31 Mayıs 2016 Salı

(ik) ISE IADE DAVALARI ZIRVESI -Dört yönlü ( 11 Haziran 2016)


Sayın YÖNETİCİ,

Çıkmak için info@suyem.com boş mail atınız
Aşagıdaki linke tıklayarak web sayfasından kayıt yaptırabilirsiniz

http://www.suyem.com/ZirveTakvimDetay.aspx?Id=509


İŞE İADE DAVALARI ZİRVESİ
11 Haziran 2016 Cumartesi
ELİTE WORLD OTEL TAKSİM İSTANBUL
İçerik
İş Sözleşmesinin Feshi - İş Güvencesi
İşe İade Davalarında Sgk Uygulamaları
Yargıtay Kararları Işığında İşe İade Davalarının Sonuçları
İşe İade Davalarında Bordro İşlemleri ve Uygulamaları
Konuşmacılar
Nurşen Caniklioğlu /Akademisyen
Haluk Durmuşoğlu Yönetim Danışmanı
İsa Karakaş Sosyal Güvenlik Uzmanı
Mustafa Kılıçoğlu/Yargıtay 9.Hd. E. Başkanı
Soru-Cevap
Katılım Bedeli: 750TL + KDV(18)
Bilgi: 0212 212 82 73 info@suyem.com
Kariyer Yönetimi /Suyem
Su Yaşamboyu Eğitim Merkezi
Sürekli basarı için yasam boyu egitim


İŞE İADE DAVALARI

DETAY

1-İŞE İADE DAVALARINDA İŞ KANUNU UYGULAMALARI


İş sözleşmesinin feshi - iş güvencesi

İş sözleşmesinin feshi

İş sözleşmesinin işverence önelli feshi

İşverenin iş sözleşmesini geçerli nedenle feshi

Çalişma koşullarinda değişiklik ve sözleşmenin feshi

Toplu işçi çıkarma

İşverenin iş sözleşmesini önelsiz fesih halleri

İŞ GÜVENCESİ

Genel olarak

İş güvencesinden yararlanma koşulları

ÇALIŞMA HAYATINDA İŞ GÜVENCESİNE YÖNELİK MEVZUAT İLGİLİ HÜKÜMLER


2-İŞE İADE DAVALARINDA SGK UYGULAMALARI

Kısaca işe iade davası süreci

İşe iade davası sonrası tazminat ve ücretler

İşe iade davası sonrası SGK bildirimi

İşe iade davası sonucu için İPC uygulanır mı?

İşe iade davası sonucu için gecikme zammı/faizi uygulanır mı?


3-YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA İŞE İADE DAVALARININ SONUÇLARI ve KARAR İNCELEMELERİ

·İş Sözleşmesi İlişkisi

·Dava Açma Süresi

·Alti Aylik Kidem

·İşyerindeki İşçi Sayısı

·Belirli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi

·İşveren Vekili

·İş Güvencesi Hükümleri

·Fesih Bildirimi Ve Şekli

· Savunma Alinmasi

·Geçerli Veya Geçersiz Fesih Nedenleri

·Değişiklik Feshi

·Kötüniyet Tazminatı Sendikal Tazminat

·Toplu İşçi Çıkarma

·İşe İade Davasında Asıl İşveren Alt İşveren

·Tazminat Ve Boşta Geçen Süre Ücreti

·İşe Başlatma Ya Da Başlatmama

·İşe İade Davası Ve İhbarkıdem Tazminatı

·İşe İade Davasında Yargılama

·Özel Hakem

·İcra İle İlgili Kararlar

·4857 Sayili İş Kanunu


4-İŞE İADE DAVALARINDA BORDRO İŞLEMLERİ VE UYGULAMALARI

Ek Bordro Düzenlenecek Durumlar Neler?

Ek Bordro Düzenlenmesinde Dikkat Edilecek Konular

Hangi Ücretten Hesaplama Yapılacak?

İşe Başlatılmayan İşçi İçin Kıdem Tazminatı Bordrosu Düzenlenmesinde Dikkat Edilecek Hususlar Neler?


Çıkmak için info@suyem.com boş mail atınız


[[[denizbektas108.yuzsekiz@blogger.com]]]

21 Mayıs 2016 Cumartesi

01 Haziran 2016' dan itibaren 5 ve daha fazla işçi çalıştıran İşverenler, Maaşları bankadan ödemek zorunda


01 Haziran 2016' dan itibaren 5 ve daha fazla işçi çalıştıran İşverenler, Maaşları bankadan ödemek zorunda


21 Mayıs 2016


21 Mayıs 2016 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 29718

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

MADDE 1 – 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ç) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"a) Banka: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki bankaları,"

"ç) Hesap: 5411 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar nezdinde açılan hesabı,"

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan "en az 10 gazeteci" ibaresi "en az beş gazeteci" şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "en az 10 olması durumunda," ibaresi "en az beş olması durumunda," şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "en az 10 gemi adamı" ibaresi "en az beş gemi adamı" şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "en az 10 olması halinde," ibaresi "en az beş olması halinde," şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 6 – Bu Yönetmelik yayımı tarihini izleyen ay başında yürürlüğe girer.

MADDE 7 – Bu Yönetmelik hükümlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Maliye Bakanı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan birlikte yürütür.

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin

Tarihi

Sayısı

18/11/2008

27058

Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin

Tarihi

Sayısı

5/12/2009

27423

 


17 Mayıs 2016 Salı

2015 Yılı Faaliyet Dönemi Denetçisinin 2016 Yılı İçinde Seçilmesi

T.C.

KAMU GÖZETİMİ

MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU

KURUL KARARI

Karar Tarihi: 12/05/2016

Karar No : 75935942-050.01.04 – [03/  ]

Gözetim ve Denetim (II) Daire Başkanlığı'nın 11/05/2016 tarihli müzekkeresinde; 2015 yılı hesap döneminde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 397 inci maddesi kapsamında bağımsız denetime tabi olduğu tespit edilen bazı şirketlerin 2015 yılının denetçisini 2016 yılında seçtikleri ve 2016 yılında denetim sözleşmesini akdettikleri tespit edildiği belirtilmiştir.

TTK'nın 399 uncu maddesinin birinci fıkrasında, denetçinin, her faaliyet dönemi ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesinin şart olduğu belirtilmiştir.

Bu bağlamda, denetimin ait olduğu hesap döneminden sonraki dönemlerde yapılan denetçi seçimine dayanılarak imzalanan denetim sözleşmeleri çerçevesinde yapılacak denetimler ile TTK'nın 397 inci maddesinde öngörülen bağımsız denetim zorunluluğunun yerine getirilmiş olamayacağına ve keyfiyetin Başkanlık tarafından kamuoyuna duyurulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Kıdem Tazminatı Hesaplaması Nasıl Yapılır?

Kıdem Tazminatı Hesaplaması Nasıl Yapılır?

İşçinin iş yerine bağlılığının bir ödülü olan kıdem tazminatının hesaplamasında süreklilik kazanmış her türlü ayni ve nakdi hak ve menfaatlerin dahil edilmesi gerekmekte olup sadece damga vergisine tabi tutulması gerekiyor.
 İlk başta brüt ücret üzerinden hesaplanması gereken kıdem tazminatında, bu brüt ücrete ek olarak yıllık yapılan ödemelerde, geleceğe yönelik olarak kararlaştırılmış ödemeler değil, son bir yıl içinde fiilen yapılmış olanların dikkate alınması gerekiyor,

 İşçiye sağlanmış aylık ödeme veya menfaatlerin bir günlük miktarı, bunların 30'a bölünmesi suretiyle, yıllık ödemelerinde 365'e bölünmesi suretiyle bir günlük giydirilmiş ücretin yani kazancın saptanması gerekiyor. Eğer toplu iş sözleşmesiyle 30 gün değil de daha fazla süre öngörülmüşse bu gün sayısı üzerinden hesaplanması gerekiyor. 

KIDEM TAZMİNATINDA ÜCRET NASIL BELİRLENİR?

 Hesaplama yapılırken öncelikle bir günlük giydirilmiş brüt kazancın tespit edilerek bu rakama göre bir yıldan fazla olması şart olan süre bazında yansıtma yapılması gerekiyor. Yıldan artan ay ve gün süreleri de orantılı olarak kıst hesaplama yapılması gerekiyor.
 Kesinti olarak da sadece binde 7,59 oranında damga vergisinin uygulanması gerekiyor.

 Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. İş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir.

Baskıyla işten ayrılan kıdem tazminatı alabilir!

Doğumdan sonra kıdem tazminatı!

 KIDEM TAZMİNATI HESABINA NELER GİRER?

 Süreklilik gösteren gıda, sağlık, giyim, yakacak, yemek, ulaşım, konut, aile, çocuk yardımı gibi nakdî veya aynî yardımlar, kıdem tazminatının hesaplanmasında dikkate alınır.
 Buna karşılık; işyerinin kuruluş yılı için ödenen ikramiye, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri için ödenen ücretler, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, jübile/kıdem teşvik ikramiyesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği amacıyla verilen iş elbisesi ve koruyucu malzeme bedelleri, kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınmayan ödemeler olarak belirlenir.

Maaşı geç yatan kıdem tazminatı alacak

 KIDEM TAZMİNATI HESABINA DAHİL OLAN ÖDEMELER
 1- Çıplak ücret,
 2- Yemek yardımı,
 3- Kasa tazminatı,
 4- Gıda yardımı,
 5- Yakacak yardımı,
 6- Eğitim yardımı,
 7- Konut yardımı,
 8- Giyecek yardımı,
 9- Erzak yardımı,
 10- Sosyal yardım niteliğindeki ayakkabı ya da bedeli,
 11- Unvan tazminatı,
 12- Aile yardımı,
 13- Çocuk zammı,
 14- Temettü,
 15- Havlu ve sabun yardımı (işyerinde kullanılacak ise tazminat hesabında dikkate alınmaz),
 16- Taşıt yardımı,
 17- Yıpranma tazminatı,
 18- Kalifiye-Nitelik zammı,
 19- Sağlık yardımı,
 20- Mali sorumluluk tazminatı,
 21- Devamlı ödenen primler.

KIDEM TAZMİNATINDA DAHİL OLMAYAN ÖDEMELER
 1- Evlenme yardımı,
 2- Hastalık yardımı
 3- Doğum yardımı,
 4- Ölüm yardımı,
 5- İzin harçlığı,
 6- Teşvik ikramiyesi ve primleri,
 7- Seyahat primleri,
 8- Fazla çalışma ücreti, ulusal ve genel tatil,hafta tatili ücretleri
 9- Harcırah (Yolluk),
 10- Bir defalık verilen ikramiyeler.

 Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmez.

 KIDEM TAZMİNATI TAVANI NE DEMEK?

 İşçinin kıdeminin her yılı için, son aldığı brüt ve giydirilmiş30 günlük ücretinin ödenmesi, yıldan artan süreler (aylar ve günler) için de aynı oranda ödeme yapılması gerekiyor.

 Kıdem tazminatı hesaplanırken, yıllık miktar, en yüksek devlet memurunun gösterge ve ek gösterge rakamlarıyla sınırlıdır. Yani kıdem tazminatı hesabında en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarı'nın gösterge ve ek gösterge toplamı olan 9500 rakamı esas alınır ve günün memur maaş katsayısı ile hesaplanır. Toplu sözleşmelerle ve hizmet sözleşmeleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanunu'na tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez. Örneğin 01.01.2016'dan tarihinden itibaren kıdem tazminatına esas tavan ücret 4092,53 TL olarak uygulanıyor.

 Basın İş Kanunu'nda tavan sınırlaması bulunmuyor. Deniz İş Kanunu'nda ise İş Kanunu'na paralel olarak aynı tavan tutarı uygulanıyor.
 Kıdem tazminatına esas ücreti tavandan alt seviyede olanlar için tavanın bir önemi yoktur. Ancak, ücretleri tavanı aşan işçilere ise tavan rakam kadar ödeme yapılır, fazlası için ödeme yapılmaz. Örneğin, 30 günlük brüt ücreti tavan rakamından fazla olan bir işçiye sadece her yıl için tavan rakamı baz alınarak ödeme yapılmalıdır.

 Gelir Vergisi Kanunu md. 25/VII'ye göre, İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu'na göre ödenen kıdem tazminatından gelir vergisi kesilmez. Basın İş Kanunu'na göre ödenen kıdem tazminatının ise 24 aylığı aşmayan miktarı vergi dışıdır. Binde 7,59 damga vergisi kesintisi yapılarak, işçiye ödenecektir.

 Kıdem süresini hesaplamak için, kıdemin sonu olan tarihten, kıdemin başlangıcı olan tarih çıkartılır. Kıdeme dâhil olmayan, örneğin makul süreyi aşan hastalık izinleri (İhbar süresi+6 hafta), grev veya lokavtta geçen süreler, bunlar kıdem tazminatı süresinden düşülür.
 Kıdem tazminatının, fesih tarihinden ya da işçinin ölümü tarihinden itibaren (İş.K.md. 32/V) gecikme süresi için hesaplanacak mevduata uygulanan en yüksek faizle (Bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz) birlikte ödenmesine karar verilir. (1475 sayılı İş K. md. 14/XI).

 Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi için işçi ile işveren anlaşabilirler. Kıdem tazminatı, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

ŞEVKET TEZEL / ALİTEZEL

ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}  BLOG1:Sosyal Güvenlik (SGK) Mesleki Paylaşım Platformu
                                                 BLOG 2: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 
                                   



10 Mayıs 2016 Salı

Vergi İncelemeleri sonucunda Tek Düzen Hesap Planına Uyulmadığı Gerekçesiyle Kesilen Özel Usulsüzlük Cezalarına Yargı Onayı

Vergi İncelemeleri sonucunda Tek Düzen Hesap Planına Uyulmadığı Gerekçesiyle Kesilen Özel Usulsüzlük Cezalarına Yargı Onayı




1) Genel Açıklama

Bilindiği üzere, bir işletmenin faaliyet ve sonuçları ile doğrudan ilgili olan kesim sadece o işletmenin sahip veya ortakları değildir. Bunların yanı sıra o işletme ile ticari, mali ve ekonomik ilişkiler kuran işletmeler veya toplum bireyleri, kredi, finans ve yatırım kuruluşları ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşları işletmenin faaliyet ve sonuçları ile ilgilenmekte ve bu konuda sağlıklı ve güvenilir bilgi sahibi olmak istemektedirler. İşletmelerin faaliyet ve sonuçları konusunda bilgi kaynağı ise o işletmenin muhasebe kayıt ve belgeleri ile bunlara dayanılarak hazırlanmış mali tablolardır.

Muhasebe bilgilerinin sunulduğu mali tablolara dayanılarak karar almak durumunda bulunan ilgililer açısından en önemli etken, bu bilgilerin sağlıklı ve mukayese edilebilir nitelikte olmasıdır. Makro açıdan milli gelir hesapları ve benzeri istatistiklerin çıkarılmasında, kalkınma planlarının hazırlanmasında, ulusal ve uluslararası sermaye hareketlerinin düzenlenmesinde, ekonomik faaliyetlerin Devlet tarafından kontrol edilmesi ve yönetilmesinde muhasebede tekdüzeliğin sağlanması büyük önem arz etmektedir. Kaldı ki, mali tablolar aracılığı ile ilgililere sunulan bilgilerin denetlenmesinin gerekli olduğu hallerde, tekdüzen hesap planı uygulamasının denetimin iş yükünü azaltacağı ve kolaylaştıracağı da açıktır.

Maliye Bakanlığı 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 175 ve mükerrer 257. maddelerinin verdiği yetkiye dayanarak 26/12/1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile,

a) Muhasebenin Temel Kavramları,

b) Muhasebe Politikalarının Açıklanması,

c) Mali Tablolar İlkeleri,

d) Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulması,

e) Tekdüzen Hesap Çerçevesi Hesap Planı ve İşleyişi

konularında düzenlemeler yapmıştır.  

Yapılan bu düzenlemelerin amacı;

- Bilanço usulünde defter tutan gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin faaliyet ve sonuçlarının sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi,

- Mali tablolar aracılığı ile ilgililere sunulan bilgilerin tutarlılık ve mukayese edilebilirlik niteliklerini koruyarak gerçek durumu yansıtmasının sağlanması,

- ve işletmelerde denetimin kolaylaştırılmasıdır.

Öte yandan, bu düzenlemeler,

- Muhasebe bilgilerinin karar alma durumunda bulunan ilgililere yeterli ve doğru olarak ulaştırılmasına,

- Farklı işletmeler ile aynı işletmenin farklı dönemlerinin karşılaştırılmasına,

- Mali tablolarda yer alan hesap adlarının tüm kesimler için aynı anlamı vermesine,

- Muhasebe terim birliğinin sağlanması suretiyle anlaşılabilir olmasına,

- İşletmelerle ilgililer arasında güven unsurunun oluşturulmasına

yönelik olduğundan muhasebe sitemi uygulama tebliğleri ile getirilen usul ve esaslara uyulması zorunludur.

2) Tek Düzen Hesap Planına Uymamanın Yaptırımı: Özel Usulsüzlük Cezası 

Tek Düzen Hesap Planına uymamanın cezası, Vergi Usul Kanununun 353. maddesinde özel usulsüzlük cezası olarak belirlenmiştir.

Vergi Usul Kanununun "Özel Usulsüzlükler ve Cezaları" başlıklı 353/6. maddesinde; bu Kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve malî tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara 5.000,00 TL. (460 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2016'dan itibaren) Özel Usulsüzlük Cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.

Yapılan vergi incelemeleri sonucunda da, tek düzen hesap planına ve malî tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.

3) Yargı Organlarının Görüşü: Özel Usulsüzlük Cezası Kesilebilmesi İçin, Muhasebe Standartlarına, Tek Düzen Hesap Planına ve Mali Tablolara İlişkin Usul ve Esaslara Uyulmadığının Hukuken Geçerli Bir Şekilde Tespit Edilmesi Gerekiyor.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, Vergi Usul Kanunu'nun 353 üncü maddesinin 6 numaralı bendine göre, bu kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Bu konuda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Sorun, bu cezanın hangi hallerde kesilebileceğine ilişkindir: Vergi Müfettişinin kanaati yeterli midir? Yoksa, hukuken geçerli bir tespit gerekli midir?

Yargı Organları, bu gibi konularda idari cezalar için de geçerli olan "cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı" genel ilkesine göre hareket ederek karar vermektedir. Yargı kararlarına göre, bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle;

- Muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı hakkında hukuken geçerli bir tespitin bulunması,

- Beyanname eki tabloların hangi yönlerden standarda uygun olmadığının açık bir biçimde ortaya konulması

gerekmektedir. Bu konuda Danıştay tarafından verilen bir kararın özeti aşağıdadır:

"213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353 üncü maddesinin 6 numaralı bendinde, bu kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüştür. Bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı hakkında hukuken geçerli bir tespitin bulunması, beyanname eki tabloların hangi yönlerden standarda uygun olmadığının açık bir biçimde ortaya konulması gerekmektedir. Olayda ise böyle somut bir tespit olmayıp, sadece 1 no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğindeki usul ve esaslara uyulmadığı belirtilerek özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Bu durumda: özel usulsüzlük cezasının kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine ilişkin koşulları düzenleyen yasa hükmünde belirtilen unsurlar uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleşmediğinden, idari cezalar için de geçerli olan "cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı" genel ilkesi karşısında cezanın kesilmesi mümkün değildir. Buna rağmen özel usulsüzlük cezasına yönelik davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir." (Danıştay 4. Dairesinin 17.02.1998 tarih ve E: 1997/1182, K: 1998/565 sayılı kararı)

Söz konusu kararın incelenmesinden de fark edileceği üzere, yargı, tek düzen hesap planına ve muhasebe standartlarına uyulmadığı konusunda somut bir tespit yapılarak kesilen özel usulsüzlük cezalarını onaylamakta, özel usulsüzlük cezasının kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine ilişkin koşulları düzenleyen yasa hükmünde belirtilen unsurları taşımayan özel usulsüzlük cezalarını ise terkin etmektedir.  

Bu konuda verilen yeni tarihli bazı kararların özetleri aşağıda yer almaktadır:

"213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/6. Maddesinde bu Kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara (2010 yılı için ) 3.500.00-TL özel usulsüzlük cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır. 

Dava dosyasının incelenmesinden; Vakıfbank .... Şubesinde ..... nolu hesabını, bu hesaba şirket kasasından para yatırılma ve bu hesaptan ücret ödemeleri gerçekleştirme mevcut olmasına rağmen yasal defter ve kayıtlarda kullanmadığı, ücret ödemelerinin şirket kasasından yapılmış gibi gösterildiği, gerçekleşen ücret tahakkukları karşılığında personele olan borçlar için 335-Personele Borçlar hesabının kullanılmadığı, borcun 100-Kasa hesabına alacak kaydı yapılarak muhasebeleştirildiği tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymadığından bahisle 213 sayılı Kanun'un 353/6. Maddesi uyarınca 3.500.00-TL özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmaktadır. 

Mahkemece, 2010 takvim yılına ilişkin işlemleri incelenen davacı şirket adına, hesap döneminin kapanmasından sonra 09.05.2013 tarihinde düzenlenen inceleme raporuyla tek düzen hesap planına uymadığından bahisle 253. Madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesi, maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden, kesilen cezadan mevzuata uyarlık görülmediği yönünde hüküm kurulmuş ise de; 213 sayılı Kanunun 353. Maddesinde öngörülen düzenleme ile mükelleflerin vergilendirme dönemlerindeki işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlandığından ve mükellefin hesap düzenine uyup uymadığının tespiti ancak hesap döneminin kapanması sonrasında yapılacak inceleme sonucunda mümkün olacağından, Mahkemenin bu yöndeki kararında hukuki isabet görülmemiştir. 

Bu durumda, davacı şirketin Vakıfbank ... Şubesinde ... nolu hesabını, bu hesaba şirket kasasından para yatırılma ve bu hesaptan ücret ödemeleri gerçekleştirme mevcut olmasına rağmen yasal defter ve kayıtlarında kullanmadığı, ücret ödemelerinin şirket kasasından yapılmış gibi gösterildiği, gerçekleşen ücret tahakkukları karşılığında personele olan borçlar için 335-Personele Borçlar hesabının kullanılmadığı, borcun 100-Kasa hesabına alacak kaydı yaparak muhasebeleştirdiği, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymadığı hususu inceleme raporu ile sabit olduğundan, 213 sayılı Kanun'un 353/6. Maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık görülmüştür." (Ankara Bölge İdare Mahkemesi (2. Kurul)'nin 09.06.2014 tarihli ve E.2014/5685, K.2014/5303 sayılı Kararı)

"VUK'nun 353/6. maddesinde, mükelleflerin uyması gereken usul hükümlerine uymamasının özel usulsüzlük cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiş olup, bu cezanın uygulanması için vergi ziyaına sebebiyet verilmesi aranılmamıştır. Kaldı ki, vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda özel usulsüzlük değil, vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmektedir. Bu durumda, 2010 yılına ilişkin olarak 1 No.lu Muhasebe Uygulama Genel Tebliği'ne uygun olarak kayıt yapmadığı tespit edilen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır." (Ankara Bölge İdare Mahkemesi (2. Kurul)'nin 29.04.2015 tarihli ve E.2015/1298, K.2015/2531 sayılı Kararı, Ankara 5. Vergi Mahkemesi'nin 24.10.2014 tarihli ve E.2014/1525, K.2014/1598 sayılı kararı) 

Sonuç olarak; yapılan vergi incelemeleri sonucunda tek düzen hesap planına ve muhasebe standartlarına uyulmadığı konusunda somut bir tespit yapılan vergi mükelleflerine kesilen özel usulsüzlük cezaları yargı organları tarafından onaylanmaktadır. Meslek mensuplarının bu hususa özellikle dikkat etmelerinde ve muhasebe kayıtlarında tek düzen hesap planı ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uymalarında yarar görüyoruz. 

Abdullah Tolu

http://toluenymm.com/mukellef-panosu/263-vergi-incelemeleri-sonucunda-tek-duzen-hesap-planina-uyulmadigi-gerekcesiyle-kesilen-ozel-usulsuzluk-cezalarina-yargi-onayi


Giderlerin Fatura Yerine Perakende Satış Vesikası İle Belgelendirilmesi




Giderlerin Fatura Yerine Perakende Satış Vesikası İle Belgelendirilmesi 



VERGİ SİRKÜLERİ

Sirküler No :2015 / 002

Sirküler Tarihi : 05.01.2015


KONU Giderlerin Fatura Yerine Perakende Satış Vesikası İle Belgelendirilmesi Hususu

Bilindiği gibi;  204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan (2015 yılı için 880,00 TL) mal ve hizmet alımları için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesinin uygun görüldüğüne ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.


Bu çerçevede 880,00 TL'nı aşmayan ve perakende satış fişi ile belgelendirilen gider mahiyetindeki harcamalar, gider olarak kaydedilmekte ve perakende satış fişlerinde yer alan KDV indirim konusu yapılmaktadır.

Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet adresinde yer alan 23.11.2009 tarih ve B.07.0.GİB.0.01.29/2925-233-965-110919 sayılı özelgesinde;


".. Konuyla ilgili yayınlanan 204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan mal ve hizmet alımları için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesinin uygun görüldüğüne ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.


Söz konusu düzenleme mükelleflerin sadece iş yerinde kullanmak ve tüketmek amacıyla satın aldıkları mal ve hizmetleri kapsamakta olup, şehir içi ve dışındaki iş seyahatlerinde yeme, içme gibi harcamalarının bu kapsamada değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu tür harcamaların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için fatura ile tevsiki mecburidir.." denilmektedir.


Özelgeye göre şehir içi ve şehir dışındaki iş seyahatlerinde yapılan yeme, içme gibi harcamaların fatura ile belgelendirilmesi gerekmekte olduğu, aksi halde gider olarak dikkate alınamayacağı belirtilmektedir.

Yukarıdaki görüşe her ne kadar katılmasak da; herhangi bir ihtilafa neden olmamak için;  880,00 TL'nın (2015 yılı için) altında kalan ve gider mahiyetinde olan şehir içi ve şehir dışı iş seyahatlerinde yapılan yeme içme gibi harcamalar için de fatura alınmasında fayda görmekteyiz.


Saygılarımızla,


ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}  BLOG1:Sosyal Güvenlik (SGK) Mesleki Paylaşım Platformu
                                                 BLOG 2: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 
                                                



9 Mayıs 2016 Pazartesi

'Esnek Çalışma' neler getiriyor?

'Esnek Çalışma' neler getiriyor?




Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması ve uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelini öngören  Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile özel istihdam bürolarının faaliyet alanı genişletilecek, geçici iş ilişkisi kurma faaliyeti de bu bürolara verilecek.

Kanunla özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması, gençler, kadınlar, uzun süre işsiz kalanlar ile yeni mezunların iş gücü piyasasına girişleri kolaylaşacak ve daimi istihdama geçişte önemli bir rol üstelenecek, kayıt dışı ile mücadele konusunda önemli bir adım olacak, istihdam oranlarının artırılmasında önemli katkı sağlayacak.

AB ve ILO normları dikkate alınarak yapılan düzenlemeyle doğum, askerlik, hastalık gibi durumda işçinin işini kaybetmemesine yönelik bu sürelerde işverene geçici iş ilişkisi kurma imkanı getirilecek.

Mevsimlik tarım ve ev hizmetlerinin İş Kanunu kapsamına alınarak güvenceli olması sağlanacak kanunla işletmelerde arızi ve kısa süreli işler ile ortalama kapasitenin üzerinde öngörülmeyen artışlara yönelik taleplerin kayıt içinde karşılanması imkanı getirilecek.

Geçici işçinin, geçici işçiyi çalıştıran işveren tarafından aynı iş için doğrudan istihdam edilmesi halinde sahip olacağı çalışma koşullarının altında çalışamayacağının düzenlendiği kanunla, eşit muamele ilkesi güvence altına alınacak.

Grev süresince yasak

İşin niteliği dikkate alınarak süre ve kota sınırlamaları getirilen kanunda, kamu kurum ve kuruluşlarında, yer altında maden çıkarılan işyerlerinde, grev ve lokavt süresince ve toplu işçi çıkarma durumunda geçici iş ilişkisinin kurulması yasaklandı. 

İşverenin yeni işçi alımında geçici işçilere öncelik vermesi gerekecek. Geçici işçilerin işyerindeki sosyal hizmetlerden, çalışmadıkları dönemlerde ise özel istihdam bürosundaki eğitim ve çocuk bakım hizmetlerinden yararlanmaları sağlanacak. 

Kanunla geçici işçilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesi zorunluluğu getiriliyor. 

Özel istihdam bürolarının (ÖİB) geçici iş ilişkisi kurma yetkisi alabilmesi için başvuru tarihinden önceki 2 yıl süresince kesintisiz faaliyet göstermesi ve brüt asgari ücretin en az 200 katı tutarında teminat vermesi gerekecek.

ÖİB'nin vadesi geçmiş vergi borcu, SGK'ya prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması ya da bu borçların ilgili kanunlara göre tecil edilmiş, taksitlendirilmiş veya yeniden yapılandırılmış ve bu durumun devam ediyor olması gerekiyor.

ÖİB aracılığıyla yerine getirilecek hizmetlerin suistimal edilmesi ihtimaline karşılık aracılık faaliyetini yerine getireceklerin, Türk Ceza Kanununda sayılan suçları işlemiş olanların izin alamayacakları ve müflis veya konkordato ilan etmiş olmamaları düzenlendi.

İşçi ücretlerinin ödenmemesi durumunda nasıl işleyecek?

ÖİB kurma yetkisi, izninin iptal edilmesi, geçici iş ilişkisi kurulan işçi sayısının yüzde onunun ücretinin ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde ödenmemesi hallerinde derhal; kayıt dışı işçi çalıştırdığının tespiti, İş Kanunu'na göre belirtilen sürelere ve eşit davranma ilkesine uyulmadığı takdirde iptal edilecek.

Büronun izninin çeşitli sebeplerden dolayı iptal edilmesi ve kapatılması durumunda teminata İŞKUR tarafından el konulacak ve işçi ücretleri öncelikli olarak ödenecek. 

Evden ve teknolojik araçlar kullanılarak yapılan çalışmalar, iş mevzuatı kapsamına alınarak güvenceli hale getirilecek. Turizm sektöründe çalışanların tüm yıl boyunca istihdamının sağlanmasına yönelik olarak mevcut denkleştirme süreleri 2 ay arttırılacak.

'Defalarca müzakere edildi'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Süleyman Soylu, TBMM oturumunda kanunun kabulünü takiben yaptığı konuşmasında, bu yasal değişiklikleri sosyal taraflarla defalarca müzakere ederek Meclis'e getirdiklerini, Meclis'te de tüm aşamalarda taraflarla mümkün olduğunca mutabakata vararak değişiklikler yaptıklarını belirterek emeği geçenlere teşekkür etti.

64. Hükümet Eylem Planı'nda, AB ve ILO norm ve standartlarında özel istihdam bürolarının faaliyetlerinin geçici iş ilişkisini de içerecek şekilde genişletilmesi, uzaktan çalışma ve denkleştirme sürelerinin artırılması amacıyla mevzuat düzenlemelerinin tamamlanacağı belirtilmişti.

http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/esnek-calisma-neler-getiriyor-299199h.htm


8 Mayıs 2016 Pazar

6 Mayıs 2016 Cuma

MUHASEBE VE MALİ MÜŞAVİRLİK HİZMETİ SUNAN ŞİRKETLERİN FATURA ÜZERİNDE YÜZDE 20 TEVKİFAT YAPABİLİRLERMİ? (MAHKEME KARARI)

MUHASEBE VE MALİ MÜŞAVİRLİK HİZMETİ SUNAN ŞİRKETLERİN FATURA ÜZERİNDE YÜZDE 20 TEVKİFAT YAPABİLİRLERMİ? (MAHKEME KARARI)



İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'na yansıyan bir olay hakkında vermiş olduğu bir Mukteza'da, limited şirket şeklinde faaliyet gösteren bir mali müşavirlik şirketinin 2007 yılında faturalar üzerinden tevkif ettiği yüzde 20 stopajları bu şirketin yine kendi borçlarına mahsubunu uygun bulup söz konusu tevkifatları mahsup etmiştir.

Konuyla ilgili Mukteza'da aynen şöyle denmektedir:


"Limited şirketler, kurumlar vergisi mükellefi olduğundan ilgili yıl kurum kazancı GVK' nın ticari kazanç hakkındaki hükümlerine göre belirlenmektedir.

Aynı Kanun'un, "Yurt İçinde Kesilen Vergilerin Mahsubu" başlıklı 34. maddesinin 1. bendinde, 'Beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanun'un 15. maddesinin 1. fıkrasına ve 30. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergiler (hayat sigorta şirketlerinde matematik karşılıklarının yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden yapılan kesintiler dahil), beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.' hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla şirketimizin yapmış olduğu faaliyetin serbest meslek kazancı niteliğinde olmayıp, ticari kazanç niteliğinde olduğundan ve GVK'nın 94. maddesi ile KVK'nın 15. maddesinde ticari kazanç üzerinden stopaj yapılacağına dair hüküm bulunmadığından, anılan kazancınızın stopaja tabi tutulmaması.

Ayrıca, tevkifat suretiyle yersiz ödenen vergiler VUK ve Vergi Daireleri İşlem Yönergesi hükümlerine göre diğer vergi borçlarınıza mahsubu mümkün bulunmaktadır." şeklinde Mukteza verilmiştir.( 16.01.2008 tarih ve 392 sayılı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Muktezaları.) Nazlı Gaye ALPASLAN Yaklaşım / Mayıs 2016 / Sayı: 281


İş Kanunu tasarısı kabul edildi

İş Kanunu tasarısı kabul edildi




TBMM Genel Kurulu'nda, geçici iş ilişkisi kurulması ve uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelini öngören İş Kanunu kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu'nda, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması ve uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelini öngören İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı kabul edildi.

Kanunla, özel istihdam bürosunun faaliyet alanı genişletiliyor, geçici iş ilişkisi kurma faaliyeti bu bürolara veriliyor.

Geçici iş ilişkisi, özel istihdam büroları aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir iş yerinde görevlendirme yapılarak kurulabilecek.

Kanun, özel istihdam bürolarına; işveren ile geçici işçi sağlama sözleşmesi yaparak, işçisini geçici olarak işverene devir yetkisini getiriyor. Ancak bunun için özel istihdam bürolarının, Türkiye İş Kurumundan geçici işçi sağlama yetkisi alması gerekecek.

Geçici iş ilişkisi hangi hallerde kurulabilecek?

Doğum izni ve doğum sonrası kısmi çalışma hakkı kullanan, askerlik hizmetini yapan ve iş sözleşmesi askıya alınan çalışan yerine başka bir işçi ile geçici iş ilişkisi, bu hallerin devamı süresince kurulabilecek.

Mevsimlik tarım işlerinde veya temizlik işleri, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetleri gibi ev hizmetlerinde, süre sınırı aranmadan geçici iş ilişkisi oluşturulabilecek.

İşletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işlerde, iş sağlığı ve güvenliği bakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması halinde, işletmenin iş hacminin öngörülemeyen şekilde artması halinde ve mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları halinde, en fazla 4 ay süresince geçici iş ilişkisi kurulabilecek.

Kamuda ve madenlerde geçici işçi çalışamayacak

Geçici işçi sağlama, mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları haricinde, toplam 8 ayı geçmemek üzere en fazla iki defa yenilenebilecek. Sürenin sonunda aynı iş için 6 ay geçmedikçe geçici işçi çalıştırılamayacak.

Toplu işçi çıkarılan iş yerlerinde 8 ay süresince, kamu kurum ve kuruluşlarında, yer altında maden çıkarılan iş yerlerinde geçici işçi çalıştırılamayacak.

Grev ve lokavt uygulaması sırasında geçici iş ilişkisi kapsamında işçi çalıştırılamayacak.

Geçici işçi ile yapılacak iş sözleşmesinde, işçinin ne kadar süre içerisinde işe çağrılmazsa haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilecek, bu süre üç ayı geçemeyecek.

Geçici işçi çalıştıran işveren, iş yerinde bir ayın üzerinde çalışan geçici işçilerin ücretlerinin ödenip ödenmediğini çalıştığı süre boyunca her ay kontrol etmekle, özel istihdam bürosu ise ücretin ödendiğini gösteren belgeleri aylık olarak geçici işçi çalıştıran işverene ibraz etmekle yükümlü olacak. Geçici işçi çalıştıran işveren, ödenmeyen ücretler mevcut ise bunlar ödenene kadar özel istihdam bürosunun alacağını ödemeyerek, özel istihdam bürosunun alacağından mahsup etmek kaydıyla geçici işçilerin en çok üç aya kadar olan ücretlerini doğrudan işçilerin banka hesabına yatıracak. 

İşletmenin iş hacminin öngörülemeyen ölçüde artması halinde geçici iş ilişkisine dayalı çalıştırılan işçi sayısı, işletmedeki toplam işçi sayısının dörtte birini geçemeyecek. Ancak 10 ve daha az işçi çalıştırılan iş yerlerinde, 5 işçiye kadar geçici iş ilişkisi kurulabilecek. İşçi sayısının tespitinde, kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülecek. 

Geçici işçiler, engelli işçi çalıştırma kontenjanlarının hesaplanmasına dahil edilmeyecek.

İşveren, iş sözleşmesi feshedilen işçisini, fesih tarihinden itibaren 6 ay geçmeden geçici iş ilişkisiyle çalıştıramayacak.

Geçici işçi, özel istihdam bürosunun hizmet bedeline mahsup edilmek üzere avans ve borç alamayacak.

Sosyal hizmetlerden yararlanabilecek

Geçici işçinin, geçici işçiyi çalıştıran işverenin iş yerindeki çalışma süresince temel çalışma koşulları, bu işçilerin aynı işveren tarafından aynı iş için doğrudan istihdamı halinde sağlanacak koşulların altında olamayacak.

Geçici iş ilişkisinde işveren, özel istihdam bürosu olacak.

Özel istihdam bürosu işçisi, geçici iş ilişkisi kurulan işverenin iş yerindeki tüm açık işlerden haberdar edilecek.

Geçici işçiler, çalıştıkları dönemlerde ulaşım, yemek, kantin ve çocuk bakım hizmetleri gibi sosyal hizmetlerden, çalışmadıkları dönemlerde ise özel istihdam bürosundaki eğitim ve çocuk bakım hizmetlerinden yararlanabilecek.

Özel istihdam bürosu ile geçici işçi çalıştıran işveren arasında yapılacak olan geçici işçi sağlama sözleşmesinde, sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihi, işin niteliği, özel istihdam bürosunun hizmet bedeli, varsa geçici işçi çalıştıran işverenin ve özel istihdam bürosunun özel yükümlülükleri yer alacak.

Aynı holding veya şirketler topluluğu içinde kurulan geçici iş ilişkisi 6 ayı geçemeyecek, en fazla iki defa yenileme yapılabilecek.

Sözleşme süresinin dolmasına rağmen geçici iş ilişkisi devam ederse, belirsiz süreli iş sözleşmesi kurulmuş sayılacak. Bu durumda özel istihdam bürosu, işçinin geçici iş ilişkisinden kaynaklanan ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden sözleşme süresince sorumlu olacak. 

Geçici işçi, iş yerine ve işe ilişkin kusurundan kaynaklı zarardan, geçici işçi çalıştıran işverene karşı sorumlu olacak.

"Uzaktan çalışma"

Kanun, "Çağrı üzerine çalışma" başlığına "uzaktan çalışma"yı da ekliyor. Uzaktan çalışma, "işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi" olarak tanımlanıyor.

Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamayacak.

Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda, "Özel istihdam bürosu", "İş arayanların elverişli oldukları işlere yerleştirilmesine ve çeşitli işler için uygun işçiler bulunmasına aracılık yapan, geçici iş ilişkisi kurma faaliyeti yürütmek üzere kurum tarafından izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan bürolar" olarak tanımlanıyor.

Turizm sektöründe 4 aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamayacak. Denkleştirme süresi, toplu iş sözleşmeleriyle 6 aya kadar artırılabilecek.
 Özel istihdam bürolarının, geçici iş ilişkisi kurma yetkisi alabilmesi için başvuru tarihinden önceki 2 yıl süresince kesintisiz faaliyet göstermesi gerekecek.

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda Değişiklik Yapan Kanun, özel istihdam bürosu faaliyeti yürütmek için başvuru yapacak kişilere izin verilmesi esaslarını düzenleniyor.

Aracılık faaliyetlerinde izin verilmesi için aranan şartlardan bazıları şöyle:

- Kişiler; devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmayacak.

- Türkiye İş Kurumuna başvurulan tarihte, brüt asgari ücret tutarının 20 katına denk gelen miktarda teminat verecek.

Özel istihdam büroları şube açabilecek

Özel istihdam büroları, belirlenen şartları yerine getirmeleri kaydıyla şube açabilecek, sistem ve markasını kullandırabilecek. Kurumca verilen izinler 3 yıl süreyle geçerli olacak ve üçer yıllık sürelerle yenilenebilecek.

Başvuru tarihinden önceki 2 yıl kesintisiz faaliyet gösteren, Türkiye İş Kurumuna kayıtlı özel istihdam bürolarına; olumlu rapor düzenlenmesi, geçici iş ilişkisi kurma yetkisi almak için kuruma başvurulan tarihte brüt asgari ücret tutarının 200 katı teminat verilmiş olması, özel istihdam bürosunun vergi borcunun bulunmaması, SGK'ya prim, idari para cezası, gecikme cezasının bulunmaması, uygun iş yerine sahip olması halinde geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilebilecek.

Özel istihdam bürosunun, işçi sayısı, iş hacmi, faaliyet alanı ve şube açıp açmaması gibi hususlar değerlendirilerek, öngörülen teminat miktarının 10 katına kadar çıkarılmasına bakan yetkili olacak. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca uygun görülmesi halinde, başvuru tarihinden önce 6 ay kesintisiz faaliyet gösteren özel istihdam bürolarına, koşulları taşıması şartıyla geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilebilecek. Bu yetki 3 yıl süreyle geçerli olacak ve üçer yıllık sürelerle yenilenebilecek

Özel istihdam büroları, mesleki eğitim düzenleyebilecek

Özel istihdam büroları; iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyeti yapacak, iş gücü piyasası ile istihdam ve insan kaynaklarına yönelik hizmetleri yürütebilecek, mesleki eğitim düzenleyebilecek, yetki verilmesi halinde geçici iş ilişkisi kurabilecek. Kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonları için aracılık faaliyeti yapamayacak, geçici iş ilişkisi kuramayacak.

Kurs ve programlar sonucunda bu faaliyetten yararlananları işe yerleştirmek üzere kurumla sözleşme yapan yükleniciler, sözleşme çerçevesinde iş ve işçi bulmaya aracılık yapabilecek. Kurumdan izin almaksızın bir iş yerinde, Basın Kanunu'nda yazılı araçlarla veya radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın, elektronik bilgi iletişim araçlarıyla iş ve işçi bulmaya aracılık yapılamayacak, geçici iş ilişkisi kurulamayacak.

Basın ve yayın kuruluşları ile diğer bilgi iletişim araçları vasıtasıyla kurumdan izin almadan iş ve işçi bulmaya aracılık ve geçici iş ilişkisi kurma faaliyeti gösteren kişilere ait reklam ve ilanların yayını yapılamayacak.

Özel istihdam büroları, yaptıkları işle ilgili olarak, üçer aylık dönemler halinde Türkiye İş Kurumuna rapor verecek. Bakanlık iş müfettişleri, özel istihdam bürolarını denetleyecek.

İzinler hangi hallerde iptal edilecek?

Kanunla, özel istihdam bürosu ve geçici iş ilişkisi kurma izinlerinin hangi hallerde iptal edileceği düzenleniyor.

Özel istihdam bürosu kurma izni; aranan şartların kaybedilmesi veya taşınmadığının sonradan anlaşılması, izin almadan faaliyetin yürütülmesi, istisna tutulan meslek mensupları dışında iş arayanlardan ücret alınması veya menfaat sağlanması, iş arayanlara ilişkin bilgilerin iş ve işçi bulma faaliyetinden başka bir amaçla toplanması, çalışma izni bulunmayan yabancı işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi, 12 ay boyunca hiçbir işe yerleştirmeye aracılık yapılmaması halinde, özel istihdam bürosu izni iptal edilecek, 3 yıl süreyle izin verilmeyecek.

Kurumca verilen geçici iş ilişkisi kurma yetkisi; iznin iptal edilmesi, işçi sayısının yüzde 10'unun ücretinin ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmemesi, bir yıl içinde en az bir işçinin ücretinin en az üç defa sözleşmeyle belirlenen ücretin altında ödenmesi, kayıt dışı işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde geçici iş ilişkisi kurma yetkisi iptal edilecek ve 3 yıl süreyle izin verilmeyecek.

Özel istihdam büroları, şubelerinin faaliyetlerinden ve kuruma karşı olan yükümlülüklerinden birlikte sorumlu olacak.

Geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin iptali halinde, devam eden sözleşmelerin uygulanmasına süreler tamamlanıncaya kadar devam edilecek, ancak bu dönem içerisinde geçici iş ilişkisi kurma veya geçici işçi sağlama sözleşmesini uzatma yetkisini kullanılamayacak.

Özel istihdam bürosunun iflası, kapatılması, aracılık faaliyeti veya geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin iptali ya da işçi ücretlerinin büro tarafından ödenmemesi hallerinde, diğer kanunlarda düzenlenen hükümlere bakılmaksızın işçi alacakları teminattan öncelikli olarak ödenecek.

Özel istihdam bürosunun kapanması halinde geçici işçi çalıştıran işverene bu durumun tebliğ edilmesiyle geçici iş ilişkisi sona erecek.

Kurum tarafından aracılık izni veya geçici iş ilişkisi yetkisi verilmemesi, bu iznin veya yetkinin iptal edilmesi kararlarına karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 iş gününde yetkili iş mahkemesinde dava açılabilecek.

Özel istihdam bürosu, aracılık ve geçici işçi sağlama faaliyeti karşılığı olarak işverenden hizmet bedeli alabilecek. İş arayanlardan ve geçici iş ilişkisiyle çalıştırılan işçilerden menfaat sağlanamayacak ve hizmet bedeli alınamayacak. Ancak özel istihdam bürolarınca, istisna tutulan meslekler ve pozisyonlar için hizmet bedeli alınabilecek.

Cezalar

Kanunda, Türkiye İş Kurumundan izin almadan iş ve işçi bulmaya aracılık yapanlara verilen cezalar da düzenleniyor.

Buna göre, kurumdan izin almadan iş ve işçi bulmaya aracılık yapan kişilere 20 bin lira, tekrarı halinde 40 bin lira, bu kapsamda hizmet alan işverenlere 10 bin lira, kurumdan izin almamasına veya yetkisi iptal edilmesine rağmen geçici iş ilişkisi düzenleyen kişilere 50 bin lira, fiilin tekrarı halinde 100 bin lira, bu kapsamda hizmet alan işverenlere 20 bin lira, iş arayanlardan ücret alan veya menfaat sağlayan kişilere 20 bin lira, geçersiz anlaşmaların herhangi birini düzenleyen özel istihdam bürosu ve geçici işçi çalıştıran işverene ayrı ayrı 5 bin lira idari para cezası verilecek.

"Muhabbetimiz ve sadakatimiz hep aynı noktada olacak"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, tasarının kabul edilmesinin ardından teşekkür konuşması yaptı.

Soylu, "Bugün Genel Başkanımız olağanüstü kongre kararı aldı. Sayın Ahmet Davutoğlu bugün genel başkanımız ve başbakanımızdır, bıraktığı andan itibaren de kendisine muhabbetimiz ve sadakatimiz hep aynı noktada olacaktır. Bugün bu parti ve grup hem bugünkü genel başkanına olan sadakatini ve bağlılığını bir kez daha ifade etmiştir hem de parti ruhunun, siyaset anlayışının ve milletin verdiği sorumluluğun ne demek olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur." dedi. 

Kabul edilen Danışma Kurulu önerisiyle, Genel Kurul'un bugünkü çalışma kararı kaldırıldı.

Sıradaki tasarı ve teklifler için komisyon ve hükümetin yerine oturmaması üzerine, TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, birleşimi, 10 Mayıs Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.

http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/is-kanunu-tasarisi-kabul-edildi-299084h.htm


 

Blog Arşivi