30 Eylül 2014 Salı

PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRILMASI HALİNDE ÖDENECEK TUTARLARININ GÖRÜNTÜLENMESİNE İLİŞKİN DUYURU

 

 

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRILMASI HALİNDE ÖDENECEK TUTARLARININ GÖRÜNTÜLENMESİNE İLİŞKİN DUYURU

Bilindiği üzere, 11.9.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanuna istinaden Kurumumuz alacakları yeniden yapılandırılmaktadır.
 
Bu bağlamda, 5510 sayılı Kanunun dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında  (Bağ-Kur)  sigortalı olanların, prim borçlarını yapılandırmaları halinde ödeyecekleri taksit tutarlarının bilgilendirme amaçlı olarak görüntülenmesine imkan sağlayan program hizmete açılmıştır.
 
5510 sayılı Kanunun dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur) sigortalı olanlar,  T.C. Kimlik numaraları ile www.sgk.gov.tr internet adresindeki  "E-SGK" bölümünde yer alan "E-Hizmetler" menüsünden yahut https://esgm.sgk.gov.tr/Esgm/   linkinden sorgulama yapabilirler.
 
Sigortalılarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Erken Emeklilik Formülü

 
Erken Emeklilik Formülü
Stajyerlik sürelerinin de emeklilik hesabında sayılması için çalışma başlatıldı. Takvim, çalışmaya ulaştı. Bu süreler borçlanılarak erken emekli olunabilecek
 
Her çalışanın hayali emekli olmak. Hayata geçen torba yasayla gelen erken emeklilik müjdelerine bir yenisi eklendi.Stajyerlikte geçen sürelerin emeklilik hesabında sayılması için çalışma başlatıldı. Takvim'in edindiği bilgiye göre; bu süreleri borçlanma imkanı verilecek. Çalışanlara, stajyerlik dönemini borçlanma imkanıyla erken emeklilik yolu açılacak. 

SİSTEM NASIL? 
Mevcut sistemde, stajyer iken alınan girişler emeklilik hesabında giriş olarak sayılmıyor. Çünkü; stajyerken sadece kısa vadeli sigorta primleri, yani iş kazası, meslek hastalığı, analık primleri yatıyor. Emeklilikte geçerli olan uzun vadeli sigorta primleri olan yaşlılık, malüllük primleri ise stajyerken yatmıyor.
 
Dolayısıyla stajyer olarak geçen süreleremeklilik hesabında dikkate alınmıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu konuya el attı. Stajyerlik döneminin emeklilik hesabında sayılması için çalışma başlatıldı. Bakan Faruk Çelik de, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, bu konunun gündemlerinde olduğunu söyledi.takvim, çalışmanın detaylarına ulaştı.
 
Buna göre; stajyerlikte geçen süreler için borçlanma hakkı verilmesi gündemde. Bu düzenleme hayata geçerse, çalışanlar stajyerlik dönemini borçlanarak erken emekli olabilecek.Sigorta girişi daha erken olacağı için emeklilik yaşı da geriye çekilecek.
 
TAKVİM


YAPILANDIRMA BAŞVURUSUNDA BULUNANLAR SGK PRİM TEŞVİKLERİNDEN NASIL YARARLANACAKLAR


YAPILANDIRMA BAŞVURUSUNDA BULUNANLAR SGK PRİM TEŞVİKLERİNDEN NASIL YARARLANACAKLAR

Halen uygulamada olan prim teşviklerinden yararlanabilmesi için aranılan temel şartlardan biri de yasal ödeme süresi geçmiş prim ve idari para cezası borcunun bulunmaması ya da bulunmakla birlikte bu borçların 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş veya çeşitli kanunlar gereği yeniden yapılandırılmış olmasıdır.
Bu bağlamda, 2014/Nisan ve önceki aylara ilişkin prim borçları ile 30/4/2014 tarihinden önce işlemiş oldukları fiillerden dolayı uygulanan idari para cezalarından dolayı prim teşviklerinden yararlanamayan işverenler, 6552 sayılı Kanunla getirilen yapılandırma hükümlerinden yararlanmaya başlamaları halinde, prim teşviklerinden de yararlanabileceklerdir.
http://www.gulbenkmusavirlik.com/tr_yapilandirma-basvurusunda-bulunanlar-sgk-prim-tesviklerinden-nasil-yararlanacaklar-1687.html
Prim teşviklerinden yararlanabilmek için 2014/Mayıs ve sonraki aylardan kaynaklanan borçlara dikkat
Yapılandırmaya başvuran işverenlerin mevcut prim teşviklerinden yararlanabilmeleri için sadece yapılandırma başvurusunda bulunmaları yeterli olmayıp, aynı zamanda, yapılandırma kapsamına girmeyen 2014/Mayıs ve sonraki dönemlere ilişkin borçlarını da ödemiş olmaları ya da 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirmiş olmaları da icap etmektedir.
Şöyle ki,
2013/Ocak ila 2014/Ağustos aylarına ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçları bulunan bir işverenin 6552 sayılı Kanuna istinaden yapılandırma başvurusundan bulunduğu varsayıldığında, 2013/Ocak ila 2014/Nisan ayına ilişkin borçları yapılandırma kapsamına gireceğinden, 2014/Mayıs ila 2014/Eylül aylarına ilişkin borçlarını ödediği veya 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirdiği takdirde, prim teşviklerinden yararlanmaya başlayabilecektir.
2014/Mayıs ve sonraki borçları cari usul ve esaslar çerçevesinde ödenmesinden önce/6183 sayılı Kanun uyarınca taksitlendirilmesinden önce 2014/Nisan ve önceki aylara ilişkin borçların 6552 sayılı Kanun uyarınca yapılandırılmış olması unutulmamalı
Hem 6552 sayılı Kanun kapsamına giren, hem de girmeyen borcu bulunan işverenler prim teşviklerden yararlanmak amacıyla 6552 sayılı Kanun kapsamına girmeyen (2014/Mayıs ve sonraki aylara ilişkin) borçlarını banka kanalıyla ödemek istediklerinde, yapılandırma işlemleri;
-İlgili sosyal güvenlik merkezince tamamlanmış ise (ödeme planı çıkartılmış ise) banka ekranına yalnızca yapılandırma kapsamına girmeyen borçlar,
-İlgili sosyal güvenlik merkezince tamamlanmamış ise (ödeme planı çıkartılmamış ise) banka ekranına hem yapılandırma kapsamına giren, hem de girmeyen,  başka bir ifadeyle yasal ödeme süresi geçmiş tüm borçlar yansıtılacaktır.
Dolayısıyla banka kanalıyla yalnızca yapılandırma kapsamına girmeyen yasal ödeme süresi geçmiş borçların ödenebilmesi için kapsama giren borçların ilgili sosyal güvenlik merkezince yeniden yapılandırılmış olduğu hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir.
Örneğin, 2013/Ocak ila 2013/Ağustos aylarına ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçları bulunan bir işverenin 6552 sayılı Kanun uyarınca yapılandırma başvurusu bulunduğu ve ödeme planının da ilgili sosyal güvenlik merkezince çıkartılmış olduğu varsayıldığında, anılan işveren geçmiş dönem borçlarını banka kanalıyla ödemek istediğinde yalnızca 2014/Mayıs ile 2013/Ağustos borçları banka ekranına yansıtılacaktır.
Yapılandırma başvurusunda ne kadar erken bulunulur ise prim teşviklerinden de o kadar erken yararlanılacağı göz önünde bulundurulmalı
6552 sayılı Kanun kapsamına giren borçları yeniden yapılandırılmış olan ve yapılandırma kapsamına girmeyen borcu da bulunmayan işverenler, aylık prim ve hizmet belgelerini ilgili teşvik kanun numarasını seçmek suretiyle düzenleyebileceklerdir.
Bu bağlamda, yapılandırma başvurusunda ne kadar erken bulunulur ise prim teşviklerinden de o kadar erken yararlanılmaya başlanılacaktır.
Örneğin,  17/10/2014 tarihinde yapılandırma başvurusunda bulunan bir işveren, yapılandırma işlemlerinin  23 Ekim 2014 tarihinden önce tamamlanmış olması halinde yapılandırma kapsamına girmeyen başka bir borcu da yoksa 2014/Eylül ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesini 05510 sayılı kanun numarasını seçmek suretiyle düzenleyebilecektir. Buna karşın anılan işverenin yapılandırma başvurusunda 25/12/2014 tarihinde bulunduğu varsayıldığında, 2014/Kasım ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinin verilme süresi 23/12/2014 tarihinde sona ermiş olacağından, prim teşviklerinden yararlanılacak ilk ay bu defa yasal verilme süresi sona ermemiş ilk ay olan 2014/Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesi olacaktır.
Prim teşviklerinden yararlanmaya devam edebilmek için ödeme yükümlülüklerinin yapılandırma işlemi bozulmayacak şekilde yerine getirilmesi gerekir
Kapsama giren borçları 6552 sayılı Kanun uyarınca yeniden yapılandırılmış olan işverenlerce taksitle ödeme yolu tercih edilmiş ise bir takvim yılı içinde ikiden fazla taksit veya cari aylara ilişkin ödeme yükümlülüğü ihlal edilmediği takdirde yapılandırma işlemi bozulmamaktadır.
Dolayısıyla, bir takvim yılı içinde üç taksit ihlali meydana gelmediği takdirde yıl içinde bir veya iki taksit ödenmemiş olsa dahi cari aylarda prim teşviklerinden yararlanılabilecektir.

Eyüp Sabri Demirci
Sosyal Güvenlik Kurumu
İşverenler Prim Daire Başkanlığı Şube Müdürü
http://www.gulbenkmusavirlik.com/tr_yapilandirma-basvurusunda-bulunanlar-sgk-prim-tesviklerinden-nasil-yararlanacaklar-1687.html

 

Taksiti Erken Ödeyene İndirim

 Taksiti Erken Ödeyene İndirim
Gümrük Bakanlığı'nın yönetmeliği ile taksitli alışverişte erken ödeme yapana faiz ve komisyon indirimi geliyor
 
Tüketici Kanunu'nun taksitle satış sözleşmesine yönelik yol haritası açıklandı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanan yönetmelikle, insanların günlük yaşamlarının vazgeçilmezi haline gelen beyaz eşya, teknoloji, konfeksiyon, giyim gibi ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığıtaksitli alışverişlere çok sayıda kolaylık getiriliyor.
 
Taksitini erken ödeyene faiz ve komisyon indirimi, 7 gün içinde cayma hakkı, temerrüde düşene faizde yüzde 30 sınırı gibi önemli adımlar atılıyor. Taksitli alışverişlerde yeni haklar getiren yönetmelikteki bazı başlıklar şöyle: Erken ödeme yapan, faiz ve komisyon indirimi talep edebilecek. Taksitle satış sözleşmeleri yazılı şekilde, kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilecek.
 
Tüketici 7 gün içinde gerekçe göstermeden sözleşmeden cayabilecek. Faiz miktarı sözleşmede belirlenen faiz oranının yüzde 30'unu geçemeyecek.

TAKVİM

Patronun İşçiden Aldığı Belgenin Hukuki Değeri Yok

  Patronun İşçiden Aldığı Belgenin Hukuki Değeri Yok
SORU: Bir belediyede işçi olarak 3 yıldır çalışıyorum. Taşeron firma işçisiyim. Geçtiğimiz hafta işveren bizi toplayıp işyerinde kendisine bağlı teknik işlerle uğraştığımızı, sadece kendi işyerine dair haklara sahip olduğumuza dair belge imzalattı. Bunun yasal bir geçerliliği var mıdır?
 
CEVAP: Alt işveren, bir işyerinde yürütülen mal ve hizmetlerin üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde çalıştıran işveren olarak tanımlanmaktadır. Asıl işveren ise, alt işverenin iş aldığı işverendir. Bu yasal tanımlara göre asıl işveren ve alt işverenlik ilişkisinin varlığından söz edilebilmesi için, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılmaları ve taraflar arasında muvazaalı (hileli) bir ilişki bulunmaması gerekmektedir. 
Bu tanımlardan görüleceği üzere sizin durumunuzda asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin varlığı açıktır ve bu durumda alt işverenin sizden kanuna karşı olarak aldığı söz konusu belgenin hiçbir hukuki değeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla, size karşı asıl işveren de alt işverenle birlikte hukuken sorumludur. 
Üstelik yasal olarak verilmesi mümkün olmayan bir işin alt işverene bırakılması halinde bu durumda muvazaalı bir ilişkiden söz edilir ve alt işverenin işçileri baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmaktadırlar. Bu durum, İş Kanununun 2. maddesinde açıkça ifade edilmiştir. 
Yargıtay da kararlarında bu hususu vurgulamıştır. Yargıtay, kamu işverenleri bakımından da farklı bir uygulamaya gidilmesinin hukuken korunamayacağını belirtmiş ve bu doğrultuda görüş bildirmiştir. (Yargıtay 7. H, 03.07.2013 Tarih, 2013/ 16442 E, 2013/ 12559 K) Dolayısıyla, sizin durumunuzda alınan belgenin hiçbir hukuki geçerliliği bulunmadığı gibi eğer alt işveren ile asıl işveren belediye arasındaki iş ilişkisinde muvazaa bulunması durumunda baştan itibaren asıl işveren işçisi olarak kabul edilirsiniz. 
Devrim Avcı
http://www.evrensel.net/kose-yazisi/72377/patronun-isciden-aldigi-belgenin-hukuki-degeri-yok.html#.VCp4GGccTIV
 

6552 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNİN UYGULAMASINA DAİR TEBLİĞ

 

6552 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNİN UYGULAMASINA DAİR TEBLİĞ (ARAÇ MUAYENELERİNE DAİR) (SERİ NO : 1)

Resmi Gazete No29132
Resmi Gazete Tarihi27/09/2014
Kapsam
 
10/9/2014 tarihli 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun 11/9/2014 tarihli ve 29116 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış ve Kanunun 79 uncu maddesi yayım tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden söz konusu maddenin uygulamasına yönelik usul ve esaslar belirlenmiştir.
I- KANUN HÜKMÜ
6552 sayılı Kanunun 79 uncu madde hükmü aşağıda yer almaktadır.
"(1) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dâhil) 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca araç muayenesi yaptırmaları gerektiği hâlde muayenelerini süresinde yaptırmamış olanların, 31/12/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) araç muayenelerini yaptırmaları ve anılan Kanunun 35 inci maddesi uyarınca muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için tahsili gereken %5 fazla yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, bu Kanunun yayımlandığı tarihten (yayımlandığı ay dâhil) araç muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için aylık %1 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarı ödemeleri şartıyla anılan madde uyarınca alınması gereken %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilir ve yetkili kuruluş tarafından tahsil edilen bu tutarlar anılan maddede belirtilen süre ve şekilde Hazine hesaplarına aktarılır.
(2) Bu madde kapsamına giren alacaklara karşılık bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarların bu madde hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz.
(3) Bu maddede geçen, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabiri, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını ifade eder.
(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
II- UYGULAMAYA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun;
- "Araçların muayenesi" başlıklı 34 üncü maddesinde, trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadığının ekonomik yapıları da dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edileceği, motorlu araçların muayenelerinin, yönetmelikte belirtilen süreler içinde yaptırılmasının zorunlu olduğu, muayenesi yaptırılmamış araçları kullanan sürücülere idari para cezası kesileceği,
- "Muayeneye yetkili kuruluşlar" başlıklı 35 inci maddesinde de, araçların muayenelerinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı, muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için muayene ücretinin, yetki verilen gerçek veya tüzelkişi ya da alt işleticiler tarafından, %5 fazlası ile tahsil edileceği, tahsil edilen tutarın tamamının Hazine payı olarak, izleyen ayın yedinci günü akşamına kadar, yetki verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından, yıllık gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile birlikte ödeneceği,
hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlere göre, araç muayenelerinin ilgili yönetmelikte belirtilen sürelerde yaptırılması zorunludur. Ancak, araç muayenesinin süresi içerisinde yaptırılmaması halinde, muayenenin yapıldığı yılda geçerli olan muayene ücreti ile birlikte gecikilen her ay ve kesri için %5 fazla hesaplanması ve ilgilisinden tahsil edilerek Kanunda düzenlenen sürede Hazine hesaplarına aktarılması gerekmektedir. 
6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi ile Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihine kadar muayene süresi geçtiği halde araç muayenelerini yaptırmamış olanların 31/12/2014 tarihine kadar (bu tarih dahil) araç muayenelerini yaptırmaları durumunda, 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi gereği hesaplanması gereken %5 fazla yerine 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, bu tarihten sonra aylık %1 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın muayene ücreti ile birlikte ödenmesi halinde söz konusu %5 fazlaların alınmayacağı düzenlenmiştir.
A- Kapsam ve Süre
6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi kapsamına; Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) 2918 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi uyarınca zorunlu araç muayenesi yaptırılması gerektiği halde muayeneleri süresinde yaptırılmamış olan araçlar girmektedir.
Kapsama giren araçları muayene ettirmek mecburiyetinde olanlar, 31/12/2014 tarihine kadar (bu tarih dahil) araçlarını muayene ettirmeleri durumunda, anılan Kanunun 79 uncu maddesi hükmünden yararlanabileceklerdir.
Öte yandan, zorunlu araç muayene tarihi 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihinden sonraya rastlayan araçların süresinde muayene ettirilmemesi halinde, anılan madde hükmünden yararlanılması mümkün olmadığından, araç muayene ücreti ile birlikte muayenede gecikilen her ay ve kesri için 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi gereğince %5 fazlanın tahsil edilmesi gerekmektedir.
B- %5 Fazlalar Yerine Hesaplanacak Tutarın Tespiti 
6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi gereğince, zorunlu araç muayenesinin süresinde yaptırılmaması nedeniyle 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca gecikilen her ay ve kesri için hesaplanan %5 fazla yerine, 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile Kanunun yayımlandığı tarihten (yayımlandığı ay dahil) araç muayenesinin yapıldığı tarihe kadar geçen her ay ve kesri için aylık %1 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın toplamının ödenmesi halinde %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Bu durumda, %5 fazla yerine hesaplanacak tutar aşağıdaki formüle göre hesaplanacaktır.
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar = Araç Muayene Ücreti x [Araç Muayenesinin Yaptırılması Gereken Tarih ile Kanunun Yayımlandığı Tarih Arasında Geçen Süreye İlişkin Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Toplamı + (Kanunun Yayımlandığı Tarih ile Araç Muayenesinin Yapıldığı Tarih Arasında Geçen Ay Sayısı x %1)]
6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği gibi Yİ-ÜFE ibaresi, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını ifade etmekte olup, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tespitinde bu oranlar kullanılacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumunca Ocak/2005 ayından Kanunun yayımlandığı tarihe kadar (yayımlandığı ay hariç) geçen aylar için açıklanan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ekli tabloda (EK:1) yer almaktadır. Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarından eksi değerli olanları hesaplamalarda eksi değer olarak dikkate alınacaktır.
%5 fazla yerine yapılacak bu hesaplamalarda ilk aya ilişkin esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, aracın geçerli zorunlu muayene tarihinin (bu tarihin ayın son günü olması durumunda da) rastladığı ay için açıklanmış olan oran olacaktır.
Örnek 1- (A) plakalı otomobilin araç muayene süresi 16 Eylül 2013 tarihinde sona ermiştir.
Araç sahibi süresinde yaptırmadığı araç muayenesi için 25 Kasım 2014 tarihinde yetkili muayene istasyonuna gelerek aracını muayene ettirmek istediğinde, araç muayene ücreti ile birlikte ödemesi gereken %5 fazla yerine, 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi hükmü kapsamında ödeyeceği tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
               
2014 yılında otomobiller için 165,20 TL araç muayene ücreti alınmaktadır. Buna göre %5 fazlanın hesaplandığı süre ve %5 fazla tutar aşağıdaki şekilde olacaktır.
 

Araç Muayene Ücreti (TL)

%5 Fazla Hesaplamasına Esas Dönem

Toplam %5 Oranı

Toplam %5 Tutarı

(TL)

165,20

17/9/2013-25/11/2014

%75

123,90

 
Bu örnekte, %5 fazla yerine uygulanacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile %1 oranı dönemler itibarıyla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
 

DÖNEM

ESAS ALINACAK ORAN (%)

17/9/2013-16/10/2013 için
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,88

17/10/2013-16/11/2013 için
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,69

17/11/2013-16/12/2013 için
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,62

17/12/2013-16/1/2014 için
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı

1,11

17/1/2014-16/2/2014 için
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı

3,32

17/2/2014-16/3/2014 için
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı

1,38

17/3/2014-16/4/2014 için
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,74

17/4/2014-16/5/2014 için
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,09

17/5/2014-16/6/2014 için
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı

-0,52

17/6/2014-16/7/2014 için
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,06

17/7/2014-16/8/2014 için
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,73

17/8/2014-16/9/2014 için
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,42

17/9/2014-16/10/2014 için

%1

1

17/10/2014-16/11/2014 için

%1

1

17/11/2014-25/11/2014 için

%1

1

TOPLAM ORAN

%12,52

 
Bu durumda, tabloda yer alan oranlar esas alınarak %5 fazla yerine ödenecek tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
 
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar = Araç Muayene Ücreti x [Araç Muayenesinin Yaptırılması Gereken Tarih ile Kanunun Yayımlandığı Tarih Arasında Geçen Süreye İlişkin Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Toplamı + (Kanunun Yayımlandığı Tarih ile Araç Muayenesinin Yapıldığı Tarih Arasında Geçen Ay Sayısı x %1)]
 
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar               = 165,20 x [%9,52 + (3 x %1)]
= 165,20 x %12,52
                                                                              = 20,68 TL
 
Buna göre, araç sahibinin ödeyeceği araç muayene ücreti ile bu ücret üzerinden 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi kapsamında ödeyeceği tutar ile tahsilinden vazgeçilecek %5 fazlaya ilişkin tutar aşağıdaki gibi olacaktır.
 
Ödenecek Tutar
  
Araç Muayene Ücreti
:
165,20 TL
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar
:
  20,68 TL
TOPLAM
:
185,88 TL
 
 
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
  
%5 Fazla
:
123,90 TL
 
Dolayısıyla, 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi kapsamında aracın muayene ettirilmesi halinde 123,90 TL fazla yerine 20,68 TL tahsil edilecektir.

 

Örnek 2- (B) plakalı otomobilin araç muayene süresi 5 Ocak 2014 tarihinde sona ermiş olmakla birlikte aracın çalınmasından dolayı tescil kaydı 3 Mart 2014 tarihinde silinmiş ve aracın daha sonra bulunması nedeniyle 15 Mayıs 2014 tarihinde yeniden açılmıştır.
                Araç sahibi, 19 Aralık 2014 tarihinde yetkili muayene istasyonuna gelerek aracını muayene ettirmek istediğinde, araç muayene ücreti ile birlikte gecikilen her ay ve kesri için ödeyeceği %5 fazla yerine, 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi hükmü kapsamında ödeyeceği tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
 Aracın trafikten tescil kaydının silindiği 3 Mart 2014 ila 14 Mayıs 2014 tarihleri arası için %5 fazla hesaplanmadığından, aynı süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak bir hesaplama da yapılmayacaktır.
2014 yılında otomobiller için 165,20 TL araç muayene ücreti alınmaktadır. Buna göre %5 fazlanın hesaplandığı süre ve %5 fazla tutar aşağıdaki şekilde olacaktır.
 

Araç Muayene Ücreti (TL)

%5 Fazla Hesaplamasına Esas Dönem

Toplam %5 Oranı

Toplam %5 Tutarı

(TL)

165,20

6/1/2014-2/3/2014

%10

16,52

165,20

15/5/2014-19/12/2014

%40

66,08

TOPLAM

82,60

 
Bu örnekte, %5 fazla yerine uygulanacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile %1 oranı dönemler itibarıyla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
 

DÖNEM

ESAS ALINACAK ORAN (%)

6/1/2014-5/2/2014
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı

3,32

6/2/2014-2/3/2014
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı

1,38

15/5/2014-14/6/2014
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı

-0,52

15/6/2014-14/7/2014
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,06

15/7/2014-14/8/2014
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,73

15/8/2014-14/9/2014
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı

0,42

15/9/2014-14/10/2014

%1

1

15/10/2014-14/11/2014

%1

1

15/11/2014-14/12/2014

%1

1

15/12/2014-19/12/2014

%1

1

TOPLAM ORAN

%9,39

 
Bu durumda, tabloda yer alan oranlar esas alınarak %5 fazla yerine ödenecek tutar aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
 
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar = Araç Muayene Ücreti x [Araç Muayenesinin Yaptırılması Gereken Tarih ile Kanunun Yayımlandığı Tarih Arasında Geçen Süreye İlişkin Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Toplamı + (Kanunun Yayımlandığı Tarih ile Araç Muayenesinin Yapıldığı Tarih Arasında Geçen Ay Sayısı x %1)]
 
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar               = 165,20 x [%5,39 + (4 x %1)]
= 165,20 x %9,39
= 15,51 TL
 
Buna göre, araç sahibinin ödeyeceği araç muayene ücreti ile bu ücret üzerinden 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi kapsamında ödeyeceği tutar ile tahsilinden vazgeçilecek %5 fazlaya ilişkin tutar aşağıdaki gibi olacaktır.
 
Ödenecek Tutar
  
Araç Muayene Ücreti
:
165,20 TL
%5 Fazla Yerine Hesaplanan Tutar
:
  15,51 TL
TOPLAM
:
180,71 TL
 
 
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
  
 %5 Fazla
:
82,60 TL
   
                Dolayısıyla, 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi kapsamında aracın muayene ettirilmesi halinde 82,60 TL fazla yerine 15,51 TL tahsil edilecektir.
 
III- DİĞER HUSUSLAR
1- 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı 11/9/2014 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) 2918 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi uyarınca zorunlu araç muayenesini süresinde yaptırmamış olanlar 31/12/2014 tarihine kadar (bu tarih dahil) araçlarını muayene ettirmeleri durumunda, anılan Kanunun 79 uncu maddesi hükmünden yararlanabileceklerdir. Bu nedenle, anılan madde kapsamında olmakla birlikte araçlarının muayenesini 1/1/2015 tarihinden (bu tarih dahil) sonra yaptıranlardan 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi gereği gecikilen her ay ve kesri için %5 fazla hesaplanarak tahsil edilecektir.
2- 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, madde kapsamına giren alacaklara karşılık maddenin yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarların bu madde hükümlerine dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle, maddenin yayım tarihi olan 11/9/2014 tarihinden önce tahsil edilmiş olan %5 fazlalar red ve iade edilmeyecektir.
3- Muayeneye yetkili kuruluşlar tarafından, 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi kapsamında %5 fazlalar yerine tahsil edilen tutarların 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde belirtilen süre ve şekilde Hazine hesaplarına aktarılması gerekmektedir.
Tebliğ olunur.
 
 
 
 

EK:1

YILLAR İTİBARIYLA Yİ-ÜFE AYLIK DEĞİŞİM ORANLARI

Yıllar

Ocak

Şubat

Mart

Nisan

Mayıs

Haziran

Temmuz

Ağustos

Eylül

Ekim

Kasım

Aralık

2005

-0,41

0,11

1,26

1,21

0,20

-0,48

-0,74

1,04

0,78

0,68

-0,95

-0,04

2006

1,96

0,26

0,25

1,94

2,77

4,02

0,86

-0,75

-0,23

0,45

-0,29

-0,12

2007

-0,05

0,95

0,97

0,80

0,39

-0,11

0,06

0,85

1,02

-0,13

0,89

0,15

2008

0,42

2,56

3,17

4,50

2,12

0,32

1,25

-2,34

-0,90

0,57

-0,03

-3,54

2009

0,23

1,17

0,29

0,65

-0,05

0,94

-0,71

0,42

0,62

0,28

1,29

0,66

2010

0,58

1,66

1,94

2,35

-1,15

-0,50

-0,16

1,15

0,51

1,21

-0,31

1,31

2011

2,36

1,72

1,22

0,61

0,15

0,01

-0,03

1,76

1,55

1,60

0,65

1,00

2012

0,38

-0,09

0,36

0,08

0,53

-1,49

-0,31

0,26

1,03

0,17

1,66

-0,12

2013

-0,18

-0,13

0,81

-0,51

1,00

1,46

0,99

0,04

0,88

0,69

0,62

1,11

2014

3,32

1,38

0,74

0,09

-0,52

0,06

0,73

0,42

O Parayı Artık SGK Ödeyecek

 
O Parayı Artık SGK Ödeyecek

Danıştay 15. Dairesi'nin, Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki "ilaçlı stent bedelleri kurumca ödenmez" ibaresini hukuka aykırı buldu.
 
İzmir Barosu üyesi avukat Cem Durdu, yaptığı açıklamada, 2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan anjiyo operasyonu ile kroner arter darlığının saptanan müvekkili Hüseyin Durdu'ya ilaç salımlı kroner stent takıldığını belirtti.

SGK'dan emekli olan müvekkilinin SGK'nın ödeme yapmadığı için bu stend bedelini kendisinin ödediğini dile getiren Durdu, açıklamada şu görüşlere yer verdi:

"SGK'nın bu uygulamasının TC Anayasasının Sosyal Devlet ilkesine, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Siğortası Yasasına aykırı olduğunu
ileri sürerek, ilgili tebliğin 7.1. Maddenin 18. fıkrasında yer alan "...ilaçlı stent bedelleri kurumca ödenmez" ibaresinin iptali için Danıştay'a dava açılmıştır. Danıştay 15. Daire tarafından yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile Sağlık Uygulama Tebliğinin 7.1. Maddesinin 18. fıkrasındaki "...ilaçlı stent bedelleri kurumca ödenmez" ibaresi hukuka aykırı görülerek iptaline karar verilmiştir. Bundan böyle, ilaç salımlı koroner stent bedelleri yargı kararı uyarınca SGK tarafından ödenecektir."
 
SABAH

Konut Edindirme Yardımı (KEY) yeni listesi açıklandı.

 

Konut Edindirme Yardımı (KEY) yeni listesi açıklandı.
Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi tarafından hazırlanan 5939 sayılı konut edindirme yardımı hak sahiplerine ödeme yapılmasına dair kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun ve konut edindirme yardımı hak sahiplerine ödeme yapılmasına dair yönetmelikte değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik ile 5664 sayılı konut edindirme yardımı hak sahiplerine ödeme yapılmasına dair kanun'a 662 sayılı kanun hükmünde kararname'nin 73. maddesi ile eklenen hükme göre tespit edilen hak sahipleri listesi, mükerrer Resmi Gazete'de yayımlandı.
 
KEY hak sahipleri listesine "http://www.keyodemeleri.com/" adresinden ulaşabiliyor.
 
HÜRRİYET
 

 

SGK’dan menfaatinize cevap alamazsınız

 

SGK'dan menfaatinize cevap alamazsınız


Sosyal Güvenlik'te bir sorunun birden çok doğru cevabı vardır. Ancak, bunlardan sadece bir tanesi sizin menfaatinize olandır. Size Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan verilen cevap da SGK'nın bakış açısından olmuş, baban ise sizin ailenizin menfaatine göre hesaplamış.
Ali Bey, babam bir işyeri açmıştı ama işyerini annem üzerine yapmıştı. O sebeple Bağ- Kur primi ödüyordu annem ve babam ölünce dükkânı kapadık. Ancak babam ölmeden önce 'Annenin emekliliğine 3.5 yıl var' diyordu ama şimdi SGK'ya gittik, annemin en az 15 tam yıl prim ödemesi yapması lazımmış. Acaba babam mı yanlış biliyordu, SGK mı bizi yanıltıyor? Bir de annem doğum borçlanması yapabiliyor mu? Gizem AYDOĞAN-İZMİR
Aslında tam tarihleri yazmamışsınız yani annen hangi tarih aralığında kaç yıl prim ödedi bilgisi yok ama sorunuzdan anladığım kadarıyla anneniz yaklaşık 6.5 yıl kadar Bağ- Kur primi ödemiş. Babanız da annenizi 3.5 yıl (1260 gün) SSK'lı yapıp, SSK'dan hem daha erken hem de daha yüksek emekli aylığı ile emekli etmeyi planlamış. Zira, 8.9.1999 günü öncesinde sosyal güvenlik sistemine girmiş olanlar, SSK'dan 3600 gün ile yani 10 yıl ile emekli olurlar. Babanız da sanırım bunu düşünmüş. SGK'nın verdiği cevap da doğru. Anneniz bundan sonra 15 yıla tamamlayacak kadar Bağ-Kur olur. Zira, Bağ-Kur'dan yaşlılıktan kısmi emekli aylığı alabilmek için toplamda 15 tam yıl (5400 gün) prim ödemiş olmak gerekir. Görüldüğü üzere babanızın dediği de doğru SGK'nın dediği de doğru ama babanız sizin ailenizin menfaatini düşünerek plan yapmış, SGK ise kendi kasasını düşünerek cevap vermiş. Bu sebeple benim yetiştirdiğim öğrencilerime "Halkın Sosyal Güvenlik Uzmanları" diyoruz.
DOĞUM BORÇLANMASI DOĞUMA GÖRE
Annenizin doğum borçlanması yapabilmesi de mümkündür ama yine yeterli bilgi vermemişsiniz, mesela hangi yıllarda doğum yaptı, kaç doğum yaptı, doğumları sosyal güvenlik sistemine girmeden mi, girdikten sonra mı yaptı? Bütün bunlara göre, anneniz SSK, Bağ- Kur veya memur olarak sosyal güvenlik sistemine girdikten sonra doğum yapmış ve doğum yapma tarihinden itibaren 2 yıllık sürede boş geçen günleri olmuşsa bunları borçlanabilir. Ancak, borçlanmasını tavsiye edip etmemem için gereken bilgileriniz eksik.
 
Askerlik borçlanması 7 yıllık süreye sayılmaz
Sayın Tezel, abim Mart 1989'da askerlik yaptı, 11/01/1966 doğumlu ve Bağ- Kur girişi 07/06/1991 olup 20 yıl 11 ay Bağ-Kur'dan sonra 20/06/2012'de SSK'lı işe başladı devam ediyor. Askerlik borçlanması yaparsak yaşı öne çeker mi? Askerlik son 3.5 yıla sayılır mı? Ne kadar gün borçlanmalıyız? Trabzon SGK bize gerekli bilgiyi vermiyor. Zülfiye BAŞARAN
Hanımefendi, askerlik borçlanması askerlik yapılan yıllara gittiğinden genelde son 3.5 yılın hesabında dikkate alınmaz. Abiniz, önce askerlik yapıp sonra sosyal güvenlik sistemine girdiğinden askerlik borçlanması emeklilik yaşını öne çeker. Normal şartlarda 07/06/1991 girişi ile 53 yaşında emekli olacak ama askerlik süresinden sadece 1 ay ödeme yaparsa başlangıcı 07/05/1991 olacak ve emeklilik yaşı 52 olacaktır.
Ali Tezel
http://www.haberturk.com/yazarlar/ali-tezel-1016/995145-sgkdan-menfaatinize-cevap-alamazsiniz

29 Eylül 2014 Pazartesi

Yapılandırma başvuruları internetten Başladı

 Yapılandırma başvuruları internetten Başladı
6552 Sayılı Kanunla borçlarınızın yapılandırılmasına ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan bilgilendirme, başvuru ve ödeme on-line hizmeti kullanıma açılmıştır.
 
Başvuru için tıklayınız


Değerli mükellefimiz;

6552 Sayılı Kanunla borçlarınızın yapılandırılmasına ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan bilgilendirme, başvuru ve ödeme on-line hizmetimiz kullanımınıza açılmıştır.


BAŞVURU İÇİN TIKLAYINIZ :https://intvd.gib.gov.tr/internetvd/template.jsp?page=IVD_7111_LOGIN_AC
   
 




 

Prim borcu olanlara önemli Tarihler

 Prim borcu olanlara önemli Tarihler
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun ile sigorta primlerinden idari para cezalarına kadar birçok borca yapılandırma imkânı getirildi. Ancak söz konusu imkândan faydalanmak için başvuru ve ödeme tarihlerini kaçırmamanız gerekiyor.
SGK' ya prim borcu olanların tüm borçları yapılandırma kapsamında değil.
 
2014 yılı Nisan ve önceki aylara ait olup, 10 Eylül 2014 ve öncesinde tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan prim borçları için yapılandırma başvurusu yapılabilecek. Yani 2014 Mayıs ve sonrasına ait prim borçları kapsamda değil.
 
Aynı şekilde sosyal güvenliğe yönelik yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle 30 Nisan 2014 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin idari para cezası alacakları da yapılandırma kapsamına alındı. Mayıs 2014 ve sonrasında işlenen fiiller nedeniyle uygulanan idari para cezaları ise kapsam dışında.
 
Bu borçlarla ilgili yapılandırma imkanından faydalanmak için borçluların en geç 31 Aralık 2014 tarihine kadar Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurmaları gerekiyor. Ancak gelir testinden kaynaklanan genel sağlık sigortası prim borçları için son başvuru tarihi 30 Nisan 2015.
 
SGK' ya borcu olanlar bu borçlarını peşin olarak tek seferde ödeyebilecekleri gibi taksitler halinde de ödeyebilecekler.
Peşin ödeme yolunu seçen borçlular, borç aslı (idari para cezası alacakları için % 50'si) ile bu borçlara ödeme süresinin bittiği tarihten 10 Eylül 2014 tarihine kadar TEFE/ÜFE/Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle hesaplanan tutarın tamamını en geç 2 Şubat 2015 tarihine kadar ödeyebilecekler. Gelir testinden kaynaklanan genel sağlık sigortası prim borçları için son ödeme tarihi ise 1 Haziran 2015.
 
Eğer borçlular peşin ödeme yolunu seçmezlerse prim borçlarını taksitle de ödeyebilecekler. Bu durumda borçların, ikişer aylık süreler itibariyle 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödenmesi mümkün bulunmakta. Yani borçlular borçlarını en fazla 36 aylık bir süre içinde ödeyebilecekler.
 
Taksitle ödeme noktasında spor kulüplerine ise bir ayrıcalık tanındı. Spor kulüpleri prim borçlarını 42 taksitte ödeyebilecekler.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise bir takvim yılı içinde ikiden fazla taksit süresinde ödenmezse veya eksik ödenirse yapılandırma hakkı kaybedilecek ve prim borçları eski haline dönecek. Bu sebeple taksitlerin aksatılmaması çok önemli.
Dr.Mehmet Bulut

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/dr_mehmet_bulut/prim_borcu_olanlara_onemli_tarihler-1215344

Borçtan kurtulma rehberi


Borçtan kurtulma rehberi 
Torba Yasa çıktı ve borç başvuruları başlıyor. Ama kafalardaki sorular bitmedi. Bize gelen çok sayıda soru üzerinden mini bir rehber hazırladık Meclis ekim ayını beklemeden Torba Yasa'yı çıkardı ve yaklaşık 20 milyon insanın hayatını değiştirecek düzenlemeleri hayata geçirdi. Yasanın çok kapsamlı olması kafalardaki soru işaretlerini de artırıyor. Bu noktada borçların ödenmesiyle ilgili bize gelen sorulardan mini bir rehber hazırladık.

Vergi borçları siliniyor mu?
Borç silinmesi söz konusu değil. Vergi borcunun aslı ödenecek. Vergi cezaları da ödenecek. Ama gecikme zamları silinecek. Kalan miktar vade farklarıyla taksitlere bölünecek. SGK'ya olan borçlarda da gecikme zamları silinecek.

Trafik cezaları ne olacak?
Bu konuda bir silme söz konusu. 120 liranın altındaki trafik cezaları tebliğ edilmeden silinecek. Köprü ve otoyollardan geçişlerle ilgili borçlar da 12 TL'nin altında ise yok sayılacak.

Yapılandırma için nereye başvurulacak?
Vergi borçlarıyla ilgili başvurular ilgili vergi dairelerine yapılacak. Sosyal güvenlik borçları için SGK'ya, emlak vergisi ve su borçları için belediyelere başvurulacak.

Vade farkı ne kadar olacak?
Faizler silindikten sonra ortaya çıkacak ana parayı taksitlerle ödemek isterseniz, vade farkı uygulanacak. Ana para borcunuz taksite göre şu katsayılarla çarpılacak:

Son başvuru ne zaman?
Vergi borçları için başvuruda son tarih 30 Kasım 2014. Bu tarih tatil gününe rastladığı için başvuralar 1 Aralık 2014'ün mesai bitimine kadar alınacak. Genel Sağlık Sigortası borçluları için süre ise 7 ay. Diğer prim borçları için ise 1 Ekim'den itibaren 3 ay süre verildi. Son günü beklememekte fayda var.

Hacizler kalkıyor mu?
Hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak. Varsa alınan teminatlar iade edilecek. Bu arada dava açmış olanların davalardan vazgeçmesi gerekecek.

Taksitleri ödemezsek ne olur?
Bir takvim yılında iki veya daha fazla taksit ödenmez ise yapılandırma bozulacak ve ilk haline dönecek. Taksiti geciktirir ya da eksik öderseniz gecikme faiziyle ödeyebileceksiniz.

GSS borcu çıktı ne yapayım?
Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcu çıkanlar ya da borcunu ödemeyenlere de imkân geliyor. Gelir testi yaptırmayanlar 7 ay içinde bu testi yaptıracak. Aile içinde kişi başına geliri brüt asgari ücretin 3'te 1'inden az olanların bütün borcu silinecek. Bu şekilde borcu silinenler sağlıktan da yararlanmaya başlayacak. Eğer gelir bu rakamın üzerindeyse, geliri oranında belirlenecek prim geçmişe yönelik olarak yeniden hesaplanacak. Böylece en yüksek limitten çıkarılan prim borcundan kurtulmak mümkün olacak. Hesaplanan daha düşük miktardaki borç da, taksitle ödenebilecek.

Belediyeye borçlar yasada mı?
Belediye alacaklarından olan emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, belediyelerin su alacakları da yasa gereği yapılandırma kapsamına alındı.

GAZETECİ NE İSTİYOR?
Basın İş Kanunu çalıştayları düzenleniyor. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın destek verdiği bu çalışmalar meslektaşlarımızın özlük haklarıyla ilgili çok önemli düzenlemeler içerecek. Bu konuda yoğun mesajlar alıyorum. İsteklerin başında 15 yıl ve 3 bin 600 günle tazminat hakkı kazanmak geliyor. Yine iş güvencesi, mesai ve izin haklarının tam kullanılması da öne çıkan diğer istekler. Milli ve dini bayramlarda çalışılıyor olması ise öteden beri meslektaşlarımız arasında tartışma konusu. Meslektaşımız da olan Sayın Akdoğan'ın bu çalışmaları mesleğin çalışanlarıyla yapmak istediklerini söylemesi de çok önemli. Hayırlı neticeler çıkacaktır.

SİGORTA ÖNCESİ HAK YOK
Annem 1955 doğumlu, 1978 ve 1983'te 2 doğum yaptı. 01.10.1997'de çalışmaya başladı. Doğum borçlanmasından faydalanıp erken emekli olabilir mi? Emre YABAN
Annenizin yaptığı doğumlar sigorta başlangıcından önce olduğu için doğum borçlanması hakkı bulunmuyor. Bu konu yeni Torba Yasa'da yer almadı.

GEÇ ÖDEME MİKTARI ARTIRIR
21.12.1999 SSK girişliyim. 24.10.1976 doğumluyum. Askerden sonra SSK'lı oldum. Askerlik borçlanmasını şimdi mi ödesem faydalı olur, yoksa emeklilik tarihine yakın bir dönemde mi? Bülent KEPEK
Normal şartlarda 60 yaşında emekli olursunuz. Ama askerliği 13 ay borçlanırsanız 57 yaşa iner, prim sayısı düşer. Borçlanmayı geç yapmanız o dönemdeki asgari ücrete göre miktarı artırır.

EVLENİNCE KESİLİR
2010 yılında eşim vefat etti. Ben ve kızım dul yetim maaşı alıyoruz. Çalışmak istiyorum. Aldığım maaş kesilir mi? (ismi saklı)
İster çalışmaya başlayın, isterse emekli olun, her iki durumda da vefat etmiş olan eşinizden almış olduğunuz maaş kesilmez. Sadece almış olduğunuz sağlık hizmetini çalışmanız halinde kendi üzerinizden almanız gerekir. Maaş ancak evlenirseniz kesilir.


NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM
09.12.1985 doğumluyum. 01.10.2004 sigorta başlangıcım. Sigorta sürecinde 1 çocuk var. Ne zaman emekli olabilirim. Öznur MEMİŞ
58 yaş ve en az 4.500 prim günü şartlarıyla kısmi (yaştan) emekli olursunuz. Çalışıyorsanız ve 4.500 prim gününü dolduracaksanız doğum borçlanması yapmaya gerek yok. Priminiz eksik kalırsa bir çocuk için borçlanıp 720 gün kazanırsınız.

10.03.1969 doğumluyum. Sigorta başlangıcım 29.09.2009. Sigortadan önce 2 çocuğum var. Ne zaman emekli olurum? Havva DUYKU
İşe giriş tarihinize göre 58 yaşında ve 7.200 prim günüyle emekli olursunuz. Sigortadan önceki doğumların size bir faydası olmuyor.

01.02.1989 SSK girişim var. Doğum tarihim 01.02.1966. Prim gün sayım ise 9.000. Ne zaman emekli olurum? Hüseyin Emre KESKİN
25 yıl 51 yaş ve 5.450 prim günü şartları gerekiyor. Prim ve yıl dolmuş yaşınız 2017'de tamamlanacak. Askerliği 9 ay borçlanırsanız yaş şartınız

50'YE İNER VE 2016'DA EMEKLİ OLURSUNUZ.
02.06.1975 doğumluyum, 10.08.1990 sigorta başlangıcım. 5.500 prim günüm var. Ne zaman emekli olurum? Özkan POLATLIGİL
25 yıl 52 yaş ve 5.525 prim günü şartlarına tabisiniz. Priminiz tamam. Yılınız 2018'de dolacak. 02.06.2027'de emekli olursunuz.

SORULARINIZI BEKLİYORUZ
Her cumartesi bu köşede çalışma hayatıyla ilgili sorunlarınızı gündeme getiriyoruz. Sorularınızı bizesorun@ sabah.com.tr ve faruk.erdem@ sabah.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

HAFTA İÇİ HER GÜN SAAT 16.15'TE AHABER'DE BİZE SORUN PROGRAMI'NDA SORULARINIZI CEVAPLIYORUZ… Tel: 0212 300 66 66
 

Borçtan kurtulma rehberi

Borçtan kurtulma rehberi 
Torba Yasa çıktı ve borç başvuruları başlıyor. Ama kafalardaki sorular bitmedi. Bize gelen çok sayıda soru üzerinden mini bir rehber hazırladık Meclis ekim ayını beklemeden Torba Yasa'yı çıkardı ve yaklaşık 20 milyon insanın hayatını değiştirecek düzenlemeleri hayata geçirdi. Yasanın çok kapsamlı olması kafalardaki soru işaretlerini de artırıyor. Bu noktada borçların ödenmesiyle ilgili bize gelen sorulardan mini bir rehber hazırladık.

Vergi borçları siliniyor mu?
Borç silinmesi söz konusu değil. Vergi borcunun aslı ödenecek. Vergi cezaları da ödenecek. Ama gecikme zamları silinecek. Kalan miktar vade farklarıyla taksitlere bölünecek. SGK'ya olan borçlarda da gecikme zamları silinecek.

Trafik cezaları ne olacak?
Bu konuda bir silme söz konusu. 120 liranın altındaki trafik cezaları tebliğ edilmeden silinecek. Köprü ve otoyollardan geçişlerle ilgili borçlar da 12 TL'nin altında ise yok sayılacak.

Yapılandırma için nereye başvurulacak?
Vergi borçlarıyla ilgili başvurular ilgili vergi dairelerine yapılacak. Sosyal güvenlik borçları için SGK'ya, emlak vergisi ve su borçları için belediyelere başvurulacak.

Vade farkı ne kadar olacak?
Faizler silindikten sonra ortaya çıkacak ana parayı taksitlerle ödemek isterseniz, vade farkı uygulanacak. Ana para borcunuz taksite göre şu katsayılarla çarpılacak:

Son başvuru ne zaman?
Vergi borçları için başvuruda son tarih 30 Kasım 2014. Bu tarih tatil gününe rastladığı için başvuralar 1 Aralık 2014'ün mesai bitimine kadar alınacak. Genel Sağlık Sigortası borçluları için süre ise 7 ay. Diğer prim borçları için ise 1 Ekim'den itibaren 3 ay süre verildi. Son günü beklememekte fayda var.

Hacizler kalkıyor mu?
Hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak. Varsa alınan teminatlar iade edilecek. Bu arada dava açmış olanların davalardan vazgeçmesi gerekecek.

Taksitleri ödemezsek ne olur?
Bir takvim yılında iki veya daha fazla taksit ödenmez ise yapılandırma bozulacak ve ilk haline dönecek. Taksiti geciktirir ya da eksik öderseniz gecikme faiziyle ödeyebileceksiniz.

GSS borcu çıktı ne yapayım?
Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcu çıkanlar ya da borcunu ödemeyenlere de imkân geliyor. Gelir testi yaptırmayanlar 7 ay içinde bu testi yaptıracak. Aile içinde kişi başına geliri brüt asgari ücretin 3'te 1'inden az olanların bütün borcu silinecek. Bu şekilde borcu silinenler sağlıktan da yararlanmaya başlayacak. Eğer gelir bu rakamın üzerindeyse, geliri oranında belirlenecek prim geçmişe yönelik olarak yeniden hesaplanacak. Böylece en yüksek limitten çıkarılan prim borcundan kurtulmak mümkün olacak. Hesaplanan daha düşük miktardaki borç da, taksitle ödenebilecek.

Belediyeye borçlar yasada mı?
Belediye alacaklarından olan emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, belediyelerin su alacakları da yasa gereği yapılandırma kapsamına alındı.

GAZETECİ NE İSTİYOR?
Basın İş Kanunu çalıştayları düzenleniyor. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın destek verdiği bu çalışmalar meslektaşlarımızın özlük haklarıyla ilgili çok önemli düzenlemeler içerecek. Bu konuda yoğun mesajlar alıyorum. İsteklerin başında 15 yıl ve 3 bin 600 günle tazminat hakkı kazanmak geliyor. Yine iş güvencesi, mesai ve izin haklarının tam kullanılması da öne çıkan diğer istekler. Milli ve dini bayramlarda çalışılıyor olması ise öteden beri meslektaşlarımız arasında tartışma konusu. Meslektaşımız da olan Sayın Akdoğan'ın bu çalışmaları mesleğin çalışanlarıyla yapmak istediklerini söylemesi de çok önemli. Hayırlı neticeler çıkacaktır.

SİGORTA ÖNCESİ HAK YOK
Annem 1955 doğumlu, 1978 ve 1983'te 2 doğum yaptı. 01.10.1997'de çalışmaya başladı. Doğum borçlanmasından faydalanıp erken emekli olabilir mi? Emre YABAN
Annenizin yaptığı doğumlar sigorta başlangıcından önce olduğu için doğum borçlanması hakkı bulunmuyor. Bu konu yeni Torba Yasa'da yer almadı.

GEÇ ÖDEME MİKTARI ARTIRIR
21.12.1999 SSK girişliyim. 24.10.1976 doğumluyum. Askerden sonra SSK'lı oldum. Askerlik borçlanmasını şimdi mi ödesem faydalı olur, yoksa emeklilik tarihine yakın bir dönemde mi? Bülent KEPEK
Normal şartlarda 60 yaşında emekli olursunuz. Ama askerliği 13 ay borçlanırsanız 57 yaşa iner, prim sayısı düşer. Borçlanmayı geç yapmanız o dönemdeki asgari ücrete göre miktarı artırır.

EVLENİNCE KESİLİR
2010 yılında eşim vefat etti. Ben ve kızım dul yetim maaşı alıyoruz. Çalışmak istiyorum. Aldığım maaş kesilir mi? (ismi saklı)
İster çalışmaya başlayın, isterse emekli olun, her iki durumda da vefat etmiş olan eşinizden almış olduğunuz maaş kesilmez. Sadece almış olduğunuz sağlık hizmetini çalışmanız halinde kendi üzerinizden almanız gerekir. Maaş ancak evlenirseniz kesilir.


NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM
09.12.1985 doğumluyum. 01.10.2004 sigorta başlangıcım. Sigorta sürecinde 1 çocuk var. Ne zaman emekli olabilirim. Öznur MEMİŞ
58 yaş ve en az 4.500 prim günü şartlarıyla kısmi (yaştan) emekli olursunuz. Çalışıyorsanız ve 4.500 prim gününü dolduracaksanız doğum borçlanması yapmaya gerek yok. Priminiz eksik kalırsa bir çocuk için borçlanıp 720 gün kazanırsınız.

10.03.1969 doğumluyum. Sigorta başlangıcım 29.09.2009. Sigortadan önce 2 çocuğum var. Ne zaman emekli olurum? Havva DUYKU
İşe giriş tarihinize göre 58 yaşında ve 7.200 prim günüyle emekli olursunuz. Sigortadan önceki doğumların size bir faydası olmuyor.

01.02.1989 SSK girişim var. Doğum tarihim 01.02.1966. Prim gün sayım ise 9.000. Ne zaman emekli olurum? Hüseyin Emre KESKİN
25 yıl 51 yaş ve 5.450 prim günü şartları gerekiyor. Prim ve yıl dolmuş yaşınız 2017'de tamamlanacak. Askerliği 9 ay borçlanırsanız yaş şartınız

50'YE İNER VE 2016'DA EMEKLİ OLURSUNUZ.
02.06.1975 doğumluyum, 10.08.1990 sigorta başlangıcım. 5.500 prim günüm var. Ne zaman emekli olurum? Özkan POLATLIGİL
25 yıl 52 yaş ve 5.525 prim günü şartlarına tabisiniz. Priminiz tamam. Yılınız 2018'de dolacak. 02.06.2027'de emekli olursunuz.

SORULARINIZI BEKLİYORUZ
Her cumartesi bu köşede çalışma hayatıyla ilgili sorunlarınızı gündeme getiriyoruz. Sorularınızı bizesorun@ sabah.com.tr ve faruk.erdem@ sabah.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

HAFTA İÇİ HER GÜN SAAT 16.15'TE AHABER'DE BİZE SORUN PROGRAMI'NDA SORULARINIZI CEVAPLIYORUZ… Tel: 0212 300 66 66

 
 

Dava safhasındaki alacaklar ve torba kanun

Dava safhasındaki alacaklar ve torba kanun
Bir alacağın 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenebilmesi için aşağıdaki üç şartı birlikte taşıması gerekmektedir.
 
- Kanunda belirtilen tür ve dönemden kaynaklı bir alacak olması,
- Kesinleşmiş alacak olması,
- 10.09.2014 itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması (Kanunun 73'üncü Maddesinin 16'ncı fıkrası kapsamında olan alacaklar için vadesi 30.04.2014 tarihi ve öncesi olan).
 
Kesinleşmiş alacak ne demektir?
 
73'üncü madde kapsamında yapılandırılan alacakların 10.09.2014 itibariyle kesinleşmiş olması gerekmektedir. 
 
Bir alacağın kesinleşmesi için alacağın ihtilaflı olmaması gerekecektir. Bazı alacakların  kesinleşme süreçleri aşağıdaki gibidir.
 
A- VUK kapsamına giren vergi ve cezaların kesinleşmesi;
 
1- Beyanname ile beyan edilen vergiler beyan edildiği tarihte (ihtirazi kayıtla verilen beyanlara dayalı tahakkuklar da dava konusu edilmiş olsa bile yararlanabilecektir)
 
2- İkmalen, re' sen veya idarece tarh edilen vergiler ile kesilen vergi cezalarına ilişkin düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin tebliği üzerine,
 
a- Süresi içinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması,
 
b- Uzlaşma hükümlerinden yararlanılarak uzlaşılması
 
hallerinde söz konusu olacaktır.
 
Bilindiği gibi verginin "tahakkuk" etmesi verginin ödenebilir aşamaya gelmesi demektir. Verginin tahakkuku ile kesinleşmesi her zaman birlikte gerçekleşmeyebilir. Örneğin, ikmalen, re' sen veya idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalar ihbarname ile mükellefe tebliğ edilmekte, mükellefler ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemesinde dava konusu yapabilmekte ve vergi mahkemesi de bu cezalı tarhiyatları onayabilmekte (mükellef alehine) ve bu kararlara da bir üst yargı merciinde itiraz/temyiz edilebilmektedir. 
 
İtiraz/temyiz incelemesi Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay'da devam eden vergi ve cezalara ilişkin tarhiyatlar, vergi mahkemesi kararının vergi dairesine tebliği üzerine tebliğ tarihi itibariyle VUK 112'nci madde gereği gecikme faizi hesaplanarak "tahakkuk" ettirildiği halde bir üst yargı merciinde yargılamanın devam etmesi nedeniyle bu alacakların "kesinleşmiş alacak" olarak değerlendirilmesi mümkün olmamaktadır.
 
Bu halde, 6522 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih olan 11.09.2014 tarihi itibariyle, ilk derece vergi mahkemesi kararı üzerine tahakkuk ettiği halde yargılaması devam etmesi nedeniyle kesinleşmemiş olan alacaklar 73'üncü madde kapsamına girmeyecektir.
 
B- İdari para cezalarının kesinleşmiş alacak olabilmesi için idari yaptırım kararlarına karşı süresi içerisinde dava açılmaması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
 
Ancak, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları hakkında dava yolu bulunmadığından, bu idari para cezaları verildikleri tarih itibarıyla kesinleşmektedir.
 
C- Ecrimisillerin kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için ecrimisil ihbarnamesi/ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin tebliği üzerine süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
 
Ç- Yukarıda yer verilen alacaklar dışında kalan ancak madde kapsamına giren diğer alacakların kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu alacakların varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmaması gerekmektedir.
 
6552 sayılı Kanunun 73'üncü maddesi kapsamına tür ve dönem itibariyle girdiği halde varlığına ilişkin dava açılmış olan alacaklardan; Kanunun yayımlandığı tarihten önce (11.09.2014) davadan tamamen feragat edilmesi ve feragata ilişkin mahkeme kararının tebliğ edilmiş olması üzerine kesinleşmiş olanlar, 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş alacak olması şartıyla, madde hükmünden yararlanabileceklerdir.
 
İdari para cezaları için de "feragate" ilişkin olarak yaptığımız açıklamalara göre işlem yapılacaktır. 
 
6552 sayılı Kanunun 73'üncü maddesi hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve bu kararlar ile hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bulunması hâlinde bunlar talep edilemez.
 
27.09.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Tebliğ de de konu hakkında, "madde hükümlerinden yararlanmak için açılmış davalardan vazgeçilmesi şart olduğundan, borçlular tarafından maddeden yararlanmak için yapılan başvurular üzerine tahsilat işlemlerinden dolayı açılmış davalar sulh yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 55'inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılmış olan davalara konu alacaklar için madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması halinde, ödeme emrine karşı açılmış davalardan da vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesi gereğince %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir" açıklamasına yer verilmiştir. 
 
Davadan vazgeçmekle ne kazanılacaktır?
 
Kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece ferî alacaktan ibaret olması hâlinde ferî alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacaklarının tahsilinden vazgeçilecektir.
 
6552 sayılı Kanun kapsamına giren ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının %50'sinin, bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50'sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
 
Vazgeçilen alacaklara ilişkin örneklere ise Tebliğde yer verilmiştir.
Ekrem Öncü 
http://www.thelira.com/yazar/31/ekrem-oncu/2966/dava-safhasindaki-alacaklar-ve-torba-kanun
 

Şirket harcamalarında alışveriş puanı ve mil sürprizi

Şirket harcamalarında alışveriş puanı ve mil sürprizi

Şirket harcamalarında alışveriş puanı ve mil sürprizi
MAL alışında, hizmet bedeli ödenmesinde ya da bazı harcamalarda, şirket çalışanlarınca "kredi kartı" kullanılarak ödeme yapılması, yaygın bir uygulama.
Bunda bir sorun yok ama devamında "bazı ince noktalar" var. İşte bu ince noktalar çok önemli…

ALIŞVERİŞ PUANI Şirketin çalışanı ya da yöneticisi, banka kredi kartı ile şirket adına harcama yapıyor ya da mal alıyor. Bunların faturası da şirketten ödeniyor. Buraya kadar bir sorun yok. Sorun buradan itibaren başlıyor. Kredi kartına nakit puan uygulandığında, şirket çalışanı ya da yöneticisi; - Nakit puan karşılığını özel harcamalarında kullanıyorsa, nakit puan karşılığı yaptığı özel harcama tutarını, şirkete ödeyecek. Şirket de bunu gelir kaydedecek. - Esnaf, tüccar ya da avukat, mali müşavir gibi serbest meslek erbabının, işletme ile ilgili harcama ve mal alımlarını, kredi kartı ile ödeyip, faturasını defterine gider yazması durumunda, nakit puanları da gelir yazması söz konusu olacak. Nedenine gelince, nakit puanlarla kıyafet, erzak vb. kişisel harcamalarının bedelini ödeyebilir. - Çalışan ya da yönetici, nakit puan karşılığını şirkete iade etmiyorsa, bu tutar çalışana ya da yöneticiye ödenmiş ücret kabul edilip, vergi kesintisine tabi tutulacak. Nedenine gelince, Gelir Vergisi Kanunu'nun "ücretin tarifi" başlıklı 61. maddesinde "para ile temsil edilebilen menfaatler" de, ücret olarak kabul ediliyor. - Şirket çalışanı ya da yöneticisi, şirketle ilgili harcamaları ya da mal alımlarının bedelini, kendi banka kredi kartı ile 6-8 ay ya da 12 ay vadeli ödeyip, parasını şirketten peşin tahsil ediyorsa, ayrıca "örtülü kazanç dağıtımı" da söz konusu olabilecek. Ancak, nakit puan karşılığının şirket veya işletme ile ilgili harcamalarda kullanılması halinde bu sorunlar yaşanmayacak.

BİRİKMİŞ MİLLER Şirketin çalışanı ya da yöneticisi, şirketin bedelini ödediği uçak biletleri ile "uçuş mili" biriktirip, kendisi ve ailesi için "Bedava yurtiçi ya da yurtdışı bilet" alabiliyor. Bu durumda, bedava alınan biletler, şirketin ödediği ücret olarak nitelendirilebilir. Söz konusu uygulama, yalnızca şirketler değil, şahıs işletmeleri için de söz konusu... Burada da, kazanılan uçuş millerinin, şirketle veya ticari işletmeyle ilgili iş seyahatlerinde kullanılması halinde, sorun yaşanmayacak.

ŞİRKET KREDİ KARTI Yukarıdaki açıklamalardan da fark edileceği gibi, kişisel banka kredi kartı ile yapılan ve deftere masraf yazılan harcamalar nedeniyle, kazanılan nakit puan ve bedava uçak biletlerine dikkat etmek gerekiyor... Yaşanması muhtemel bu sorunların önüne geçmenin başka bir yolu daha var. O da şirket adına yapılacak harcamalarda, ödeme aracı olarak şirket kredi kartı kullanılması. Bu durumda, yapılan harcamalar karşılığı kazanılan nakit puanlar, şirket kredi kartına yüklenecek ve bu puanlar, şirket adına yapılacak harcamalarda kullanılabilecek ve sorun çıkmayacak.
Şükrü Kızılot
Hürriyet Gazetesi -


 

Ölüm aylığı hak sahiplerine nasıl pay edilir?

Ölüm aylığı hak sahiplerine nasıl pay edilir?

