Yeni Borçlar Kanunu'nda Zamanaşımı
01.07.2012 tarihinde Türk Ticaret Kanunu ile birlikte yürürlüğe giren 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu nda Borçların ve Borç ilişkilerinde zamanaşımından bahsedeceğim. Borçlar Kanunu ile birlikte daha tanımlı daha belirginleşmiş konularından biri de zamanaşımıdır. Zamanaşımında dikkat etmemiz gereken önemli hususları ifade edeceğim.
A. SÜRELER
Zamanaşımında sürelerin ayrımı işlemlere göre 5 veya 10 yıllık olarak ikiye ayrılmaktadır.
- On yıllık zamanaşımında; kanunda aksine hüküm bulunmadıkça her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.
- Beş yıllık zamanaşımında ise, aşağıdaki alacaklar için 5 yıllık zamanaşımı uygulanır[1]:
- Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
- Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
- Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar.
- Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
- Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.
- Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.
Yukarıda iki farklı zamanaşımı süresi ayrımı yapılmaktadır. Zamanaşımı süreleri sözleşmeyle değiştirilemez.(md. 148) Yani 5 yıllık zamanaşımı süresinde bir alacağın süresi sözleşmeye koyduğunuz bir maddeyle 2 yıla indirilemez.
B. ZAMANAŞIMINDA BAŞLANGIÇ
En önce belirtilmesi gereken; zamanaşımı alacağın muaccel hale gelmesi, yani alacağın vadesinin dolması, tahsil edilebilir hale gelmesidir. Ayrıca alacağın bir bildirime bağlı olduğu şartı varsa da bu bildirimin gerçekleşmiş olması gerekir. Zamanaşımı bu bildirimden sonra işlemeye başlar (md.149)
Ayrıca dönemsel edimlerde ; alacağın tamamı için zamanaşımı, ifa edilmemiş ilk dönemsel edimin muaccel olduğu günde işlemeye başlar. Alacağın tamamı zamanaşımına uğramışsa, ifa edilmemiş dönemsel edimler de zamanaşımına uğramış olur.(md. 150)
C. ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN HESAPLANMASI
Süreler hesaplanırken zamanaşımının başladığı gün sayılmaz ve zamanaşımı ancak sürenin son günü de hak kullanılmaksızın geçince gerçekleşmiş sayılır.(md.151 Örneğin, 5 yıllık zamanaşımı süresi konusuna giren bir işlemde alacak muaccel hale 01.01.2000 de geldiyse 31.12.2005 tarihi zamanaşımına girmenin son günüdür.
D. ZAMANAŞIMININ DURMASI
Borçlar Kanunu 153. Maddeye göre; aşağıda belirtilen durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur:
- Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.
- Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.
- Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.
- Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.
- Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece.
- Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkânının bulunmadığı sürece.
- Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece.
Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı
işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.
E. ZAMANAŞIMIN KESİLMESİ
Borçlar Kanunu 154.maddeye göre; aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
- Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
Yeni Sürenin Başlaması: Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme yada hakem kararına bağlanmış ise yeni süre her zaman on yıldır.(156.md.)
- Alacaklı, dava veya def'i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.
Yeni Sürenin Başlaması: Bir dava veya def'i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar.Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.Zamanaşımı, iflas masasına başvurma sebebiyle kesilmişse, iflasa ilişkin hükümlere göre alacağın yeniden istenmesi imkânının doğumundan itibaren yeniden işlemeye başlar.(157.md.)
Sonuç itibariyle; 6098 sayılı yeni Yasa'nın 147.maddesi ile önceki Yasa'nın 126.maddesi arasında önemli bir fark bulunmamaktadır hatta uyguladıkça eksiklikler olduğu ortaya çıkmaktadır. Sadece ufak değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca 146.md de "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir" denilmiş ancak "özel bir hüküm bulunmadıkça" ifadesi eklenmeliydi. Sadece alacak ifadesi değil sözleşme ifadesi de geçmeliydi. Çünkü Borçların ve Borç ilişkisi sadece alacakta değil sözleşmede de geçmektedir. Genel ifade niteliği taşımaktadır.
İBRAHİM TOPÇU SMMM
http://muhasebenet.net/haber.php?haber_id=8364
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder