8 Ağustos 2014 Cuma

Limited Şirketin Anonim Şirkete devri halinde KDV uygulaması ve belge düzeni hk.

BaşlıkLimited Şirketin Anonim Şirkete devri halinde KDV uygulaması ve belge düzeni hk.
Tarih17/04/2014
Sayı11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--1005
Kapsam
 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]--1005

17/04/2014

Konu

:

Limited Şirketin Anonim Şirkete devri halinde KDV uygulaması ve belge düzeni.

 

 

             İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; telekomünikasyon ürünleri ve sistemlerinin alım satımı ve kurulumu ile iştigal ettiğiniz, kurumunuzun ... Ltd. Şti.'nin ... işlerini devir alacağı, devir kapsamında bulunan varlık ve yükümlülüklerin amortismana tâbi iktisadi kıymetler, stoklar, alacaklar ve borçlar olduğu, amortismana tabi iktisadi kıymetler ile stoklar için fatura düzenlenmesi ve katma değer vergisi (KDV) hesaplanması hususunda tereddüt yaşanmadığı ancak, devir alınacak alacak ve borçlar için fatura düzenlenmesinin ve KDV hesaplanmasının gerekip gerekmediği, gerekmesi halinde faturayı alan tarafından söz konusu KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında yaşanan tereddüdün giderilmesi amacıyla Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanca ilişkin hükümleri 37 nci ve müteakip maddelerde yer almakta olup, aynı Kanunun 38 inci maddesinde, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerler arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

            İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

            İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

            Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmü yer almaktadır.

            Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde,

            "(1) Bu Kanunun uygulanmasında aşağıdaki şartlar dahilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

            a) Birleşmeler sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye'de bulunması.

            b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.

            (2) Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir.

            (3) Aşağıdaki işlemler bölünme veya hisse değişimi hükmündedir.

              a)...

             b) Kısmi bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye'deki iş yeri veya daimi temsilcisinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanun'un uygulanmasında kısmi bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.

            ..." hükmüne yer verilmiştir.

            Bu hüküm ve açıklamalara göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi çerçevesinde bir devirden söz edilebilmesi için bir şirketin devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi ve sonucunda da şirketin infisah etmesi, kısmi bölünmeden söz edilebilmesi için ise devrin yapılacağı şirketin hisse senetleri karşılığı olmak üzere, bir şirketin faaliyet konularından biri olan işletmenin kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine, şirketten ayrı olarak ve işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetinin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümüyle devredilebilmesi gerekmektedir.

            Dolayısıyla ... Ltd. Şti.'nin faaliyet konularından olan ... işleri faaliyetinin şirketinize intikali işleminin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi çerçevesinde devir ve kısmi bölünme olarak kabulü mümkün olmayıp satış olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

            II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN

            3065 sayılı KDV Kanununun;

            -1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu ,

            -17/4-c maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler ile Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu, söz konusu madde uyarınca bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemlere, KDV Kanununun 30 uncu maddesinin (a) bendi hükmü uygulanmamakta; işlem sonunda faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerce yüklenilen ve indirilemeyen vergiler, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen veya bölünen kurumların varlıklarını devralan mükellefler tarafından mükerrer indirime yol açmayacak şekilde indirim konusu yapılabileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, ... Ltd. Şti.'nin ... işlerinin Şirketinize devri Kurumlar Vergisi Kanununda devir veya bölünme olarak kabul edilmediğinden, bu işlemin KDV Kanununun 17/4-c maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, ... Ltd. Şti.'nin ... işlerinin Şirketinize devrinde 3065 sayılı Kanunun1/1 inci kapsamında devir bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

            Öte yandan, söz konusu devir nedeniyle ... Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturada gösterilen KDV nin Şirketiniz tarafından genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

            III- VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, tevsik edici bir belge mahiyetinde bulunan fatura ise mezkûr Kanunun 229 uncu maddesinde; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanış, 231 inci maddesinin (5) numaralı bendinde de; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 inci maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.

            Yukarıda yer alan kanun hükümlerine göre ... Ltd. Şti. tarafından şirketinize satılacak iktisadi kıymetler ile stoklar için satış tarihinden itibaren yedi gün içinde şirketiniz adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

            Öte yandan, şirketinizin ... Ltd. Şti'nin ... işlerini devir alması sırasında, söz konusu işlerle ilgili alacak ve borçların devrine ilişkin olarak ilave bir bedel alınması durumunda fatura düzenlenmesi gerekmekte olup, bedel alınmaması halinde ise fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

        Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi