27 Kasım 2015 Cuma

Buy SEMrush Pro and SEMrush Pro Guru Account

I am offering SEMrush Guru Pro Account  or  SEMrush Guru Account for one month .SEMrush Guru Account is far better than SEMrush Pro Account.
 
SEMrush is a ?ompetitive Research and Business Intelligence Software. You can do competitor analysis and you can check keyword rank of sites in search engines.
 
With the help of  SEMrush you can find most profitable keywords. SEMrush is the most popular keyword research tool. It is useful for SEO and SEM both professionals.
 
Some of the main features are below :-
 
1-You can find right keywords for SEO and PPC campaign.
 
2-You can observe rankings of website.
 
3-You can bid and ad strategy of your competitors.
 
5-You can find new publishers.
 
6-You can do deep backlink analysis.
 
7-You can check your website health
 
Apart from these SEMrush has many amazing features. You can buy SEMrush Guru Account at 10$  for one month.
 
For more details contact me skype id speakmeme or mail me at ceo@speakmeme.com
 

23 Kasım 2015 Pazartesi

Sn.Yetkili

Sn.Yetkili

T.C Ulaştırma Bakanlığı 4925 Sayılı Karayolu Kanunu;

Her türlü Kamyon, Kamyonet,Otobüs,Minibüs, Çekici,Yarı römork,Tanker v.b Araçları kullanan Sürücüler,  25 KASIM 2015 tarihine kadar ''SRC ve  Psikoteknik Belgesi'' almak zorundalar.

''SRC ve  Psikoteknik Belgesi'' 24 KASIM 2015 tarihine kadar sorulmaz, 25 KASIM 2015 tarihinden sonra Trafikte yapılacak uygulamlarda ''SRC ve  Psikoteknik Belgesi'' bulundurmayan sürücülere ve araç sahiplerine''Cezai İşlem'' uygulanacaktır.


Hatırlatma !

Yapılacak uygulamalarda ''SRC ve  Psikoteknik Belgesi'' bulundurmaması durumunda (Firmaya'ya 5000 TL Sürücü Arkadaşlara 250 TL) ''Cezai İşlem'' uygulunacaktır.

25 Şubat 2003 ehliyetli ve SSK girişine sahip olanalar, SRC belgesini eğitime ve sınava katılmaksızın doğrudan alma hakkına sahiptirler.

(1) - Firma sahiplerine- 25 KASIM 2015 tarihi itibariyle şöförlerinizin işlerine devam edebilmeleri için mutlak surette ''SRC ve Psikoteknik Belgesi'' üzerinde durmalıdırlar. Aksi halde sürücü arkadaşlara ve firmanıza ''Cezai İşlem'' uygulandığı gibi araçta bağlanacaktır.

 

(2) - Şöförlere-  25 KASIM 2015 tarihi itibariyle ''SRC ve  Psikoteknik Belgesi'' olmayan sürücülere araçlarını vermeyecekleri  için işi bırakmanız dahi söz konusu olabilir,bu sebepten biran önce kaydınızı yaptırıp belgenizi alınız.

SRC Belgesi nedir?

4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamında faaliyet gösteren veya gösterecek olan tüm sürücülerin alması zorunlu olan belgedir. Bunun anlamı kısaca şudur: Kendi aracı ile yük veya yolcu taşıyan şoförler ile başkasının adına yük veya yolcu taşıyan şoförlerin alması zorunlu belgedir. Denetimlerde yük veya yolcu taşıdığınız baz alınmaz şirket adına kayıtlı veya ticari bir araç kullanıyorsanız SRC Belgesi ibraz zorunluluğunuz vardır..


Psikoteknik Belgesi nedir?

Karayolu Taşıma Yönetmeliği 60. maddesi 'e' bendine göre profesyonel sürücülere Psikoteknik değerlendirme yapmaktadır. Aynı yönetmeliğin 73'üncü maddesine göre bu değerlendirmeyi yaptırmayan sürücüleri çalıştıran firmalar için para cezası, yetki belgesinin iptali ile ceza koşulları belirtilmiştir.

İlgili Kanun Resmi Gazete'de Yayınlanmıştır.

25.02.2004 tarih ve 25384 sayılı Resmi Gazete(KTY Aslı)
09.09.2005 tarih ve 25931 sayılı Resmi Gazete(4.Değişiklik)
18.01.2006 tarihi ve 26053 sayılı Resmi Gazete(5.Değişiklik)




Bu yazı T.C. ULAŞTIRMA BAKANLIĞI Resmi sitesinden alınmıştır.http://www.kugm.gov.tr/

Not:Sürücülerin Merkezlerimizde daha rahat ve hızlı bir şekilde testten geçebilmesi için gelmeden önce mutlaka randevu alınması gerekmektedir.


Konu Hakkında Detaylı Bilgi'yi ve Randevunuzu Bölge Müdürümüz Sedat Bey'den Alabilirsiniz.


İletişim : 12 Saat Ulaşabileceğiniz ilgili Telefonlar.

GSM : 0533 454 4 405           0532 055 7 349 

srcmerkezim@gmail.com


Listeden çıkmak için...

20 Kasım 2015 Cuma

Personel Özlük Dosyası

Personel Özlük Dosyası

  Bilindiği üzere Personel Özlük Dosyası Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı büyük, orta, küçük ölçekli işletmeler tarafından tutulmak zorundadır ve tutulmaması durumunda 1.478 TL idari para cezası uygulanmaktadır.

Personel Özlük Dosyamız son olarak yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu gereği düzenlenmiştir dolayısıyla günceldir.

-
Kanuni değişiklikler anında dosya içeriğine yansıtılmaktadır.Bu nedenle dosyamızı kırtasiye veya alışveriş mağazalarının raflarında bulamazsınız

Aracı kullanmadığımız için ekonomiktir.
Dosya içeriği 16 sayfa olmakla birlikte gerekli belgeler tam ve eksiksizdir.Toptan satış yapmamız nedeniyle en az 25 adet sipariş alınmaktadır.

 
Fiyat : 1.50+ KDV = 1.77 TL

Detaylı bilgi için www. personelozlukdosyalari .com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. 

 personelozlukdosyasi.jpg

İçindekiler:
 
Aile Durumu Bildirimi
* İş Talep ve Bilgi Formu
* İş Yeri Kaza ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu
* İşe İzinsiz Geç Gelme/Gelmeme İhtar Formu
* Ek : İşçilere Gönderilecek İşe Davet Yazısı Örneği
* Ek : İşçinin Hizmet Akdine İlişkin Bildirimi Almadığında Düzenlenecek Tutanak
*
Ek : İşe Gelmeme Durumunda İşçinin İş Yerindeki En Son Adresine Gönderilecek Noter Tebligatı
* Tutanak
* İbraname
4857 Sayılı İş Kanunu Gereği Çalışma Belgesi
* Eleman İstek Formu
* Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi
* Belirli Süreli İş Sözleşmesi
* İş Güvenliği Talimatı
* İş Güvenliği Eğitim Tutanağı
* Teslim ve Tesellüm (Zimmet) Tutanağı
*
Yıllık Ücretli İzin Cetveli
* 3 Adet 
Ücret Hesap Pusulası Alındı Cetveli
* 4857 sayılı İş Kanunu Gereği Çalışma Belgesi
* Özlük Dosyasında Bulunması Gerekenler
______________________________________________________ 

333 Sk. No:7/9-G Buca/İzmir
Basmane V.D. 283 271 46744
Tel: 0 553 495 32 39 - 0 553 579 64 39 
personelozlukdosyalari@gmail.com

Bu tanıtım maili denizbektas108.yuzsekiz@blogger.com E-mail adresinize tanıtım amaçlı gönderilmiştir.
Rahatsızlık verdiysek özür dileriz. Abonelikten Ayrılmak için Tıklayınız

19 Kasım 2015 Perşembe

For a Fortune.

Am Mrs Melissa Muammar and i have the sum of $8.5M USD for charity to assist the poor in your country.Contact urgently on muammarmelissa9@gmail.com

Size özel 200tl bonusu kaçırma

Bu e-maili okumakta zorlanıyorsanız tarayıcıdan görüntülemek için tıklayınız...
 
Web Sitemiz için tıklayınız...

Bu tanıtım maili denizbektas108.yuzsekiz@blogger.com E-mail adresinize tanıtım amaçlı gönderilmiştir.
Rahatsızlık verdiysek özür dileriz.
Abonelikten Ayrılmak için Tıklayınız

12 Kasım 2015 Perşembe

Kimler Emlak Vergisi ödemez?



Kimler Emlak Vergisi ödemez?


Ülkemizde servet edinen ve bu servetini, taşınır ve taşınmazlarda değerlendirenler, belirli dönemler itibarıyla servet vergisi ödemek durumunda kalıyor.


Servet vergileri; Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi, Değer Artış Kazancı, Arızi Kazançlar gibi farklı isimler adı altında toplanır. Bu vergilerin bir kısmı servetin el değiştirmesi veya servet konusu malın satılması esnasında alınırken, bir kısmı da sadece servet konusu mala sahip olma sebebiyle alınır.

Emlak Vergisi de Türkiye'de bir gayrimenkulü bulunanların ödemeleri gereken bir vergidir. Gayrimenkullerden kasıt, bina (konut veya işyeri) arsa ve arazilerdir. Bu ve buna benzer varlıklara sahip olanlar, gayrimenkullerin ilk iktisabında veya inşaatın tamamlanması ya da gayrimenkulün kullanılış tarzının değişmesi gibi durumlar ortaya çıktığında, gayrimenkulün bulunduğu belediyeye bildirimde bulunmalı. Bildirimde mükellefe ait bilgilere, gayrimenkule ait adres ve tapu bilgileri ile gayrimenkulün özelliklerine (kullanılış şekli, kalorifer, asansör veya edinim tarihi gibi) yer verilir. Emlak Vergisi 1970 yılından beri belediyeler tarafından toplanıyor. Bu vergi gayrimenkulün türüne göre farklılıklar gösterir. Ayrıca büyükşehir belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde olan gayrimenkuller için vergi oranı iki kat olarak uygulanır.

Sene başında 4 yılda bir belirlenen değerler üzerinden tahakkuk eden Emlak Vergisi, mayıs ve kasım ayları sonuna kadar olmak üzere iki taksitte ödenir. Bu yılki Emlak Vergisi'nin ikinci taksidi bu ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Aynı şekilde konutlar dışındaki binalar (işyeri ve diğer şekilde kullanılan binalar) için, Çevre Temizlik Vergisi'nin 2. taksidinin de bu ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Bu vergi konutlarda su faturalarıyla tahsil ediliyor. Konut dışındaki binalar (işyeri ve diğer şekilde kullanılan binalar) için ise belediyeler tarafından her senenin ocak ayında yıllık olarak tahakkuk ettiriliyor. Tahakkuk ettirilen bu vergi Emlak Vergisi'nin taksit dönemlerinde ödeniyor. Ödemeler doğrudan belediyeye yapılabileceği gibi, vergi daireleri ve anlaşmalı bankalar vasıtasıyla da yapılabiliyor.

İşsizler, ev hanımları ve engelliler

Bu yıl da bazı emlak sahiplerinin durumlarını belgelemeleri halinde Emlak Vergisi ödemeyeceğini hatırlatayım. Özellikle seçim ekonomisinden kaynaklanan harcamalar ile seçim vaatlerini gerçekleştirmek için vergilere zam geleceği konuşulan bu dönemde, daha az vergi ödemeyi herkes isteyecektir.
Herhangi bir geliri olmayan emekliler,
Özürlüler,
Gaziler,
Şehitlerin dul ve yetimleri,
Hiçbir geliri olmayan işsizler ve
Ev hanımları, brüt alanı 200 metrekareyi aşmayan ve sadece tek bir konut sahibi olmaları halinde Emlak Vergisi ödemez.

İndirimli (sıfır) vergi oranından faydalanılması için, konutta bizzat oturmak şartı aranmıyor. Bu sebeple, sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları taşımak kaydıyla, indirimli vergi oranından faydalanabilir.

Birden fazla konutu olanlar ise bu konutlarından biri için bile sıfır oranlı Emlak Vergisi'nden faydalanamaz. Aynı şekilde, ara sıra dinlenmek maksadıyla gidilen yazlık veya dağ evi gibi konutlar da bu vergi muafiyetinin dışında. Ancak her mevsim yazlık evinde ikamet edenler diğer şartları taşıyorsa indirimli oran avantajından faydalanarak vergi ödemiyor. Hisseli dahi olsa, iki ya da daha fazla konutu olanlar, bütün konutları için Emlak Vergisi yatırmak zorunda. Emekliler (emekli aylığı dışında), işsiz ve ev hanımları, herhangi bir gelir elde ederse aynı şekilde bu avantajı kaybediyor.

Yukarıdaki gruba girip sadece tek konutu olanlar; belediyelere müracaat ederek söz konusu şartları taşıdıklarını (emekli, özürlü, gazi, işsiz vs.) bildirerek taahhütname doldurup, Emlak Vergisi'ni ödemeyebilir. Tabii bu durumlarını ispatlamaları gerekiyor. Mesela bir özürlü sağlık raporu sunarak bunu ispatlamalı. Özür derecesinin bu avantajdan faydalanmak için önemi bulunmuyor. Şehitlerin yetim ve dullarının, gazilerin de durumu ispatlayıcı belgeleri belediyece talep edilebilir. Bu belgelerin taahhüt belgeleri veya formlarla birlikte durumu açıklayan bir dilekçeye eklenip belediyeye verilmesi gerekiyor.

Ayrıca bu istisnanın sadece konutlar için getirildiğini, arsa, arazi gibi diğer gayrimenkuller için geçerli olmadığını hatırlatalım. Yusuf Keleş

http://www.zaman.com.tr/yazarlar/ekonomi/kimler-emlak-vergisi-odemez_2326611.html











Mükellefiyetin sona ermesi, indirilemeyen katma değer vergisinin iadesi durumu

Mükellefiyetin sona ermesi, indirilemeyen katma değer vergisinin iadesi durumu
Katma Değer Vergisinin uygulamada bir işlem vergisi olması, esas itibariyle katma değeri vergilemesinden hareketle indirim mekanizması vasıtasıyla mahsubu mümkün olmayan ve sonraki döneme devreden katma değer vergisinin mükelleflere iade edilip edilemeyeceği önemli bir soru olarak karşımıza gelmektedir.www.ozdogrular.com

Tasfiye hâlindeki kurumların ve işi bırakan mükelleflerin son KDV beyannamesinde yer alan "Sonraki Döneme Devreden KDV" tutarının bir daha indirim imkânı bulunmadığından, aslında bu vergi artık "İndirilemeyecek KDV" hâline dönüşmektedir. İşi bırakan mükelleflerin yüklenip indiremedikleri KDV'nin, işi bırakma fiilinin Katma Değer Vergisi Kanununda düzenlenen iade hakkı doğuran işlemler arasında sayılmaması nedeniyle iade edilmesi de mümkün bulunmamaktadır.www.ozdogrular.com

Bununla birlikte; mükellefiyetin sonlanması nedeniyle İndirilemeyecek KDV haline dönüşen tutar, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 58'inci maddesinin mefhumu muhalifinden hareketle ve Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği gereğince tasfiye kârının belirlenmesinde ve işi bırakan mükellefin gelir vergisi matrahını tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Fatih PEKŞEN, Abdulsamet TAŞ Kaynak; Lebib Yalkın Yayımları










Anneye Erken Emeklilik

Anneye Erken Emeklilik


Erkeklere askerlik borçlanması ile sağlanan imkanın, kadınlara da tanınması için çalışma başlatıldı. Kadınlar; sigortalı olmadan önceki doğumları borçlanabilecek, yaşı geriye çekip erken emekli olabilecek

Borçlanmada kadın-erkek farklılığı gideriliyor. Kadınlara sigortalı olmadan önce yaptığı doğumlar için de borçlanma imkanı verilmesi amacıyla çalışma başlatıldı. Erkekler nasıl iş hayatına atılmadan önceki askerliklerini borçlanarak emeklilik yaş şartını düşürüyorsa, kadınlar da sigortalı olmadan önce yaptığı doğumları borçlanarak aynı imkandan faydalanacak. Halen kadınlar da erkeklerin askerlik borçlanması gibi doğum borçlanması yapabiliyor. Ancak bu imkan, erkeklerle birebir aynı değil. Mevcut yasaya göre; SSK'lı, Bağ- Kur'lu ve memur kadınlar, sigortalı olduktan sonra yaptıkları doğumlar için 3 çocuğa kadar borçlanma yapabiliyor. 3 çocuk için doğum borçlanması, anneye 2 bin 160 gün, yani 6 yıl prim kazandırıyor. Ancak bu uygulama, sigortalı olduktan olduktan sonra yapılan doğumları kapsadığı için yaşı geriye çekmiyor.

FARKLILIK BİTİYOR
Erkekler ise sigortalı olmadan önce yapılan askerlik için de borçlanabiliyor. Şimdi, aynı hakkın kadınlara da sağlanması için çalışma başlatıldı. Düzenleme hayata geçtiğinde, kadınlar sigortalı olmadan önce yaptığı doğumları borçlanabilecek. Böylece sigortalılık başlangıcı geriye çekilecek, erken emeklilik söz konusu olacak. Bu düzenleme ile yaklaşık 500 bin kadının erken emekli olabileceği ifade ediliyor.

TAKVİM









Sağlık Karnenizi İnternetten Görün!

Sağlık Karnenizi İnternetten Görün!


Trabzon'dan Salih TEKMANLI soruyor: "Bünyamin bey, hastaneye giderken internetten randevu alabiliyoruz. Bir de sağlık karnemizi internette görebiliyormuşuz diyorlar. Bunu nasıl yaparız, doktorun bana daha önce yazdığı ilaçları görmek istiyorum, onlar bana iyi gelmişti, tekrar yazdıracağım. Karnemizi nasıl görürüz, ayrıntılı açıklar mısınız?"



Sayın okurum, öncelikle şunu söyleyelim, doğru duymuşsunuz, internet üzerinden sağlık karnenizi artık görebiliyorsunuz.

Eskiden bir işinizi yaptırmak için devlet kapısında kuyruklara girmek vardı. Hizmet almak istiyorsan sabahın köründe kalkmalı, devlet kapısında kuyruğa girmeli, saatlerce beklemeyi göz önüne almalıydınız…

Dönem "bugün git, yarın gel" dönemiydi...

Günümüzde ise internet üzerinden sunulan, bir tıkla ulaşılabilen, bürokratik ayrıntıları azaltılmış kamu hizmetleri var ve bunların sayısı da günden güne daha da artıyor.

İşte devletin ayağınıza getirdiği yeni hizmetlerden birini de internet üzerinden tüm sağlık bilgilerinize ulaşabilmenizi sağlayan e-nabız sistemi oluşturuyor.

Peki, internet üzerinden sağlık karnenizi nasıl görebilirsiniz, nasıl şifre alırsınız? Ayrıntılı olarak açıklayalım.



Bir Tıkla Sağlık Karnesi...

İnternet üzerinden sağlık hizmetlerinin görülmesini sağlayan sistemi Sağlık Bakanlığı uyguluyor. e-Nabız denilen sistemin açılımı "İnternet Kişisel Sağlık Sistemi".

e-Nabız sistemi bildiğiniz eski sağlık karnesi sisteminin çağa uyum sağlamış hali… Sağlık Bakanlığı tarafından e-Devlet kapısı üzerinden giriş yaparak her türlü sağlık kaydına yedi gün yirmidört saat erişebiliyorsunuz.

Hatırlayalım…

Eskiden sağlık karnesi dağıtırdı Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı gibi kurumlar. Sağlık karnesi defteriniz yanınızda olmadan doktordan hizmet alamaz, ilaç yazdıramazdınız.

Doktor sizin sağlık geçmişinizi görmek için karnenize bakar, hangi ilaçları aldığınızı, hangi ilaca alerjini olduğunu oradan öğrenirdi. Karneyi kaybettiyseniz yandınız, gidip tekrar çıkartmak için uğraşırdınız…

Oysa artık e-Nabız sistemi ile tüm sağlık geçmişiniz elinizin altında, üstelik şifre ile güvende, yani başkası göremiyor…



Şifrenizi Nasıl Alacaksınız?

e-Nabız sistemine girerek elektronik sağlık karnenize ulaşmak içinhttps://enabiz.gov.tr adresine tıklamanız yeterli.

Sisteme TC kimlik numaranızı ve e-devlet şifrenizi girerek güvenli bir şekilde ulaşabiliyorsunuz. Eğer e-devlet şifreniz yoksa PTT'ye giderek on saniye içerisinde kolayca almanız mümkün, bunu da hatırlatalım. Tabi sisteme, e-devlet sistemi olan www.turkiye.gov.tr adresi üzerinden de ulaşabilirsiniz.

Peki, e-Devlet şifreniz yok ve PTT'ye gidecek zamanınız da yok. Sisteme nasıl gireceksiniz?

Aile hekiminizden e-nabız sistemi için şifre alabiliyorsunuz.

Aile hekiminizden şifre talep edeceksiniz, aile hekimi size geçici bir şifre verecek, siz de daha sonra kendi şifrenizi belirleyeceksiniz.



Filmlerinizi de İlaçlarınızı da Görebilirsiniz

E-nabız sistemi ile vatandaş olarak kişisel tüm sağlık bilgilerini yönetebiliyorsunuz.

Daha önce doktora gittiğiniz tarihler, doktorunuzun ismi, hastalığınız, size yazılan ilaçlar ve serumlar görünüyor.

Dahası internet üzerinden çektirdiğiniz filmlere, yaptırdığınız tahlillere ulaşabiliyorsunuz, bunları yanınızda taşımanıza gerek kalmıyor.

Ayni şekilde size dokunan ilaçlar, alerjileriniz, hassasiyetiniz olan etken maddeleri görebiliyor yâda kendiniz sisteme girip doktorunuzun dikkatine sunabiliyorsunuz.

Sistem üzerinden güncel sağlık bilgilerinize, sağlık tesis değerlendirmelerinize, 112 Acil Sağlık Butonu'na da ulaşabiliyorsunuz.

Tüm bu bilgileri erişimine izin verdiğiniz doktorunuzla da paylaşmanız mümkün.



Karnedeki Tüm Bilgiler Var!

İşin Türkçesi, eski sağlık karnesindeki tüm bilgileri görebiliyor, kontrol edebiliyor, istediğiniz doktorlar ile paylaşabiliyor ya da onlardan gizleyebiliyorsunuz.

Başka bir deyişle e-nabız sistemi sizin tüm sağlık hizmetlerinizi mobil hale getiriyor.

Eğer alerjiniz olan ilaç sistemde yazılı değilse, siz kendiniz ekleyebiliyor, böylece doktorunuzun bunu görmesini sağlayabiliyorsunuz. Yâda geçirdiğiniz bir hastalık veya kaza varsa bunun bilgilerini sisteme kaydedip gelecekte alacağınız sağlık hizmetleri sırasında dikkate alınmasını sağlayabiliyorsunuz.

Keza e-Nabız sistemi üzerinden doktora randevu almanız da mümkün.

Ancak sisteme henüz üniversite hastaneleri ve özel hastaneler entegre edilmediğinden şimdilik yalnızca kamu hastanelerindeki sağlık bilgilerinizi görebilmektesiniz.



E-Devlet Uygulamaları Çok Başarılı

Sağlık Bakanlığı'nın hayata geçirdiği e-Nabız sistemi SGK'nın sağlık hizmetleri sırasında provizyon almamıza yarayan MEDULA sistemi ile de entegre edilmiş durumda.

Vatandaşların sağlık bilgilerine ulaşabilmeleri ve yönetebilmeleri açısından çok önemli bir adım olan bu sistemi getiren Sağlık Bakanlığı'nı çok doğru bir iş yapıyor.

Ülkemizde elektronik devlet uygulamalarının geniş kullanım alanları bulması sevindirici bir gelişme.

Sıradan vatandaşın hayatını kolaylaştıran e-Nabız sistemi de bu anlamda başarılı bir adım.

e-Nabız sisteminin daha da gelişerek tam anlamıyla bir elektronik sağlık veri bankası halini almasını temenni edelim…



---



Kıssadan Hisse

"Bin orman, tek bir meşe palamudunun içindedir."

— Richard Bach

BÜNYAMİN ESEN / MEMURHABER








Memurların yapamayacağı işler Memur Ücretsiz İzindeyken Çalışabilir Mi?

Memur Ücretsiz İzindeyken Çalışabilir Mi?


Ücretsiz izin, memurlara ve işçilere tanınmış olan önemli bir hak. Peki memurlar ve işçiler ücretsiz izne çıktıklarında veya çıkmak zorunda bırakıldıklarında başka bir yerde çalışabilir mi?


Okurlarımızdan Barış Bey gönderdiği e-postasında, yedi yıldır bir kamu kurumunda memur olarak çalıştığını, eşinin doğum yaptığını ve bu sebeple ücretsiz izne ayrılmak istediğini söylüyor ve bu sürede özel bir şirkette çalışmasının mümkün olup olmadığını soruyor.
Ücretsiz izin ve ücretsiz izinde çalışma ile ilgili siz okurlarımızdan bu şekilde çok miktarda e-posta alıyorum. Çoğunlukla da ücretsiz izin hakkının olup olmadığı, ücretsiz izinde iken çalışıp çalışılamayacağı ve bu sürede sağlık hizmetlerinden nasıl yararlanılacağı konularında sorular soruluyor.

Doğum halinde ücretsiz izin 24 ay
Barış Bey'in sorusunda belirttiği gibi memurun doğum halinde ücretsiz izin alma hakkı var. Üstelik bu hak sadece doğum yapan memur kadına değil, eşi doğum yapan memur erkeğe de tanınmış. Buna göre, doğum yapan kadın memura, doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine 24 aya kadar ücretsiz izin verilebiliyor.
Söz konusu izin, evlat edinme halinde de alınabiliyor. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar, vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine 24 aya kadar aylıksız izin alabiliyorlar. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine 24 aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm halinde de eşlere kullandırılabiliyor.

Memurların yapamayacağı işler
Ücretsiz izne ayrılan memurların bilmesi gereken önemli bir husus var. Ücretsiz izne ayrılmış olmanız sizin memurluk sıfatınızı ortadan kaldırmıyor. Yani ücretsiz izindeyken de memurların uymaları gereken kurallara bağlı oluyorsunuz. Buna yasaklar da dahil.
Devlet Memurları Kanunu'nda memurların yapamayacakları işler teker teker sayılmış. Buna göre memurlar;
1- Türk Ticaret Kanunu'na göre tacir veya esnaf sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamazlar,
2- Ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamazlar,
3- Ticari mümessil veya ticari vekil veya kolektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar.
4- Mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamazlar
5- Herhangi bir işyerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamazlar.
Dolayısıyla Barış Bey'in sorusunda yönelttiği gibi ücretsiz izindeyken memurluk sıfatı ortadan kalkmadığı için bir işyerinde çalışılması mümkün değil. Aksi takdirde idare tarafından memura kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilir.



İşçiler ücretsiz izne zorlanamaz
Ücretsiz izin uygulaması memurlar gibi işçilerde de söz konusu olabiliyor. Bazen işçi kendi isteğiyle bazen de işverenin zorlamasıyla ücretsiz izne çıkabiliyor. Ancak ücretsiz izinle ilgili İş Kanunu'nda herhangi bir düzenleme yok.
Eğer ki işçi kendi isteğiyle ücretsiz izne ayrılmışsa iki durum söz konusu. Normalde işçinin işverene olan sadakat borcu ücretsiz izinde de devam ettiğinden bu dönemde işçi sürekli olarak bir iş bulup çalışamaz. Eğer çalışırsa işveren tazminat ödemeden iş sözleşmesini feshedebilir. Ama izinli olduğu süreyle sınırlı olmak üzere geçici olarak iş bulup çalışması halinde kendi geçimini temin etmesi sadakat borcuna aykırılık teşkil etmeyeceğinden iş sözleşmesi feshedilemez.
Şayet işveren tarafından ücretsiz izne ayrılması zorlanırsa işçi bunu kabul etmek zorunda değildir. Buna rağmen ücretsiz izne ayrılma durumunda ise işçi bir yerde çalışmışsa doğruluk ve bağlılık ilkesine aykırılık olmayacağından işverene haklı fesih hakkı doğurmayacaktır.

Sağlık hizmetlerinin karşılanmasında değişiklik
Özel sektörde çalışanlar ücretsiz izne ayrılmaları halinde, gelir testi yaptırıp sonucuna göre prim ödeyerek veya ödemeden genel sağlık sigortası yardımlarından yararlanabiliyorlar.
Devlet memurlarında ise durum farklı. Ücretsiz izne ayrılan devlet memurunun genel sağlık sigortası primi, ücretsiz izinli olduğu süre boyunca prime esas kazanç alt sınırı (brüt asgari ücret) ve her ay 30 gün üzerinden, kendi kurumu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödeniyor. Bu şekilde ücretsiz izinli devlet memuru ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sağlık hizmetlerinden yararlanıyorlar.
Ancak geçen hafta İşveren Uygulama Tebliği'nde bir değişiklik yapıldı ve ilk defa 2008 Ekim ayından sonra memuriyete başlayanlar için ücretsiz izinde sadece 1 yıl süreyle GSS priminin karşılanması şeklinde değişiklik yapıldı. 2008 Ekim ayından önce memur olanlar için ise ücretsiz izin süresince GSS priminin karşılanmasına devam edilecek.

Ücretsiz izin bitimine dikkat
Ücretsiz izin ile alakalı memurların dikkat etmesi gereken bir nokta daha var. O da işe başlama süresi ile ilgili.
Ücretsiz izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunlu. Ücretsiz izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş yani istifa etmiş sayılıyor.

MEHMET BULUT / MEYDAN GAZETESİ







10 Kasım 2015 Salı

Evlenecek Gençlere Devlet Destekleri

Evlenecek Gençlere Devlet Destekleri


Devlet gençleri evlilik kurumuna yönlendirmek ve evlilikleri desteklemek amacı ile 2015'de çıkan torba yasa içinde ve uygulanmakta olan diğer kanunlardaki genç evleneceklere çeşitli destekler sağlamaktadır.

Sağlanan bu desteklere kısaca bakacak olursak:


Evlenecekler İçin Çeyiz Hesabı



6637 sayılı Kanunu'nun (Torba yasa) 14. maddesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görevleri içerisine "Çeyiz Hesabı ve Devlet Katkısı" eklenmiştir.

Bunun işleyişi ise şöyle olacaktır:
Çeyiz yardımı almak isteyen birisi, öncelikle bankada bir çeyiz hesabı açacak ve
Açılan bu hesabı 3 yıl boyunca aktif tutacak,
Öte yandan 27 yaşından önce ilk evliliğini yapması ve
Evlenmesine müteakip, hesabının bulunduğu bankaya başvuru yaparak talepte bulunması şartıyla,

devlet katkısı adı altında 5 bin TL'yi aşmamak üzere, hesaptan biriken paranın % 20'si oranında çeyiz yardımı alacaktır.

Fakat, azami tutar her yıl yeniden değerleme oranı kadar artırılır. Bu azami tutarı Bakanlar Kurulu üç katına kadar artırabilir.


Ev Alacaklara 15 Bin Lira Yardım



6637 sayılı Kanunu'nun (Torba yasa) 15. maddesi ile Konut hesabı ve Devlet katkısı getirildi. Bu maddeyle konut sahibi olmayan Türk vatandaşlarına;
Yurt içinde satın alacakları ilk ve tek konut için,
Mevduat veya katılım bankalarının yurt içi şubelerinde Türk Lirası cinsinden konut hesabı açmaları,
Asgari 3 yıl boyunca sistemde kalmaları ve
Konutu satın almalarını müteakip, ilgili bankaya başvurmaları halinde devlet katkısı ödenir.

Devlet katkısı ödemesi, hesapta biriken toplam tutarın yüzde 20'sini ve azami 15.000 Türk Lirasını geçemez. Fakat azami tutar her yıl yeniden değerleme oranı kadar artırılır. Azami tutarı Bakanlar Kurulu üç katına kadar artırabilir.


Devlet Destekli Evlilik Kredisi



Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının belirlemiş olduğu şartlar dahilinde, evlenmeyi düşünen gençlerimize maddi destek sağlaması adına faizsiz evlilik kredisi verilmektedir.


Peki, devlet destekli evlilik kredisi nasıl alınır?



Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenen aşağıdaki şartlar dahilinde faizsiz evlilik kredisi verilmektedir. Buna göre;
Evlenecek olan çiftler 18–24 yaş arasında olmalı, üniversite mezunu ise yaş sınırı26 yaştır,
Türk Ceza Kanunu'nda yer alan ağır suçlardan herhangi biri ile cezalandırılmamış olmak,
Maddi imkansızlıklar nedeniyle evlenemeyecek durumda olmaktır.

Tüm bu kriterleri sağlamış olan kadın / erkek her Türk vatandaşı, devlet destekli faizsiz evlilik kredisinde faydalanabilmektedir. Kredi faizsiz, bir yıl geri ödemeksizin 10.000 TLevlilik kredisi devlet tarafından verilecektir. Kredinin toplamda geri ödeme süresi dört yıl ile sınırlandırılmış olup, verilecek olan kredi kamu bankası aracılığı ile vatandaşlara ulaştırılacaktır. Ayrıca, evlenip ilk yıl çocuk sahibi olan ailelerin evlilik kredisi bir yılötelenebilecektir. Evlenecek olan çiftlerden herhangi biri yetim veya devlet yurtlarında kalmış ise, kredinin geri ödemesi yine bakanlık tarafından en az iki yıl olarak ötelenmek şartıyla dört yılda geri ödenmesi istenebilir.


Krediyi Hangi Bankalar Veriyor?



Faizsiz evlilik kredisini almak isteyen eş adayları, devlet bankalarına başvurabiliyorlar. Kredi, devlet destekli olduğu için sadece kamu sermayeli bankalartarafından kullandırılabiliyor. Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıf Bank kamu sermayeli olup, devlet destekli faizsiz krediyi kullanabileceğiniz bankalardır. Bunun dışındaki diğer bankalarda da düşük faizli evlilik kredi paketleri bulunmaktadır.


Yetim Kız Çocuğuna Çeyiz Yardımı



5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile SSK ve Bağ-Kur için ortak bir uygulama olarak, gelir veya aylık alırken evlenen kız çocuklara iki yıllık gelir veya aylıkları tutarında evlenme yardımı getirildi.

Ayrıca, memurların yetim aylığı alan kızları da aylıklarının 24 katı çeyiz yardımı alacaklar.

Bu hususu "Evlenme Ödeneği Çeyiz Yardımı" makalemden daha ayrıntılı okuyabilirsiniz.

NEVZAT ERDAĞ / NEVZATERDAG.COM











9 Kasım 2015 Pazartesi

Personel Özlük Dosyası

Personel Özlük Dosyası

  Bilindiği üzere Personel Özlük Dosyası Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı büyük, orta, küçük ölçekli işletmeler tarafından tutulmak zorundadır ve tutulmaması durumunda 1.478 TL idari para cezası uygulanmaktadır.

Personel Özlük Dosyamız son olarak yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu gereği düzenlenmiştir dolayısıyla günceldir.

-
Kanuni değişiklikler anında dosya içeriğine yansıtılmaktadır.Bu nedenle dosyamızı kırtasiye veya alışveriş mağazalarının raflarında bulamazsınız

Aracı kullanmadığımız için ekonomiktir.
Dosya içeriği 14 sayfa olmakla birlikte gerekli belgeler tam ve eksiksizdir.Toptan satış yapmamız nedeniyle en az 25 adet sipariş alınmaktadır.

 
Fiyat : 1.50+ KDV = 1.77 TL

Detaylı bilgi için www. personelozlukdosyalari .com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. 

 personelozlukdosyasi.jpg

İçindekiler:

* İş Talep ve Bilgi Formu
* İş Yeri Kaza ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu
* İşe İzinsiz Geç Gelme/Gelmeme İhtar Formu
* Ek : İşçilere Gönderilecek İşe Davet Yazısı Örneği
* Ek : İşçinin Hizmet Akdine İlişkin Bildirimi Almadığında Düzenlenecek Tutanak
*
Ek : İşe Gelmeme Durumunda İşçinin İş Yerindeki En Son Adresine Gönderilecek Noter Tebligatı
* İbraname
4857 Sayılı İş Kanunu Gereği Çalışma Belgesi
* Eleman İstek Formu
* Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi
* Belirli Süreli İş Sözleşmesi
* İş Güvenliği Talimatı
* İş Güvenliği Eğitim Tutanağı
* Teslim ve Tesellüm (Zimmet) Tutanağı
*
Yıllık Ücretli İzin Cetveli
*
Ücret Hesap Pusulası Alındı Cetveli

_______________________________________________________ 

333 Sk. No:7/9-G Buca/İzmir
Tel: 0 553 495 32 39 - 0 553 579 64 39 
personelozlukdosyalari@gmail.com

Bu tanıtım maili denizbektas108.yuzsekiz@blogger.com E-mail adresinize tanıtım amaçlı gönderilmiştir.
Rahatsızlık verdiysek özür dileriz. Abonelikten Ayrılmak için Tıklayınız

5 Kasım 2015 Perşembe

Mükellefin Ölümü Halinde Yapılacak Vergisel İşlemler

Mükellefin Ölümü Halinde Yapılacak Vergisel İşlemler


a) Ölüm İşi Bırakma Hükmündedir


Mükellefin ölmesi nedeniyle mükellefin ödevleri arasında yer alan Ölümü bildirme, defter ve belgeleri ibraz etme, muhafaza etme, beyanname verme gibi bütün ödevleri mirası reddetmemiş yasal mirasçılar tarafından yerine getirilecektir.

b) Mirasçıların Sorumluluğu

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 12'nci maddesinde ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacağı belirtilmiştir. Mirasın, üç ay içinde reddolunabileceği belirtilmiş olup mirasçıların mirası kabul etme veya kabul etmeme işlemini miras bırakanın ölümünden itibaren üç aylık süre içerisinde yerine getirmelidir. www.ozdogrular.com

Yukarıda belirtilen hususlara göre, mirasçılar, ilk olarak ölüm olayını vergi dairesine bildirirler. Bundan sonra Vergi Usul Kanunu'nun defter tutma, envanter çıkarma, kayıt nizamı, muhafaza ve ibraz gibi ödevlerini yerine getirirler. Murisin ölüm tarihinden önce tamamlanan, ancak sonuçları henüz alınmamış vergilendirme dönemi ile murisin ölüm tarihine kadar ki devreyi kapsayan "kıst" vergilendirme dönemine ait kar-zararın tespiti ve dönem gelirlerinin beyanı, beyan üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilecek vergilerin zamanında ödenmesi, murisin sağlığında tarh ve tahakkuk ettirilmiş ancak kısmen veya tamamen ödenmemiş vergi borçlarının ödenmesi, VUK' un 148 ve müteakip maddelerinde düzenlenmiş bulunan "bildirme" görevlerinin zamanında yerine getirilmesi gibi görevleri yaparlar. Bunlara paralel olarak, diğer kanunlarda öngörülen ödevleri yerine getirirler. Özetle denilebilir ki, mirasçıların sorumluluğu vergi aslı ve usule ilişkin ödevlerle ilgilidir. Ceza yönünden sorumluluk söz konusu olmamaktadır. Bu husus mirasçıların sorumluluğu ilkesinin tek istisnasınıdır.

c) Ölüm Halinde Süreler

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 168'inci maddesinde, "bildirimler ile işi bırakma ve değişiklik bildirimleri, bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılır" hükmü yanında aynı Kanun'un 16'ncı maddesinde de "Vergi Kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde, ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme, beyanname verme sürelerine üç ay eklenir" hükmü yer almaktadır.

Vergi kanunlarında özel hüküm bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla, mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme süresine üç ay ekleneceğinden; mükellefin ölümünü, ölüm tarihinden itibaren 4 aylık süre sonuna kadar bildirilme zorunluluğu bulunmaktadır. Aynı şekilde ölen mükellefin ölüm tarihine kadar faaliyette bulunduğu önceki dönemlere ait verilmemiş Katma Değer Vergisi beyannamesi, muhtasar, damga, harç ve gelir vergisi beyannamelerinin verilmesi mirasçılara geçen ödevlerdendir. Mirasçılara geçen bu ödevlerden gelir vergisi beyannamesi hariç beyannamelerinin verilmesinde üç aylık süre ilavesi dikkate alınarak verilmesi gerekmektedir.

Çünkü Gelir Vergisi Kanunu'nun 92'nci maddesinde ölüm halinde yıllık gelir vergisi beyannamesinin verileceği süreye ilişkin özel bir hüküm bulunduğundan, ölüm tarihinden itibaren 4 ay içerisinde verileceği açıkça belirtilmiştir. www.ozdogrular.com

d) Ölüm Halinde Vergi Cezalarının Durumu

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 372'nci maddesinde "ölüm halinde vergi cezası düşer" denilmektedir. Mükellefin ölmesi halinde, ölüm tarihine kadar kesilmemiş olan cezalar, kesilmiş olup da kesinleşmemiş olan cezalar ve ölüm tarihine kadar kesinleşmiş fakat tahsil edilmemiş olan usulsüzlük, özel usulsüzlük, vergi ziyaı gibi idari vergi cezaları ve vergi yargılamasına tabi hürriyeti bağlayıcı vergi cezaları da ölümle birlikte ortadan kalkar. Gecikme zammı ve gecikme faizi vergi cezası kapsamına girmediğinden mirasçılar hesaplanacak gecikme zammı ve faizden miras hisseleri oranında sorumlu tutulacaklardır.

e) Kanuni Temsilcinin Ölümü

Mükellef olan küçük veya kısıtlının ölmesi halinde; bunların ödevlerinin yerine getirilmemesi suçunu işleyen bunların yasal temsilcileri olduğundan ceza bunlar adına kesilir. www.ozdogrular.com

f) Ölüm Halinde Vergilerin Ödenmesi

Vergi Usul Kanunu'nun 112/2'nci maddesinde, "Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını mucip haller dolayısıyla beyan üzerine tarh olunan vergiler, beyanname verme süreleri içinde ödenir. Mükellefin vadeleri mezkur süreden sonra gelen vergileri de aynı süre içinde alınır. Memleketi terk edenlerin ölenlerin veya benzeri haller dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen re'sen veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
Rızkullah Çetin, Osman Doğan/Kaynak; Lebib Yalkın Yayımları









2016' da Vergiler artıyor

2016' da Vergiler artıyor


Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına göre, 2015 yılı yeniden değerleme oranı % 5,58 olmaktadır.


Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasında "Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) Üretici Fiyatları Genel Endeksinde (ÜFE) meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmi Gazete ile ilan edilir." hükmü yer almaktadır.

2015 yeniden değerleme oranı, henüz Maliye Bakanlığınca ilan edilmemiş olsa da TUİK verilerine göre % 5,58 olarak gerçekleşmiştir.

Çeşitli vergi ve harçlara ilişkin kanunlarda ise had ve tutarların; her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı ve bu şekilde hesaplanan maktu had ve tutarların % 5'ini aşmayan kesirlerinin dikkate alınmayacağı belirtilmektir. Ayrıca aynı kanunlarda Bakanlar Kurulunun, bu surette tespit edilen had ve tutarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye yetkili olduğu hükmüne yer verilmektedir.

Buna göre, Bakanlar Kurulu yetkisini kullanmaması durumunda, 2016 yılında uygulanacak bazı had ve tutarların aşağıdaki şekilde olması beklenmektedir.

a) Pasaport Harçları:
6 aya kadar olanlar için 111,70 TL,
1 yıl için olanlar için 163,33 TL,
2 yıl için olanlar için 266,48 TL,
3 yıl için olanlar için 378,40 TL,
3 yıldan fazla süreli olanlar için 533,18 TL.

b) Otomobiller için Motorlu taşıt vergisi:
Motor Silindir Hacmi (cm³)
Taşıtların Yaşları İle Ödenecek Yıllık Vergi Tutarı (TL)

Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri
1 - 3 yaş
4 - 6 yaş
7 - 11 yaş
12 - 15 yaş
16 ve yukarı yaş

1300 cm³ ve aşağısı
623,98
434,99
243,89
184,77
66,52

1301 - 1600 cm³ e kadar
997,73
748,56
434,99
307,24
118,25

1601 - 1800 cm³ e kadar
1760,02
1376,76
810,85
495,17
192,16

1801 - 2000 cm³ e kadar
2772,53
2136,94
1255,35
748,56
295,62

2001 - 2500 cm³ e kadar
4158,80
3019,59
1886,71
1127,59
446,60

2501 - 3000 cm³ e kadar
5797,40
5043,56
3151,56
1696,67
623,98

3001 - 3500 cm³ e kadar
8828,60
7943,84
4785,94
2389,28
877,37

3501 - 4000 cm³ e kadar
13880,60
11985,44
7059,08
3151,56
1255,35

4001 cm³ ve yukarısı
22716,59
17035,33
10089,22
4535,72
1760,02


c) Gayrimenkul sermaye iradında istisna tutarı: 3.800.- TL.

ç) Yemek istisna tutarı: 13,70.- TL.

d) Değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı: 11.191.- TL.

e) Amortismana tabi tutulmadan doğrudan gider yazılacak tutar: 930.-TL.

f) Tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı: 1.584.-TL.

Kaynak; Verginet.net







Yem ve gübrede KDV kaldırılacak

Yem ve gübrede KDV kaldırılacak


Seçimlerde yeniden tek başına iktidar kurma çoğunluğunu yakalayan AK Parti'nin tarım vaatleri arasında yem ve gübrede KDV'nin kaldırılması, genç çiftçilere proje karşılığı 30 bin lira karşılıksız destek verilmesi bulunuyor.


Beş ay içinde yapılan iki seçimin ardından AK Parti'nin yeniden tek başına iktidar olması, gözleri şimdi seçim vaatlerine çevirdi. AK Parti'nin seçim vaatleri arasında, diğer partilerin en çok tartışma konusu olan mazot fiyatına yönelik bir indirimvaadi yer almazken, çifçinin diğer önemli girdi kalemleri arasında yer alan yem ve gümrede KDV'nin kaldırılacağı yer alıyor. Genç çiftçilere proje karşılığı 30 bin lira karşılıksız destek verileceği belirtilen AK Parti seçim bildirgesinde, tarıma yönelik şu vaatler bulunuyor:

Beyannameye göre, tarım alanında 8 milyon hektar alanda arazi toplulaştırma çalışmaları tamamlanacak. Tarımsal destekler, 190 tarım alt havzasında, iklim, toprak ve topografyanın yanı sıra mevcut su potansiyeli ve bitkilerin su tüketimini dikkate alarak, alt havzalar düzeyinde, bölgesel ve ürün bazında düzenlenecek.

Organik tarımın oranı %4'e çıkarılacak

Tarım alanları içerisinde organik tarımın oranı, yüzde 1.95'den yüzde 4'e çıkarılacak. İlk yerli patates çeşitleri üretime kazandırılacak. Ambalajlı ürünlerin etiketlerinde besleyici değerlere ait bilgiler zorunlu hale getirilecek, gıdalarda tuz ve şeker azaltılmasına teknolojinin imkan verdiği ölçüde devam edilecek. Ürünlerini lisanslı depolarda muhafaza eden üreticilere kira desteği sağlanacak. 2018 yılına kadar 580 bin ton kapasiteli hububat deposu yapılacak. Kafeinsiz siyah çay ve yeşil çay üretimine geçilecek. Koyun ve keçi yetiştiriciliğine yönelik teşvikler artırılacak. Süt ve et üretiminde sözleşmeli model geliştirilecek.

Hibe destekleri 10 milyar liraya ulaşacak

► 2015 yılında nakit olarak verilen hibe desteklerinin tutarı 10 milyar liraya ulaşacak. ,

►İşletme büyüklüğü 5 dekar altındaki meyve, sebze, süs bitkisi, ıtri-tıbbiaromatik bitki yetiştiriciliği yapan çiftçilere destekleme ödemesi yapılacak.

►Çiftçilere, seraların modernizasyonu için faizsiz kredi verilecek. Maliyetleri düşürmek amacıyla seralara, ticarethane elektrik fiyatı yerine, sulama suyu elektrik fiyatı uygulanacak.

► Arazilerini büyütmek isteyen ehil mirasçılara kredi imkanları sağlanacak.

►Çiftçilerden arazilerini birleştirmek suretiyle büyük ölçekli tarım işletmeleri oluşturanlara özel destekler verilecek.

► Tarım Sektör Entegre Yönetim Bilgi Sistemi (TARSEY) tamamlanacak. Tarımsal planlamada kullanılan bütün verilerin üretildiği noktada derlenerek sürekli veri akışını sağlayacak Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemleri (ÜTES) yaygın ve etkin bir şekilde uygulamaya konacak.

► Türkiye'nin ilk Milli Botanik Bahçesi Ankara'da hizmete açılacak.

► Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü sulamalarında yüzde 62 olan oranın yüzde 68'e, yüzde 42 olan sulama randımanının ise yüzde 50'ye çıkarılması hedefl eniyor. Bunun için sulanan arazi varlığının nihai hedef olan 8.5 milyon hektara ulaştırılmasını sağlayacak basınçlı modern sulama yatırımlarına devam edilecek.

► 2019 yılına kadar 10 milyon dekar ilave arazinin sulanabilir hale getirilmesi hedefleniyor. Bunun için GAP'ta büyük oranda tamamlanan ana kanalların ardından şebeke inşaatlarına daha da hız verilecek.

► Konya Ovası Projesi ile 2019 yılı sonuna kadar hedeflenen 11 milyon dekar arazinin tamamının sulamaya açılması hedefleniyor. Bu doğrultuda gerekli yatırımlar gerçekleştirilecek.

► Doğu Anadolu Projesiyle 2019 yılı sonuna kadar 2.3 milyon dekar arazi daha sulamaya açılacak.

► Silvan I. Merhale Projesi ile Silvan Barajı ve bağlı ara depolamaları tamamlanacak ve 200 bin hektar alanın sulanması sağlanacak. Projenin tamamlanmasıyla 2 milyon 454 bin dekar arazi sulanacak.

► Ayrıca, Ilısu Hidro-Elektrik Santrali Projesi ile Yusufeli Barajı ve Hidro-Elektrik Santrali Projeleri tamamlanacak.

►"Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Ulusal Kümelenme Stratejisi" oluşturulacak. Başta aspir, kanola, soya olmak üzere bitkisel üretimde sözleşmeli üretim yaygınlaştırılacak. Sertifikalı tohumluk üretimi 880 bin tona çıkarılacak.

►"Balıkçı Gemileri İzleme ve Veri Toplama Sistemi" kurulacak. Muhtelif illerde yürütülen toplam 12 balıkçı barınağı balıkçıların hizmetine sunulacak.

http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/yem-ve-gubrede-kdv-kaldirilacak-279854h.htm






Personel Adına Düzenlenen Bilet Gider Yazılabilir



Personel Adına Düzenlenen Bilet Gider Yazılabilir


Vergi mevzuatımızda, şirketlerin ve mükelleflerin faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri ve ödedikleri giderleri bir şekilde belgelemeleri şart koşulmuştur.




Bu belgeler kanunda tek tek sayılmıştır. Hepimizin bildiği fatura bu belgelerin başında geliyor. Şirket adına yapılan harcamaların faturadan başka gider pusulası, müstahsil makbuzu, perakende satış fişi, giriş ve yolcu taşıma biletleri gibi belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekiyor.

Ticarî hayatta en sık rastlanan belge fatura olduğu için işletme sahipleri aldıkları hizmetlere ait biletleri gider yazıp yazamayacaklarını bilmiyor. Aslında tiyatro giriş biletinden otobüs/uçak biletine, maç biletlerinden gösteri biletlerine kadar tüm belgelerdeki giderler işletme faaliyeti ile ilgili olmak şartıyla gider yazılabilir.

İnternetten alınan uçak biletleri

Şirketler; genel olarak işle ilgili olmak, işin önemi ve genişliği ile orantılı tutulmak şartıyla, seyahat ve seyahat esnasındaki konaklama, yemek giderlerini masraf yazabiliyor ve bu harcamalar KDV indirimine konu edilebiliyor. Bilindiği gibi iş seyahati ile ilgili masrafları belgeleyen fatura, bilet ve benzeri vesikalar çoğu zaman seyahatte bulunan yönetici veya personel adına düzenlenir. Hatta bazı uçak, gemi ve otobüs işletmeleri, aldıkları taşıma ücreti karşısında sadece seyahat eden yönetici veya personel adına bilet düzenler. Otel ve lokanta faturaları da çoğu zaman firma yerine seyahatte bulunan kişi adına düzenlenir.

Bu şekilde düzenlenen biletlerin şirket harcaması olarak gösterilmesinde sıkıntı yaşamamak için dikkat edilecek ince birkaç nokta bulunuyor. Elektronik bilet bedelinin gider kaydedilebilmesi için; bilet alımı esnasında yolcu bilgilerinin kaydedildiği aşamada bilet alan kişiye alınan bilet tutarını, vergi kanunları uyarınca gider kaydetmek üzere fatura alıp almayacağı sorulur. Bilet alıcıları fatura alınacağı bilgisini girerse hesabına yolculuk yapılan mükellefin adı-soyadı/unvanı, vergi dairesi ve VKN/TCKN bilgileri girilmelidir. Seyahat firmalarının şube, acente, çağrı merkezleri ve internet şubeleri aracılığıyla alınan biletler için de yolcuya yukarıda izah edildiği şekilde gider kaydedilip kaydedilmeyeceğinin sorulması, olumlu cevap alınması halinde yolcu bilgilerine ilaveten mükellef bilgilerinin de alınması gerekir. Yolcunun kendi ödediği tutarı gider kaydedebilecek avukat, doktor gibi gerçek kişi bir mükellef ise bilete kendi bilgilerini girmesi yeterlidir. Bunun dışında ayrıca bilgiye yer verilmesine gerek yok.

Maliye çıkardığı tebliğler ve yaptığı açıklamalarla elektronik ortamda alınan biletlerin gider yazılma şartını yukarıdaki gibi açıklıyor. Ancak bana sorarsanız adına belge düzenlenen kişi, o firmanın yöneticisi veya personeli olduğuna ve firma bu gideri karşılayıp kaydına aldığına göre giderin firma ile ilgisi sabittir ve belgenin firma adına yazılı olmaması, gider kaydının ve KDV indiriminin engellenmesine gerekçe olmamalıdır. Hatta seyahat eden ve harcamayı yapan kişi anlaşmalı serbest meslek erbabı olsa veya kardeş firma personeli olsa bile durum değişmez. Bu doğrultuda verilmiş mahkeme kararları bulunuyor.

Yurtdışına seyahat harcamaları

Yukarıda bahsettiğim seyahat ve konaklama giderleri sadece yurtiçinde yapılmıyor. Şirket ortakları ve çalışanları fuara katılma, pazarlama, satın alma gibi faaliyetler için yurtdışına seyahat edebiliyor ve konaklama yapabiliyor. Bu itibarla e-ticket gibi isimlerle anılan elektronik biletler ve bunlara ait kredi kartı slipleri, vergi kanunlarımızda sıralanan ispat edici vesikalar arasında yer almasa da; alınan belgelerin ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge sayılması ve elektronik ortamda alınan bu belgelerin çıktılarının yapılan ödemeyi gösterir banka kredi kartı slip ve ekstreleri ile birlikte muhafaza ve ibrazı ile alınan hizmetin ticari işin bir gereği olarak alındığının tevsik edilmesi durumunda yapılan ödemeler gider kaydedilebilir.

Bununla beraber şirketlerin sahipleri, ortakları veya çalışanlarının eşleri, çocukları ve anne-babalarına ait seyahat ve konaklama biletlerinin gider yazılamayacağı unutulmamalıdır. Aynı bunun gibi şirket adına kesilmiş olsa bile spor müsabakaları için alınan biletler, loca harcamaları, tiyatro ve sinema biletleri vergi kanunlarına göre kabul edilmeyen giderlerdir. Bu harcamalar şirket hesabından yapılıyorsa kayıtlara gider olarak yansıtılmalı, ancak dönem sonunda kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyan edilmelidir. Çünkü bu ve buna benzer harcamaların işle ilgili olduğunu maliye memurlarına kabul ettirmek oldukça zordur.

YUSUF KELEŞ / ZAMAN






Yurtdışı Borçlanma İle Yüksek Aylık Alma İmkanı Var

Yurtdışı Borçlanma İle Yüksek Aylık Alma İmkanı Var


Yurtdışı borçlanma yapmak isteyen gurbetçiler genelde yüksek aylık almak isterler.



Özellikle aylık hesaplamayı bilen Sosyal Güvenlik Uzmanı ile irtibata geçmeleri gerekiyor.


Burada yapılan hataların başında özellikle SSK şartı ile emekli olacaklarda 90-99 Dönemi çalışmanın varlığı araştırılmalıdır.


Kısaca kişi emekli olacak ise Türkiye'de çalışması var ise 08/09/1976 Erkekler,Kadınlar için ise 08/09/1981 öncesi sigorta giriş süreleri yada 50 ve 55 yaşın doldurulmasında esas alınan süreler ile emeklilik hesaplamalarını yapmaları,kademeli emeklilik yaş geçiş sürelerini tespit etmeleri gerekiyor.


Bundan sonra da efektif borçlanma miktarları,tahmini maaş hesaplama tabloları ile kişilere emeklilik tutarları hakkında bilgi verebilirler.


Ezbere olarak ,şu yıllara bu kadar,bu yıllara bu kadar tavandan prim öde emekli aylığın artar denilerek sigortalılar çok para öder borçlanır,az maaş alır.


Kişinin yurtdışına çıkmadan önce dönemsel olarak Türkiye'de çalışmaları tavan ücretler ile SSK matrah bildirimi yapılmış ise,bu kişilere tabandan prim ödeyerek borçlanma önerme kişilerin ileri de emekli olurken aylıklarını düşürebilirsiniz.


Onun için baştan sona ne zaman emekli olurum ,ne kadar emekli aylığı bana bağlanır diye soranlara karşı 1985 yılından günümüze kadar dönemdeki SSK taban ve tava rakamları arasındaki prim ödeme tutarlarını ,mukayese cetvellerine hakim olmanız gerekiyor.


Şayet buna hakim olmamanız halinde sıkıntı yaşayacaksınız.


1990 ve öncesi için Asgari Ücretten borçlanma yapabilirsiniz.


Yüksek Emekli Aylığı İçin Planlama Yaparken Aşağıdaki Tablo İle Borçlanma Yapma Hakkınızda Var.
YILLAR
BORÇLANMA KATI

1990-1995
1,7

1996
2

1997
1,71

1998
1,64

1999
1,6

01.01.2000-31.07.2000
3

01.08.2000-31.03.2001
4

01.04.2001-30.06.2004
5

01.07.2004 itibaren
6,5


Yurtdışı borçlanmada daima son dönemler değil,geçmiş dönemleri seçmek avantaj getirecektir.


Ezbere 6,5 katı seçmeden önce yurtdışı borçlanmada borçlanacağınız dönemlere isabet eden yıllara göre miktarı tespit etmeniz lehinize olur.

Örnek:

1990 ve 1995 arasını tavandan borçlanmanız halinde 1273,50/30=42,45 TL.

42,45X1,7=72,17 TL. seçilecektir.

Bu işlemleri yapmanız esnasında emekli aylığını hesaplayan bir uzmanla hazırlanın.

Unutmayın;

2000 yılına kadar farklı bir hesaplama dönemi(Gösterge Esası Dikkate Alınır.)

2000-2008/Eylül Dönemi Güncellenmiş Ortalama Yıllık Kazanç

2008/Ekim itibari ile Güncellenmiş Aylık Kazanç

Her dönemin Emekli Aylığına esas ABO,Kısmi Aylıkları ve Alt sınır aylıklarını bilmeniz gerekir.

VEDAT İLKİ / ALİTEZEL





Gecikme Faizinin Hesap Süresi



Gecikme Faizinin Hesap Süresi


Geçen yazımda gecikme faizi ile gecikme zammı müesseselerini karşılaştırmıştım. Bu yazımda da gecikme zammının normal vade tarihinden hangi tarihe kadar hesaplanması gerektiği konusunu, pişmanlık zammı ile birlikte irdelemeye çalışacağım.


Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesine göre gecikme faizinin tahakkuk tarihine kadar hesaplanması gerekmektedir. Aynı esas pişmanlık zammı için de geçerlidir. Ancak bu hükmü hemen şekli olarak sahiplenmek, bazen haksız ve yanıltıcı sonuçlar verebilmektedir. Buradaki hükmün, özüne inilerek faiz kavramının içeriği ile birlikte yorumlanması gerekmektedir.

Faiz, bir başkasının (konumuz açısından hazinenin) parasının haksız olarak kullanılması dolayısıyla ödenen ve alacaklının parasına tasarruf edememesi dolayısıyla mahrum kaldığı ekonomik çıkarın karşılığı olarak ödenmektedir.

O halde faizin, alacaklının (Hazine'nin) parasına kavuşmuş sayılacağı tarihe kadar hesaplanması gerekmektedir. Bu, bazen gecikme faizinin veya pişmanlık zammının doğumuna yol açan verginin tahakkukundan önce gerçekleşebilmektedir. Örneğin bir şirketin 2011 yılında yasal olarak ayırma hakkına sahip olduğu bir karşılığı fazla ayırdığını, ancak izleyen yılda bu karşılığı matraha eklediğini düşünelim. Bir başka şirketin de 2011 yılında yenileme fonuna alacağı demirbaş satış kazancını fazla olarak fona aldığını, ancak bu fonu kullanmaması dolayısıyla 2014 yılında vergi matrahına dahil ederek vergilendirdiğini düşünelim. Her iki şirketin 2011 yılındaki bu haksız işlemlerinin 2015 yılında tespit edildiğini ve haksız işlem tutarı kadar re'sen tarhiyat yapıldığını, re'sen tarh edilen vergilerin ise 2015 yılında tahakkuk ettiğini düşünelim. Vergi her ne kadar 2015 yılında tahakkuk etti ise de, birinci örnekte hazine zararı izleyen yıl, ikinci örnekte ise 2014'de kalkmıştır. Birinci örnekte bir yıllık, ikinci örnekte ise üç yıllık gecikme faizi hesaplanması gerekmektedir. Nitekim pek çok Danıştay kararı da Hazine zararının ortadan kalktığı tarihten itibaren gecikme faizinin hesaplanamayacağı yönündedir.

Konunun geçici vergi açısından da bu şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin bir yılın son dönem geçici vergi beyannamesinde matrah farkı saptanması halinde re'sen tarh edilen vergi üzerinden hesaplanacak geçici verginin, bu verginin yıllık beyannameden mahsup edileceği tarihe kadar hesaplanması gerekmektedir.

Zira bulunan fark vergi, yıllık beyannameden mahsup edilmemek suretiyle zaten ödenmiş olmakta ve hazine zararı ortadan kalkmaktadır. Hazine bu suretle alacağına kavuşmuş olacaktır. Mükellefin söz konusu geçici vergi beyannamesini düzelterek örneğin iki yıl sonra pişmanlıkla beyanda bulunması halinde de pişmanlık zammının, pişmanlıkla beyan üzerine tahakkuk eden verginin tahakkuk tarihine (ki pek çok halde bu vergi zaten terkin edilecektir) kadar değil, bu vergi süresinde beyan edilse idi, mahsup edilebileceği tarihe kadar hesaplanması gerekmektedir.

Örneği son dönem geçici vergi beyannamesi için verdik. Peki, önceki geçici vergi dönemleri için uygulamanın nasıl olması gerekmektedir. Bu sorunun cevabını ise bir yargı kararı ile verelim.

2009 yılı üçüncü dönem geçici vergi beyannamesini düzelterek haziran 2010'da düzeltme beyannamesini pişmanlıkla veren bir mükellefe, ortaya çıkan fazla geçici vergi üzerinden, pişmanlıkla beyan tarihine kadar pişmanlık zammı hesaplanmıştır. Mükellefin dava açması üzerine yerel mahkeme pişmanlık zammının, kurumlar vergisi beyannamesinde bu verginin mahsup edileceği gerekçesi ile yıllık beyanname tarihine kadar hesaplanması gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme, verginin yıllık beyanname tarihine kadar mükellef tarafından haksız olarak kullanıldığı, bu süre kadar kendisine haksız yarar sağladığı gerekçesine dayanmıştır.

Bu kararı temyiz yolu ile inceleyen Danıştay 4. Dairesi E.2011/5313 K.2014/3205 sayı ve 8.5.2014 sayılı Kararı'nda, "yıl içerisinde ödenen geçici vergiler kümülatif olarak toplanıp yıllık beyanname verme döneminde gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilir. Bir geçici vergi döneminde tahakkuk edip ödenen geçici vergi, bir sonraki dönem toplam matrah üzerinden hesaplanan geçici vergiden mahsup edilip kalan kısım ödenir. Yıl içerisinde ödenen geçici vergiler için uygulama bu şekildedir. Dolayısıyla 2009 yılı 3. dönemi kurumlar geçici vergi beyannamesinin eksik beyan edilmesi sonucu eksik beyan edilen tutar kadar ödenmeyen geçici vergi için hesaplanacak pişmanlık zammının bir sonraki geçici vergiden mahsup edileceği tarihe kadar hesaplanması gerek"tiğne hükmetmiş ve Yerel Mahkeme Kararını bozmuştur.

Geçici vergi beyannamesini pişmanlıkla verenler veya bir sebeple gecikme faizi ödemekle yükümlü kalanlar için önemli bir karar. Bir kenara not etmekte yarar var.

BUMİN DOĞRUSÖZ / DÜNYA





İşsize İş, İşletmeye Maliyetsiz Eleman İmkanı...



İşsize İş, İşletmeye Maliyetsiz Eleman İmkanı...


İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, çalışmalarında esnaf sanatkarların haklarını korumayı hedeflemekte, bunun yanında toplumsal faydaları da gözeterek, İzmir halkının yararına olacak çalışmalara katkı koymaya da özen göstermektedir.



İzmir Birliği bu bilinç içinde gerçekleştirdiği faaliyetlerinde kentteki diğer kurumlarla samimi ve sağlam diyaloglar kurmakta, işbirlikleri yapmaktadır.

İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nin ortak çalışmalarda bulunduğu kurumlardan birisi de İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü (İŞKUR)'dur.

Birliğimiz, İŞKUR İl Müdürlüğü ile pek çok kez işbirliği altında çalışmış, Türkiye'de başarılı bir çizgi izleyen kurumun çalışanları ile Birlik yöneticilerimiz başarılı ortak sinerji yaratarak önemli projeleri hayata geçirmişlerdir.

Gerçekten de, İzmir İŞKUR ülke genelinde örnek çalışmalara imza atmış, 2014 yılı iş performansında İstanbul, Bursa, Ankara gibi büyük illerin yer aldığı 1. kategoride ilk sırayı alarak Türkiye birincisi olmuştur.

Tüm ülkede geçen yıl işsizlik artarken, İzmir'de 2014 yılı sonu itibarıyla işsizlik yüzde 1.5'lik düşüş ile yüzde 14'lere gerilemiştir. İzmir İŞKUR, 2015 yılı hedeflerini de daha yıl bitmeden iki ay önce yakalamış durumdadır.

İŞKUR'un bu başarısının altında, İl Müdürü Kadri Kabak'ın vizyoner gayretleri ile kurum personelinin özverili çalışmaları yatmaktadır. Bu vesileyle Sayın Kabak'ın nezdinde tüm İŞKUR çalışanlarını bir kez daha kutlamakta yarar görüyorum.

İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMI

İzmir İŞKUR, 2015 Mart'ından itibaren yeni bir projeyi de başlatmış bulunmaktadır.

İŞKUR'un, işsizliğin azalmasına yönelik düzenlediği İşbaşı Eğitim Programı binlerce kişiye istihdam umudu olmaktadır.

Program başta üyelerimiz olmak üzere, reel sektörde faaliyet gösteren tüm işletmelere de önemli kolaylıklar sunmakta, kalifiye eleman istihdam edebilmeleri için imkan tanımakta, personellerinin giderlerini üstlenmektedir.

İşbaşı Eğitim Programı, yanında fiilen sigortalı çalıştıran işletmeye, yeni eleman çalıştırması durumunda katkı vermektedir.

Buna göre,

- Yanında 2-10 kişi çalıştıran işletme bir eleman,

- 11 ve üzeri çalışanı olanlar ise çalışan sayısının onda biri kadar elemanı İŞKUR'dan talep edebilmektedir.

İŞKUR, yeni elemanların aylıklarını ve genel sağlık sigortalarını karşılamaktadır. İŞ- KUR bu yeni elemanlara aylık olarak da Bin lira (Günlük net 38,48 lira cep harçlığı) ödemektedir.

Bu program işletmelere yeni elemanlarını hiçbir masrafa girmeden deneme imkanı vermektedir. İşletme, deneme süresi sonunda elemanından memnun kalırsa yanında çalıştırmakta, bu kez de yeni elemanın SGK priminin işveren payı devlet tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim programındaki deneme süresini işveren isterse 160 güne kadar uzatabilmektedir. Programlar en fazla haftada 6 gün, günde en az 5 en fazla 8 saat olmak üzere haftalık 45 saat olarak düzenlenmektedir.

GENÇLERE VE İŞLETMELERE FIRSAT

İŞKUR'un, İşbaşı Eğitim Programı'ndan geçen yıl 2 bin 400 kişi yararlanırken, 2105 yılında bu rakam sene bitmeden 7 binlere dayanmıştır.

Kanaatimizce İŞKUR'un bu programı ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır.

Program ile,

- Katılımcılar mesleki beceri kazanmakta, gelecekte iş ve meslek sahibi olma imkanlarını artırmakta,

- Reel sektördeki işletmeler ise istihdam maliyetlerini aşağıya çekmektedirler.

Üstelik öğrenci bile olsa, 15 yaş üzerindeki herkesin bu eğitim programından yararlanabilmesi, genç nüfusun istihdamına da katkı sağlamaktadır.

Eleman sıkıntısı çeken veya kalifiye eleman yetiştirmek isteyen ancak yüksek maliyetler nedeniyle bu düşüncelerini gerçekleştiremeyen esnaf sanatkarlarımız, İŞKUR'un bu eğitim programından yararlanabileceklerdir.

ZEKERİYA MUTLU / YENİ ASIR

05.11.2015




100 Günde, ‘200 Bin’ Taşerona Kadro Yolda

100 Günde, '200 Bin' Taşerona Kadro Yolda


Kamuda çalışan taşeron işçilerin kadrosu, seçim sonrasına kalmıştı. 6552 sayılı Torba Kanun sonrası kamuda taşeron çalıştıracak "yardımcı işler"i Bakanlar Kurulubelirleyecekti. Ancak seçim öncesi bu konuda adım atılmadı. Yalnızca elinde yargı kararı olan Karayolları işçileri kadrolarını aldı. Şimdi sırada diğerleri var...


En önemli konu: Listeler hazır mı
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal'ın "seçim vaatlerini ilk 100 günde hayata geçireceğiz" yönündeki açıklaması ve taşeron işçilerle ilgili listenin de hazır olduğunu ifade etmesi taşeron işçilerde heyecan yarattı. Ağbal, Bakanlar Kurulunun, bu liste ile ilgili çalışmalarında son aşamaya gelmiş olduğunu söyledi. Dolayısıyla, taşeron işçiler için "dananın kuyruğunun" yakında kopacağını söylemek mümkün.
Taşeronla ilgili iş listesi Hazine Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile işçi memur sendikaları ve konfederasyonlarının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek.
Yardımcı işe dikkat
Yardımcı işlerin belirlenmesi sonrası bu işler dışında, kamuda taşeron çalıştırılması ancak "teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde" söz konusu olabilecek. Kamu kurumları taşeron çalıştıracakları meslekler bazında onaya tabi olacaklar. Böylelikle, kamu kurumları kendi inisiyatifleri ile taşeron işçi çalıştıramayacak. Bu bağlamda, yalnızca kamuda taşeron olarak çalışan işçiler için mutlu son değil, kamuda taşeron kullanımının sınırlanması söz konusu olacak.
Listede yer almazsa!
Bakanlar Kurulu tarafından oluşturulacak liste "yardımcı işler"i tanımlayacak. Bu tanımlama sonrasında kamuda bu işler dışındaki işlerde çalıştırılan ve asıl iş yaptığı belirlenen taşeronlara kadro verilmesi gerekecek. Ağbal, bu sürecin 100 gün sürebileceğini ifade etti. Bir kişinin kamuda istihdam edilmeye başlaması ile ilgili prosedür zaman alacağı için konunun 100 gün içerisinde çözüleceği ifade ediliyor. Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu'nun listesinin hazır olduğu ve son rötuşların yapıldığını söylemek mümkün. Bu listede yer alan işlerde taşeron işçi çalıştırabilmesi mümkün olacak. Bu liste dışındaki işlerde çalıştırılan işçiler için kamuda kadro hakkı gelmiş olacak.
Yardımcı işler kapsamındaki taşeron işçilerin ise önümüzdeki dönemde yapılacak düzenlemelerle farklı iş alanlarında değerlendirilmesi gündeme gelecek. Bir bölüm taşeron da bu süreçte işinden olabilir. Böylelikle devlet bir süre sonra taşeron sistemini zorunlu haller dışında asgari düzeye indirmiş olacak.
Kurum farkı olabilir
Hazırlanacak yardımcı iş listesi kamu kurumları özelinde farklılaşabilir. Kamu kurumlarının yapmaları gereken asıl işler niteliklerine ve yaptıkları işlere göre değişebilir. Örneğin, Ulaştırma Bakanlığı'nın asıl işi karayollarına asfalt dökülmesi olduğu için bu işte taşeron çalıştırılması mümkün olmayacak. Diğer yandan, direkt işi asfalt dökümü olmayan bir Bakanlıkta başka bir iş kapsamında asfalt dökülmesi işinde taşeron işçi çalıştırılabilecek. Bu nedenle, listenin kamu kurumları özelinde farklılaşması söz konusu olabilir.

Asıl iş, yardımcı iş ayrımı nedir?
Bir örnekle açıklamak gerekirse, kamuya bağlı bir devlet hastanesinde çalışan ve röntgen çeken bir teknisyen, şu anda taşeron statüsünde iş yapıyorsa, bu asıl iş olarak değerlendirilecek ve kadro alabilecek.
Aynı hastanede, personelin gidiş gelişleri için kullanılan servisin şoförlüğünü yapan biri ise, yaptığı iş sağlık ile direkt ilgili olmadığından, yardımcı işler statüsünde değerlendirilecek ve kadrosu verilmeyecek. Taşerona kadro bu ayrıma göre yapılacak.

İki yıllık kıdem şart
Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan liste sonrası yardımcı işler kapsamında olmayan bir işte çalıştırılan asıl işçilere kadro verilmesi için bazı kriterler gündeme gelecek. Örneğin, 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinde bu işlerde çalışmakta olan ve halen çalışmaya devam edip belirli bir süre (İki yıl olması öngörülüyor) kıdemi olan kişilerin kadroya geçirilmesi söz konusu olabilir.
Taşeron işçi sayısı konusunda net bir rakamdan bahsetmek mümkün değil. Ancak Çalışma Bakanlığı verilerine göre kamuda yaklaşık 650 bin taşeron işçi bulunuyor. Bu işçilerin yaklaşık 200 bininin asıl işlerde çalıştırıldığı tahmin ediliyor. Kamu kurumlarının asıl işleri niteliğindeki işlerde çalışan işçilere kadro verilmesi çok yüksek ihtimal.
Destek primi konusu
Naci Ağbal, taşeron işçiler dışındaki vaatlerin de iktidarın ilk 100 günü içerisinde hayata geçirileceğini ifade etti. Dolayısıyla, asgari ücretteki artış konusunda yasal prosedürün tamamlanması ve 2016 yılı Ocak ayından itibaren asgari ücretteki artış ile birlikte emekli maaşlarına yapılacak zam ve sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması gibi diğer konularda da önemli adımlar atılacak gibi görünüyor.
CEM KILIÇ / MİLLİYET

05.11.2015




Seçim Vaadi Asgari Ücret ve Bunun İşverene Maliyeti Ne Olacak?

Seçim Vaadi Asgari Ücret ve Bunun İşverene Maliyeti Ne Olacak?
Bilindiği üzere; Ülkemizde yaşanan gerek 7 Haziran gerekse 1 Kasım seçimleri öncesinde hemen tüm partilerin seçmene verdikleri vaatlerin başında asgari ücretin daha yüksek tutarda belirleneceği vaadi vardı. Bu kapsamda, 1 Kasım seçimleri öncesinde Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından verilen vaadlerde de asgari ücretin net 1.300 Türk Lirası olacağı ifade edilmişti.
Bilindiği üzere; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 39. maddesi gereğince, iş akdi ile çalışan ve bu Kanun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ücretini tespit etmekle görevli Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından asgari ücret belirlenmektedir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın tespit edeceği üyelerden birinin başkanlığında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü veya yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü veya yardımcısı, Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı veya yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı'ndan konu ile ilgili dairenin başkanı veya yetki vereceği bir görevli ile bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşundan değişik işkolları için seçecekleri beş, bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren kuruluşundan değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden kurulur. Asgari Ücret Tespit Komisyonu en az on üyesinin katılmasıyla toplanır. Kurul, üye oylarının çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği halinde, Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır. Komisyon kararları kesindir. Kararlar Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girer.
Son olarak 31.12.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı uyarınca 01.01.2015 – 30.06.2015 tarihleri ile 01.07.2015 – 31.12.2015 tarihleri arasında milli seviyede tüm çalışanlar için aynı olarak belirlenmiş ve uygulanmış olan asgari ücret brüt tutarları şöyleydi:

Anılan brüt asgari ücret tutarlarından bekar bir asgari ücretlinin eline geçen net tutar (asgari geçim indirimi olarak ücretlerinin gelir vergisinden indirilen, dolayısıyla daha az vergi ödenmek suretiyle ücretlinin eline geçen ilave tutar dahil) yılın ilk yarısında (01.01.2015 – 30.06.2015) 949.07 TL, yılın ikinci yarısında ise (01.07.2015 – 31.12.2015) 1.000.54 TL idi.
Bir asgari ücretlinin işverene maliyeti ise yılın ilk yarısında 1.471.84 TL, ikinci yarısında ise 1.560.04 TL olmuştu. Ancak, aylık prim ve hizmet belgelerini Sosyal Güvenlik Kurumu'na düzenli olarak verip, primlerini de düzenli olarak ödeyen ve borcu olmayan işverenler 5 puanlık sigorta primi indiriminden yararlandıkları için, söz konusu indirim dikkate alındığında, asgari ücretin işverene maliyeti 2015 yılının ilk yarısında 1.411.76 TL, ikinci yarısında ise 1.496.36 TL olmuştu.
Seçimden önce vaad edilen aylık net 1.300.00 TL tutarındaki asgari ücret, önceki asgari ücrete göre yaklaşık %30 oranında artış anlamına gelmektedir. Elbette asgari ücretle geçinmek zorunda olanlar için bu yadsınamayacak önemdedir. Ancak bu artışı ödeyecek olanlar işverenlerdir.
Bu şekilde belirlenecek net asgari ücretin, mevcut yasal düzenlemelere göre hesaplanacak aylık brüt tutarı 1645.77 TL ve bu asgari ücretin işverene maliyeti ise 2.016.07 TL olacaktır. Aylık prim ve hizmet belgelerini Sosyal Güvenlik Kurumu'na düzenli olarak verip, primlerini de düzenli olarak ödeyen ve borcu olmayan işverenler 5 puanlık sigorta primi indiriminden yararlandıkları için, söz konusu indirim dikkate alındığında, anılan asgari ücretin işverene maliyeti 1.933.78 TL olacaktır. Eski ve yeni asgari ücret tutarlarının ne olduğu aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

İşverenlerin, asgari ücrette oluşacak bu ilave ödemelerin tamamını hiçbir itirazda bulunmadan kabullenmelerini beklemek çok olası görünmemektedir. Her ne kadar bu asgari ücretin uygulanıp, uygulanmayacağı ya da ne zamandan itibaren uygulanabileceği henüz belli olmasa da, tutarlılık ve güvenilirlik açısından seçim öncesinde verilen sözlerin tutulmak zorunda kalınması muhtemeldir. Bu nedenle, anılan sözlerin tutulabilmesi için sanırım Devletin de işverenin maliyetlerini azaltacak ilave önlemeler alması ve düzenleme yapması gerekecektir. Bu anlamda yapılabilecek düzenlemelerin başlıcaları; asgari ücretten alınan gelir vergisini daha da indirmek ve işverenin ödeyeceği sigorta primlerinde ilave indirim yapmaktır.

AKİF AKARCA ,DR.MEHMET ŞAFAK




Blog Arşivi