın bir tarafı temizlenerek açılır ve testereyle kesilen karlar şehire getirilip kalıp halinde satılırmış. Karacadağ'dan getirilen kar kalıplarından da istifade edilirmiş.

Anlatıldığına göre, herşey gibi eski şerbetlerin de lezzeti bir başkaymış.

Şifalı Bitkiler Allah'ın Birer Rahmetidir… 

Ş
imdi biraz düşünelim. Meyan kökü en başta sadece küçücük, tahta görünümünde bir tohumdur. Ancak bu tohum kök saldığında ve filizlendiğinde sahip olduğu özelliklerle birçok hastalığa şifa olabilecek maddeler içermektedir. Verimsiz topraklarda bile yetişen bu bitkinin, birçok hastalığın yanı sıra bir gün dünyayı pençesine alan SARS adlı bir hastalığa da çare olabildiği anlaşılmıştır. 

Bilim adamları en gelişmiş teknolojik aletlerle laboratuvarlarda bu hastalıklara çare ararken, küçücük bir tohum bütün bunları tek başına başarabilmektedir. Böyle bir şeyi tohumun kendi kendine başarmış olması mümkün müdür? Ya da tesadüfler, bu küçücük tahta parçasının içinde, bu kadar detaylı ve karmaşık bilginin bir araya gelmesini sağlamış, bu sayede bitkiye şifa verici özelliklerini kazandırmış olabilir mi? Elbette hayır. Bu bitkinin tohumuna sahip olduğu bütün bu özellikleri yerleştiren Yüce Allah'tır. Rabbimiz bizlere hem hastalıkları hem de onlara şifa olan bu bitkileri yaratarak üstün ilmini ve sonsuz rahmetini göstermektedir. 

Yeryüzündeki tüm bitkiler, insanlar ve bütün canlılar için özel olarak tasarlanmışlardır. Bu da bize Allah'ın yaratmadaki gücünü ve eşsiz sanatını gösterir. Allah Kuran'da şöyle buyurur: 

" Yeryüzünde sizin için ne yaratıp çoğalttıysa hepsinin renkleri çeşit çeşittir (muhteliftir). Muhakkak ki bunda, zikreden (tezekkür eden) bir kavim için elbette âyet (delil) vardır. " (Nahl Suresi, 13)

Yüce Rabbimiz'in,  başka hiçbir şifalı bitkide bulunmayan muhtevasındaki eşsiz maddelerle belli oranlarda bir ilaç gibi bize sunduğu özel terkiptir "Meyan Kökü". Sadece biz insanlara sunulmuş olan bu yaratılış mucizesinden şifa bulmanız dileklerimle….

Sıhhatle ve sevgiyle kalın…..

Bir Ecza Deposu "Meyan Kökü" - Nazan Başoğul (Tabiat Eczanesinden Reçeteler)

Bir Ecza Deposu "Meyan Kökü"

Nazan Başoğul - Tabiat Eczanesinden Reçeteler

http://www.hakaynasi.com/nazan-basogul/1235/bir-ecza-deposu-meyan-koku-nazan-basogul-tabiat-eczanesinden-rec-as-ha.aspx

Blog Arşivi