Soru: "Dayımın oğlu vefat etti. Eşi ve çocuğu yok. Annesine aylık bağlanabilir mi, bağlanırsa maaş hissesi ne olur?" Fevzi Y./Adana

SOSYAL SİGORTA AİLEYİ ESAS ALIR
Ölüm, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan, bu olguyu yaşayan kişi ile birlikte ailesini de sosyo-ekonomik olarak etkileyen bir kavramdır. Ölüm, ölen sigortalı bakımından ortaya çıkan bir risk olmaktan ziyade ölen sigortalı tarafından geçimleri sağlanan kişiler açısından güvence altına alınması gereken bir risktir. Temel koruma birimi olarak aileyi esas alan ölüm sigortası, diğer sigorta kollarından farklı olarak sigortalının kendisine değil ölüme bağlı olarak geride kalan hak sahiplerine sosyal güvenlik garantisi sağlayan bir sigorta koludur. Türk toplumunun aile ve sosyal yapısı gözetilerek sigortalının eşi, çocukları ve ana babası hak sahibi olarak tanımlanmıştır.
En az 1800 gün sigorta prim ödemesi olan sigortalıların aile bireylerine ölüm aylığı bağlanır. SSK kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süre­leri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün prim ödenmiş olması ölüm aylığı bağlanması için yeterlidir.
Ölen sigortalının, erkek ya da kadın olmasına bakılmaksızın,
-dul eşine,
-sigorta kapsamında çalışmayan, çalışmaların­dan dolayı gelir veya aylık almayan 18, orta öğrenim görüyorsa 20, yüksek öğrenim görüyorsa 25 yaşından küçük çocuklarına,
-yaşına bakılmaksızın çalışamayacak durumdaki malul çocuklarına,
-evli olmayan, evli olmakla birlikte sonradan boşanan veya dul ka­lan ve sigortalı olarak çalışmayan, kendi sigortasından dolayı emekli maaşı almayan kız çocuklarına, emekli maaşı almayan ve kişi başına düşen geliri asgari ücretin netinden az olan ana-babasına, ölüm sigortasın­dan aylık bağlanır. Ölenin mirasının reddedilmiş olması hak sahiplerine aylık bağlanması hakkını ortadan kaldırmaz.

HİSSE ORANLARI FARKLIDIR
Ölüm aylığından yararlanan eş, çocuk ve anne-babaların, ölüm aylığındaki hisseleri farklıdır. Eş ve çocuklara bağlanan aylıklar toplamı, sigortalının aylığını aşarsa bunların aylıklarında, hisseleri oranında bir indirime gidilir.

Sigortalının dul eşine % 50, aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise 5510 sayılı Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması şartıyla % 75 oranında aylık bağlanır. Ölüm aylığı alan çocuğunun bulunması veya çalışması nedeniyle  % 50 oranında ölüm aylığı bağlanan dul eşin, ileride çocuklarının hak sahibi niteliğini yitirmesi veya kendi sigortalılıklarının sona ermesi halinde aylık oranları, çocukların aylıklarının kesildiği veya kendi sigortalılığının sona erdiği tarihi izleyen ay başından itibaren  % 75'e çıkartılır.

Ölen sigortalının hak sahibi durumundaki erkek, kız ya da malul çocuklarına bağlanan ölüm aylığının oranı % 25'tir. Ancak çocuklardan, sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her biri için ölüm aylığı oranı % 50'dir. Medeni Kanuna göre, sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocuklar da ölüm aylığından aynı oranda yararlanır.

Sigortalının ölüm tarihinde veya sonradan eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı hesaplanan ölüm aylığından az olursa, artan kısım, ölüm aylığına hak kazanan anne ve babasına eşit oranda ödenir. Ancak, ana ve babanın her birinin hissesi ölüm aylığının % 25'inden fazla olamaz. Anne ve babanın her ikisine aylık bağlandığında % 25 oranı ikiye bölünerek aylık hisseleri % 12,50 olarak belirlenir. Artan hissenin bulunmaması halinde anne ve babaya aylık bağlanmaz. Ancak ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması durumunda artan hisseye bakılmaksızın ana ve babaya da aylık bağlanır.

EMEKLİ MAAŞLARINDA ALT SINIR VAR
Ölüm aylıklarında hak sahiplerinin bir ya da iki kişi olması halinde hisseden bağımsız olarak bir de alt sınır aylık değerlendirmesi yapılır. Okurumuzun ölen sigortalı akrabasından dolayı ölenin sadece annesine aylık bağlanacak ise ölüm aylığı hissesi her ne kadar % 25 olsa da, ölen sigortalının ilk defa sigortalı olduğu tarih 1 Ocak 2000 öncesi ise annesine vergi iadesi hariç 838,39 TL, sigorta başlangıcı 1 Ocak 2000 tarihi sonrası ise 403,92 TL ölüm aylığı ödenecektir.
Şerif Akçan

 

Faturada 7 günlük düzenleme süresinin hesabı

 

Faturada 7 günlük düzenleme süresinin hesabı
Mal teslimi ve hizmet ifalarına ait KDV'nin, faturanın düzenlendiği ay değil, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği ay KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere, fatura, Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 229. maddesinde, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika şeklinde tanımlanmış, VUK' un 231/5. maddesine göre faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 (yedi) gün içinde düzenlenmesi gerekmekte olup, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılmaktadır.
Ancak, geçmişten bugüne kadarki uygulamada 7 (yedi) günlük bu sürenin hangi tarihten itibaren başlayacağı, süre hesabına mal teslimi veya hizmet ifasının gerçekleştiği günün dahil edilip edilmeyeceği konularında tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
 
7 günlük fatura düzenleme süresi zorunlu bir süre mi? Faturanın düzenlenmesi için bu sürenin beklenilmesi gerekir mi?
VUK'un 231/5. maddesinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Madde hükmünde yer alan "azami" ifadesi ile, faturanın mutlaka bu süre içerisinde düzenlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu süre mutlak bir süre olmayıp, faturanın 7 günlük bu süre beklenilmeden düzenlenmesi de mümkün bulunmaktadır. 7 günlük fatura düzenleme süresi, mükelleflere kolaylık sağlanması amacıyla getirilmiş özel bir düzenlemedir.
 
7 günlük fatura düzenleme süresi hangi tarihten itibaren başlayacak?
Uygulamada 7 günlük fatura düzenleme süresinin mal teslimi veya hizmet ifasının gerçekleştiği gün dahil edilmek suretiyle mi, yoksa dahil edilmeden mi hesaplanacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
VUK'un 231/5. maddesinde; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı özel olarak hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun 18/1. Maddesinde ise, vergi kanunlarında yazılı sürelerin nasıl hesaplanacağı hususu düzenlenmiş, sürenin gün olarak belli edildiği durumlarda başladığı günün hesaba katılmayacağı belirtilmiştir.
Buna göre, mal teslimi ve/veya hizmet ifalarına ilişkin belge düzenlenmesinde sürenin gün olarak belirlenmesi sebebiyle malın teslimi veya hizmetin yapıldığı ilk günün dikkate alınmaması, 7 günlük sürenin takip eden günden itibaren başlaması gerekmektedir. Örneğin, 17/9/2014 tarihinde düzenlenen sevk irsaliyesi ile teslim edilen mallara ilişkin faturanın 24/9/2014 tarihine kadar ( bu tarih dahil) düzenlenmesi gerekmektedir.
Konu hakkında Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bir özelgede, "Mal teslimi ve/veya hizmet ifalarına ilişkin belge düzeninde sürenin gün olarak belirlenmesi sebebiyle 7 günlük sürenin hesabının, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı ilk gün hesaba katılmadan takip eden günden başlaması gerekmektedir." şeklinde idari görüş bildirmiştir (MB. GİB. Büyük Mükellefler VDB' nin 08/07/2014 tarihli ve 64597866-105[231-2014]-104 sayılı özelgesi.)
 
7 günlük süre hesaplanırken ay sonlarına dikkat: KDV beyanı yanlışlıkla sonraki ay' a kaydırılabilir! 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 10/a maddesine göre mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin ifası ile KDV yönünden vergiyi doğuran olay meydana gelmekte, bu işlemlere ait KDV'nin ise vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihin ait olduğu dönem KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Buna göre; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, işleme ait faturanın düzenlenmesi için VUK' un 231/5. maddesinde belirlenen 7 günlük süre mükelleflere kolaylık sağlamak amacıyla verilmiş olup, faturanın düzenlenmesi için her durumda mutlak suretle bu 7 günlük sürenin beklenilmesine gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla, faturanın malın teslimi ve hizmetin ifası anında düzenlenmesi de mümkün bulunmaktadır. KDV malın teslimi ve hizmetin yapılması anında doğduğundan, faturanın 7 gün içinde düzenlenmesi vergiyi doğuran olayın meydana gelme tarihini ve verginin bu tarihin ait olduğu dönemde beyanını etkilememektedir. Bu nedenle, mal teslimi ve hizmet ifalarına ait KDV'nin, faturanın düzenlendiği ay değil, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği ay KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Aksine bir durum, KDV'nin geç beyanına neden olacak, bu ise vergi ziyaı ve çeşitli cezai yaptırımları gündeme getirebilecektir.
 
Yılmaz SEZER
http://www.dunya.com/faturada-7-gunluk-duzenleme-suresinin-hesabi-240235h.htm
 

 

Blog Arşivi